Lübnan’da kriz derinleşiyor : İki günde 540’ı aşkın yaralı

Lübnan’da yolsuz olarak değerlendirilen siyasi sınıfa karşı yapılan protesto gösterilerinde hafta sonu 540’ı aşkın kişi yaralandı. Pazartesi günü yine bir çok yerde yollar eylemciler tarafından tutuldu.

Devlet güçleri Pazar günü başkent Beyrut’ta eylemcilere karşı plastik mermiler ve gaz bombaları kullandı. Eylemciler, taşlarla karşılık verdi. Çatışmaların ikinci gününde en az 145 kişi yaralandı. Cumartesi günü ile birlikte yaralı sayısı en az 546’ya yükseldi.

Kent merkezinde Parlamento’ya giden bir caddenin girişinde toplanan eylemciler, “Devrim, devrim” diye haykırdı. Çatışmalar gün boyunca sürdü.

Pazartesi günü eylemler durmadı. Sabah saatlerinden itibaren Trablusşam’da çok sayıda yol kapatıldı.

Ülkenin güneyindeki Saida ve Majdelyun kentlerinde aynı bankanın şubeleri tahrip edildi.

Ülkede son haftalarda bankalara yönelik eylemler sıklaştı. Bankaların, Lübnan pazarında likidite dolaşımına ve para çekmeye ciddi sınırlandırmalar getirmesi tepkilerin hedefinde yer alıyor. Genel anlamda bankalar ve siyasi yöneticiler yolsuzluğun kaynağı olarak görülüyorlar.

Üç aydır yaşanan protesto eylemlerine rağmen siyasi yöneticiler krizden çıkış için somut adım atmıyor. Bir ara eylemlerin yatışacağı üzerine hesap yapıldı, ancak yeni yılla birlikte sokaklar daha da alevlendi.

Hafta sonu şiddetin düzeyinin tırmanması ardından Cumhurbaşkanı Michel Aoun, Savunma ve İçişleri Bakanları’nın da hazır bulunacağı bir güvenlik toplantısı yapılması çağrısında bulundu.

Lübnan’da WhatsApp üzeri aramalara vergi getirilmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Hükümet ilkin şiddetle bastırma yolunu seçse de sokakların sesini bastıramadı. 17 Ekim’de başlayan protestolar sonucu 29 Ekim’de Başbakan istifa etmek zorunda kalmıştı. Aralık ayında yeni başbakan olarak Hasan Diab’ın belirlenmesi de tepkileri dindiremedi. Diab, eylemcilerin istediği gibi bağımsız teknokratlardan oluşan bir hükümet kurma sözünü verse de, eylemciler Diab’ın yolsuz siyasi sınıftan geldiğini belirterek reddediyor.

Libya’daki tepki, yaşam koşullarının kötüleşmesi ve bankaların para çekmeye getirdiği sıkı kısıtlamalarla daha da büyüdü. Ülkenin borcu 90 milyar dolara yükseldi. Bu da yurt içi gayrı safi milli hasılasının yüzde 150’sinden fazlasına denk geliyor. Dünya Bankası, Kasım ayında yaptığı bir açıklamada yoksulluk oranının nüfusun yüzde 50’sine varabileceği uyarısında bulundu. Ülke zenginlikleri ise küçük bir azınlığın elinde bulunuyor. Yedi milyarder, 13.3 milyar dolarlık servete sahip. Bu da orta gelirlin nüfusun yüzde 50’sinin sahip olduğu gelirden on kat daha fazlasına denk geliyor. Siyasiler ve devlet memurları arasında yolsuzluk endemik bir hal almış durumda. Bu nedenle protestocular, bağımsız teknokratlardan oluşan bir hükümet kurulmasını istiyor.