Suriye’de kim ne yapabilir, hangi tehlikeler var?

Suriye’de yeniden savaş çanları çaldı. Süper güçler karşı karşıya geldi. Rusya ile ABD arasındaki ilişkiler Soğuk Savaş’tan bu yana hiç bu kadar gerilmedi. Kim ne diyor, kimin ne kadar kapasitesi var ve her an saldırı olabilir mi?

Suriye’ye yönelik Batı’dan her an bir “saldırı” olabileceği sinyalleri geliyor. Gerilim neden bir anda bu kadar hızlı bir şekilde artarak, savaşın eşiğine gelindi? Suriye savaşının başından bu yana, dengeler bozuluyor ve yeniden oluşturuluyor. Kartlar el değiştiriyor ve yeniden dağıtılıyor. Kırmızı çizgiler belirleniyor, bozuluyor ve yeniden çiziliyor.

YENİ GERİLİME GEREKÇE: 7 NİSAN SALDIRISI

Son gerilime 7 Nisan’da Duma’da gerçekleşen saldırı gerekçe oldu. Alanda bulunan ve zaman zaman çetelerle işbirliği yapmakla da suçlanan Mavi Kasklılar ile Syrian American Medical Society isimli sivil toplum örgütü saldırıda 40’dan fazla kişinin “zehirli gazlarla” öldüğünü iddia etti. Duma, Şam yakınında silahlı grupların varlık gösterdiği son bölgeydi. Sözkonusu örgütler 500’den fazla kişinin gazdan etkilendiğini öne sürdü. Bu örgütlere göre, atılan gazlar klora benzeyen bir koku yayıyordu. Bu bilgileri bağımsız kaynaklarca doğrulamak mümkün görünmüyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, bunun kimyasal bir saldırı olduğunu doğrulamıyor, ancak solunum sorunu yaşayan 70 vaka olduğundan bahsediyor.

Başta ABD olmak üzere Batılı hükümetler kimyasal silah kullanıldığını belirterek Şam rejimini suçladı. Şam rejimi ve ittifakları olan Rusya ve İran, bunun bir komplo ve provokasyon olduğunu savunuyor.

8 NİSAN:8 Nisan günü ABD Başkanı Donald Trump, Esad için “hayvan” dedi ve “ağır bedel ödeyeceği” tehdidinde bulundu. Trump, ayrıca Rusya ve İran’ı da sorumlu olarak işaret etti.

Moskova yönetimi Washington’u “üretilmiş gerekçelerle askeri bir müdahale” konusunda uyararak, bunun sağır sonuçları olacağını bildirdi. Şam rejimi de benzer bir tepkide bulundu.

9 NİSAN:9 Nisan günü, Humus bölgesinde Şam rejimine ait askeri bir üsse hava saldırısı gerçekleşti, 7’si İran askeri olmak üzere en az 14 kişi öldü. Moskova, Tahran ve Şam, saldırıdan İsrail’i sorumlu tuttu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “provokasyonlar ve spekülasyonlar” olduğu tepkisinde bulundu. Rus uzmanlar, Duma’da kimyasal saldırıya ilişkin bir bulguya rastlamadıklarını açıkladı.

Daha sonra Washington, her an askeri bir saldırı gerçekleştirebilecekleri yönünde sinyaller gönderdi. 60 adet Tomahawk taşıyan ABD destroyeri Donald Cook, Kıbrıs'ın Larnaka limanından ayrılarak Suriye karasularına yaklaştı.

10 NİSAN:10 Nisan günü Suriye ordusu güçlerini gelecek üç gün için alarma geçirdi. Askeri havaalanları ve üslerdeki güçlerini ve önemli silahlarını Rus üslerine taşıdı.

Aynı gün Uluslararası Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü, Suriye’ye bir ekip göndereceklerini açıkladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, tarafsız soruşturma ve engelsiz giriş istedi. ABD Başkanı Trump, Suriye’ye yönelik Amerika’nın yanıtını belirlemek için Peru ziyaretini iptal etti.

10 Nisan’da ayrıca Fransa hükümeti “kırmızı çizgi aşıldıysa bunun bir yanıtının olacağını” söyledi. Fransa’ya göre, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Trump arasındaki bilgi paylaşımı, kimyasal silah kullanımını doğruluyor. Macron, eğer Paris vurma kararı alırsa, rejimin kimyasal kapasitelerinin hedefleneceğini açıkladı.

