Batı Avrupa’da sınırlar kapalı: Ekonomik yönü kime yarıyor?

Covid-19 önlemleri kapsamında birçok ülkeye sınırlarını kapatan Almanya’da özellikle ekonomik gerekçelerle sınırların yeniden açılması istenirken, Fransa şimdilik buna yanaşmıyor.

Mart ayı ortasından itibaren Covid-19 salgınına karşı önlemler kapsamında Batı Avrupa’daki sınırlar kendi içinde de kapatılmıştı. Avrupa Birliği’nin 1957’de ilk kurucuları olan Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, İtalya ve Lüksemburg açısından bu, on yıllarca sonra bir ilk demekti. Zira sadece karşılıklı olarak sınırdaş ülkede çalışanlara izin verilirken, örneğin Almanya’da birçok şirketin Fransız çalışanlarını geçici işsizlik kapsamında evde kalmaya mahkûm ettiği basına yansımıştı.

‘ESKİ DÜŞMANLIKLAR YENİDEN HORTLADI’

Covid-19 salgınıyla beraber sınırdaş ülkelerden gelen haberler, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra AB sayesinde kısmen de olsa bastırılan eski düşmanlıkların yeniden hortladığını gösteriyor. Almanya’nın Saarland eyaleti ile komşu olan Fransa’nın Moselle ilinden gelen çalışan bireylerin yaşadıkları buna örnek gösteriliyor. Hatta Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas, geçtiğimiz ay bir açıklama yaparak hakaretlere maruz kalan bireylerden özür dilemişti.

Fransa’dan gelen çalışanların sınırdaki kentlerde hakaret ve küfürlere maruz kaldıkları basına yansımıştı. Zira Moselle ili, Fransa’da virüsün en fazla yayıldığı bölge olan Grand-Est içinde yer alıyor.

SINIRLARIN KAPALI KALMASI YEREL EKONOMİK İLİŞKİLERİ BİTİRDİ 

Öte yandan sınırların iki aya yakın bir zamandır kapalı olması, yerel yöneticileri endişelendiriyor. Bu endişelerin başında ise ekonomik kayıplar geliyor.

Hem Hollanda ile Almanya hem de Almanya ile Fransa arasındaki sınırlar arası ekonomik alışverişler oldukça önemli. Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinin batı komşusu olan Fransa’nın Grand-Est bölgesine bağlı Bas-Rhin ve Haut-Rhin illeri buna en önemli örnek. 2016’da anayasal reformla son bulan Alsace bölgesini oluşturan bu iki ilden 50 bini aşkın Fransız, Almanya’da çalışıyor. Bu kişilerin çoğu halen işlerine gidip gelebiliyor. Bu vilayetlere bağlı kentler arasında sınırdaki Strasburg ile Mulhouse ve Colmar gibi büyük kentler bulunuyor.

Ancak esas sorun burada Almanya için başlıyor. Zira 1,8 milyon nüfuslu iki ilden yüz binlerce kişinin neredeyse tüm alışverişlerini daha uygun olduğu gerekçesiyle Almanya’dan yaptıkları bilinen bir diğer gerçek. Örneğin sınırdaki Alman şehri Kehl am Rhein, sadece 35 bin nüfusa sahip ve şehirdeki tüm ticari işletmelerin varlık kaynağı Strasburg şehrinden gelen müşteriler.

YEREL YÖNETİCİLER VE PARLAMENTERLERİN ÇAĞRILARI ARTIYOR

AB ülkeleri arasındaki sınırların ülkeler içindeki sokağa çıkma uygulamalarının sonlandırılmasına rağmen kapalı kalacak olması dikkat çekiyor. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer, sınırların 15 Mayıs’tan önce açılmasının veya kontrollerin gevşetilmesinin gündemde olmadığını duyurmuştu.

Almanya’da birçok siyasi partinin yanı sıra sınır eyaletlerindeki belediye başkanları ile parlamenterlerin bu yönlü baskıları da artıyor. Fransız ve Alman yerel yöneticiler ile parlamenterlerden oluşan bireylerin açtığı kampanyada şimdiye kadar 400’ün üzerinde imza atılmış durumda.

Benzer şekilde Hollanda ve Belçika ile sınırların açılmasını isteyen Angela Merkel’in partisi CDU’dan Nordrhein-Westfalen Eyalet Başbakanı Armin Laschet, sınırların açılması çağrısı da yapmıştı. Süddeutsche Zeitung gazetesinin bugünkü sayısına konuşan Laschet, sınırlar arası turizmi örnek göstererek, virüsle mücadelede komşu ülkelerin yerel yöneticileriyle işbirliği içinde olunduğunu vurguladı. Laschet ayrıca, Fransa ve Lüksemburg ile sınırların açılması sorununa da çözüm bulunmasını ve sınırların sadece AB dışındaki ülkelerle kapalı kalmasını istedi.

AVANTAJLI KONUMDAKİ FRANSA SINIRI AÇMAYA YANAŞMIYOR

Almanya’nın Mart ayında sınırları Fransa ile birlikte kapatmasının ardından Fransa’nın ekonomik olarak avantajlı konuma geçtiği biliniyor. Ülkedeki on binlerce çalışanın işine gitmesine devam ettiği, evlerinde kalanların ise komşu ülkelerdeki geçici işsizlik sistemi sayesinde sadece kısmen mağdur olduğu görülüyor.

Ancak sınırların kapanması sayesinde Fransa’dan Lüksemburg, Belçika ve Almanya’ya ‘ucuz alışveriş’ amaçlı giden milyonlar artık kendi ülkelerindeki mağazalara yönelmiş durumda. Bu ise henüz ölçülmüş olmasa da Fransa için büyük bir avantaj demek.

Birçok Fransız yerel ve ulusal seçilmişin de dahil olduğu kampanyalar sonucunda Fransa Dışişleri ve Avrupa Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, sınırların kapalı kalmaya devam edeceği vurgulandı. France-Info radyosuna konuşan bakan yardımcısı Jean-Baptiste Lemoyne, 15 Haziran’a kadar sınırların kapalı tutulacağını yineledi.