Geçen hafta Pazar günü yapılan seçimlerde François Fillon ve Alain Juppé, ikinci tura kalmıştı. 27 Kasım’da yapılan ikinci turda Fillon, oyların yüzde 69’undan fazlasını alarak net bir farkla kazandı. Juppé ise sağcı seçmenlerin sadece yüzde 30’unun desteğini alabildi. 

ULUSAL-LIBERAL FILLON

Fillon artık resmen sağın Cumhurbaşkanı adayı oldu. Neo-liberal politikaları savunan Fillon, bunu da sert tedbirlerle geliştirmeyi amaçlıyor. Bugüne kadar hep 2 numaralı isim olarak “gölgede”de ileri yürüten Fillon böylece rövanşını almış oldu. Alternatif haber sitesi Mediapart’a göre Fillon artık sağın yeni güçlü ismi oldu. Gelenekçi katı ve radikal bir politikayı benimseyen muhafazakar Katolik Fillon’un izleyeceği politikaların özellikle radikal sol ve sendikaların yoğun tepkisiyle karşılaşacağı öngörülüyor. Sosyal devleti zan altına alan programı özellikle, patronların iştahını yoğun bir şekilde kabartıyor. 

Fransa’nın en şaibeli eski cumhurbaşkanlarından biri olan Nicolas Sarkozy ilk turda elenmişti. Sarkozy de Fillon’a desteğini vererek, siyasete geri dönmenin yollarını oluşturmaya çalışıyor. Hakkında çok sayıda yolsuzluk suçlaması bulunuyor. 

KARANLIK BİR GEÇMİŞE SAHİP JUPPE

Seçimleri kaybeden Alain Juppé’nin de karanlık bir geçmişi bulunuyor. 1993’ten 1995 yılına kadar Dışişleri Bakanı görevinde yer aldı. Başbakan oluğu 1995 ile 1997 arasında ise Ruanda’da Tutsilere karşı yapılan soykırım gerçekleşti. Soykırımdan sorumlu dönemin geçici hükümetinin üyelerinin korunması için talimat Alain Juppé’den gelmişti. Ruanda’daki soykırımcı hükümete verilen bu destek, son Tutsilerin de katliamdan geçirilmesini sağlamıştı. Juppé’nin ayrıca Türk rejimi ile de yoğun ilişkileri vardı. 2011’de Kürt karşıtı bir polisiye işbirliği anlaşması yapıldığında Sarkozy hükümetinin Dışişleri Bakanı’ydı. KCK adı altında benzeri görülmemi bir baskı kampanyasının sürdürüldüğü bir sırada Kasım 2011’de Türkiye ziyaret eden Juppé, Türkiye ile dayanışma mesajı vermişti.