Batının yaptırımları Rusya’nın tarım üretimini tetikledi

Ukrayna iç savaşında bağımsızlık yanlısı Rus gruplara destek verdiği gerekçesiyle batılı ülkelerin 2014’den bu yana Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar, bu ülkede özellikle yerel tarım üretiminde ciddi artış yaşanmasını da beraberinde getirdi.

Yaptırımlar sonrasında ülkenin gıda ihtiyacının karşılanması için daha fazla yerel üretime ağırlık verilirken, yerel tarım üretimini teşvik edici önlemler alındı. Bu önlemler sayesinde özellikle tahıl ürünleri üretiminde ciddi bir ilerleme kaydedildi.

BUĞDAY ÜRETİMİNDE DÖRDÜNCÜ SIRAYA YÜKSELDİ

Statista adlı Alman istatistik sitesiyle Amerikan Tarım Bakanlığı verilerine göre, Rusya 2016-2017 Ekim döneminde 72,5 milyon ton buğday üreterek, Amerika Birleşik Devletleri’ni (ABD) geride bırakmayı başardı. Rusya böylelikle tarihindeki rekor düzeyde buğday üretimine ulaşmış oldu.

ABD aynı dönemde 62,9 milyon ton buğday üretirken, üretimde ilk sırayı 144,7 milyon tonla AB aldı.

Çin Halk Cumhuriyeti’nde buğday üretimi 128,9 milyon ton olurken, Hindistan 87 milyon tonluk üretimiyle dünyanın dördüncü büyük ürecticisi olma pozisyonunu korudu. Aynı verilerde buğday üretiminde önde gelen diğer ülkeler ise şöyle sıralanıyor: Avustralya : 35 milyon ton,

Kanada: 31,7 milyon ton,

Ukrayna: 26,8 milyon ton,

Pakistan: 25,3 milyon ton,

Türkiye: 17,3 milyon ton,

İran: 15,5 milyon ton,

Kazakistan: 15 milyon ton.

İHRACATTA AB’DEN SONRA İKİNCİ SIRADA

Rusya’nın tarım üretimine ağırlık vermesiyle birlikte son yıllarda petrol fiyatlarının düşüşünden kaynaklı ortaya çıkan ‘ekonominin çeşitlendirilememesi’ sorunu az da olsa hafifletilmiş oldu.

Birleşmiş Milletler Gıda Örgütü (FAO) tarafından yayınlanan son verilere göre Rusya, buğday ihracatında Avrupa Birliği’nin (AB) ardından ikinci sıraya yerleşti. 29 milyon tona yakın buğday ihraç eden Rusya’nın bu yıl itibariyle ABD’yi geride bıraktığı belirtiliyor.

DÜNYA GENELİNDEKİ DÜŞÜŞ RUSYA’DA GÖRÜLMEYECEK

Önümüzdeki yıl için dünya genelinde toplam buğday üretiminin 15 milyon ton azalarak 738 milyon tona gerileyeceği öngörülürken, Rusya’daki gerilemenin çok az olacağı tahmin ediliyor. Ve önümüzdeki yıl da Rusya’daki üretimin rekor düzeyde olacağı öngörülüyor.

Rusya’da Sovyetler döneminin de ilerisinde olan buğday üretiminin artışında en önemli payın Volga nehri çevresindeki üretim artışının payı olduğu bildiriliyor.

Genel toplamda ise tahıl ürünlerindeki üretim 119 milyon tonu aşarken, geçtiğimiz yıl bu üretim 105 milyon ton idi. Bu da bir yıllık bir sürede yüzde 13 civarında bir üretim artışı sağlandığı anlamına geliyor.

PUTİN’İN REFORMLARI ÜRETİMİ YENİDEN ARTTIRDI

Sovyetler Birliği döneminde tarımsal alanların kollektif hale getirilmesi ve kimi toprak sahiplerinin topraklarından olması nedeniyle üretimin düştüğü biliniyor. 1932-1933 arasında o dönem birliğe dahil olan Ukrayna’da milyonlarca insanın açlıktan ölmesine rağmen tarımsal üretim Sovyetler döneminde yeterli gelmemişti.

Sovyetler döneminde ABD’den tarım ürünü ithal edilmesine kadar giden tarımsal üretimdeki gerileme, 1991’den sonraki dönemde daha ağır bir şekilde devam etmişti. Ve Rusya uzun yıllar başta buğday olmak üzere birçok tarım ürününü ithal etmek zorunda kalmıştı.

Ancak 2000 yılında devlet başkanlığı görevine gelen Vladimir Putin, tarım üretiminin arttırılması için bir dizi reforma gitmişti. Bu kapsamda tarım alanlarının bireyler tarafından satın alınmasına izin verilirken, en çokta Volga nehri boyunca uzanan tarımsal alanlara ilgi gösterildi.

Özel üretim amaçlı tarım alanlarının satışının yoğunlaştığı bir diğer bölge ise Karadeniz’in kuzeyinde idi.

‘TAHIL PETROLDEN DAHA AZ KAZANÇLI DEĞİL!’

Son on yıllarda ekonomisini büyük oranda doğalgaz, petrol ve silah ihracatına göre şekillendiren Rusya’nın genel olarak ‘daha az kazançlı’ görülen tarım sektörünün önemini kavraması üretim artışında etkili oldu.

Şimdiki Tarım Bakanı Aleksander Tkaçov, tahıl ürünlerindeki artış sayesinde artacak ihracatın önemine dikkat çekmişti. Geçtiğimiz aylarda bir röportaj veren Tkaçov, “Tahıl ürünleri petrolden daha az kazançlı değildir” diyerek, bu sektörün önemine vurgu yapmıştı.

Geçtiğimiz yıl ise, tarımsal üretimdeki artışın belli olması ardından konuşan Tkaçov, tahıl ihracatı sayesinde ülkeye giren döviz sayesinde üreticilerin ‘ciddi kar sağladığının’ altını çizmişti.

2015 ve 2016 yıllarında ülke ekonomisi genel olarak zayıflarken, tahıl ve hayvancılık üretimiyle birlikte toplam tarım üretimi yüzde 2,6 ve yüzde 4,8 oranlarında artış göstermişti.

YAPTIRIMLARA TARIMSAL ÜRÜN AMBARGOSUYLA CEVAP VERİLMESİ ETKİLİ OLDU

Yapılan değerlendirmeler, Rusya’nın tarım üretimiyle ihracatındaki artışta AB ve ABD’nin 2014 sonrasındaki ekonomik yaptırımlarına karşı verilen reaksiyon da etkili oldu.

Yaptırımlar karşısında batılı ülkelerin tarım ürünlerine ambargo uygulayan Rusya yönetimi, bu sayede kendi ülkesindeki üretimi zorunlu kılmayı başarmıştı. Bunun sonucu olarak da üretimin arttığı ve yaptırımların aslında ters teptiği görülüyor.

TÜRKİYE’NİN DOMATESİNE İHTİYAÇ DA KALMADI

Rusya’nın tarımsal üretim artışını en iyi gösteren konu ise, Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tüm girişimlerine rağmen bu ülkeden domates ithalatına yanaşmaması.

Izvestia gazetesinin geçtiğimiz aylarda yayınladığı bir habere göre, 2014 yılından bu yana modern seracılığa devlet desteğiyle yapılan yatırım 150 milyon rubleyi (2,4 milyar euro) buldu. Bu yatırımlar Türkiye’nin satmaya çalıştığı domateste de etkisini gösterdi. Türkiye, 2015’deki uçak krizi öncesinde 540 bin tonluk domates ihracatının 380 milyonluk kısmını Rusya’ya yapıyordu.

Ancak Rusya’da tarıma yapılan devlet destekli yatırımlar sayesinde örneğin ülkenin domates ihtiyacının yüzde 40’ı iç üretimden sağlanıyor. Izvestia’ya göre bu oran yakın dönemde yüzde 80’e kadar çıkacak.