Rusya’nın Lübnan büyükelçisi Alexander Zasypkin ise “Amerika saldırırsa, füzeler ve atıldığı kaynakları vurulacak” diye uyardı. BM Güvenlik Konseyi’nde ABD’nin kimyasal silah kullanımına ilişkin bağımsız soruşturma mekanizması kurulmasını öngöre karar tasarısı Rusya tarafından veto edildi. Rusya’nın sunduğu iki tasarı da yeterli oy almadı.

11 NİSAN:11 Nisan’da ABD Başkanı Twitter üzerinde Rusya’ya meydan okudu ve tüm başkentler hareketlendi. Trump şu mesajı paylaştı: “Rusya Suriye’ye atılacak herhangi bir füzenin vurulacağı yeminini ediyor. Kendini hazırla Rusya, çünkü süper, yeni ve akıllı füzeler geliyor. Kendi halkını gazlayan ve bundan zevk alan bir hayvanla ittifak olmamalıydınız.”

Amerikan Savunma Bakanı Jim Mattis de ABD Başkanı Trump’a askeri seçenekleri sunmaya hazır olduklarını bildirdi. Mattis, “İstihbarat servislerimiz ile ittifaklarımızdan gelen bilgileri halen değerlendiriyoruz” dedi.

Kremlin, Duma’da kimyasal silah kullanımının üretilmiş bir gerekçe olduğunu belirterek bunun, güç kullanımı için bir bahane teşkile edemeyeceğini belirtti. Rusya ordusu da Perşembe gününden itibaren Duma’ya askeri polisini konuşlandıracağını açıkladı. Putin, ''Dünyadaki durum endişe verici, sağduyunun galip gelmesini umuyoruz'' dedi. ''Dünyadaki vaziyet endişe verici" diyen Putin şu ifadeleri kullandı: "Tüm dünya sisteminin istikrara kavuşacağını ve daha öngörülebilir olacağını umuyoruz (...)Rusya, diğer ülkelerle ilişkilerini uluslararası hukuk normlarının temelinde inşa etmek istiyor."

11 Nisan günü Washington’dan bir açıklama daha geldi. Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, "Tüm seçenekler masada" derken ABD'nin “kimyasal” saldırıya karşı olası cevabıyla ilgili soru üzerine "Bununla ilgili nihai kararlar henüz alınmadı" diye ekledi.

KİMİN NE GÜCÜ VAR?

Son günlerde yaşanan bu gelişmelerin ardından, “hangi hedefler”, “hangi tehlikeler” ve “hangi olanaklar” yanıt bekleyen sorular olarak ortaya çıktı.

Amerikan savaş gemisi Donald Cook ile seyir füzesi taşıyan Fransız gemisi Aquitaine Akdeniz sularında bulunuyor. Bu iki gemiye, Amerikan veya İngiliz bir deniz altının da yardım edebileceği belirtiliyor. Daily Telegraph gazetesinde göre İngiliz Başbakan Theresa May, İngiliz denizaltılarının Suriye’ye yönelik ateş menziline girmesi talimatı verdi. BBC'ye konuşan kaynaklar, May'in, parlamentodan onay almaksızın Suriye'de askeri müdahaleye katılım kararı almak için hazır göründüğünü söyledi.

Suriye’ye ilişkin ilk tepkiyi veren ülkelerin başında gelen Fransa’da da bir çok senaryo konuşuluyor. Le Figaro’ya göre askeri müdahaleye yeşil ışık yakılırsa Fransız savaş uçakları, Ortadoğu’daki üslerden değil Fransa’dan kalkacak. Fransa’nın vuruş kapasitesi konusunda da soru işaretleri var. Ayrıca ABD’nin peşinden savaş mesajları vermesi içeride yoğun tepkilere neden oluyor. Fransa’da yıllar sonra “kırmızı çizgi” yeniden gün yüzüne çıktı. Bu çizgi Ağustos 2012’de eski ABD Başkanı Barack Obama tarafından çizilmiş ve Başar El Esad’ın kimyasal kullanması durumunda ağır sonuçlarının olacağı yönünde tehditte bulunulmuştu. Ağustos 2013’te ABD Başkanı Suriye’ye hava saldırısından vazgeçmiş, bu kez Rusya dosyaya el atmıştı. O dönem ABD’yi desteklemeye hazır olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, kısa bir süre önce Le Monde gazetesine verdiği mülakatta “Tek başıma gitmek istemiyordum” dedi. Beş yıl sonra bu tarih yeniden tekerrür ediyor. Şimdi sorulan soru şu: Macron daha ileriye gidecek mi?

HANGİ HEDEFLER?

Olası bir saldırıda hangi hedefler vurulacak? Batıl güçler, Suriye’nin kimyasal silah üretilen alt yapılarının hedefleneceği yönünde mesajlar verdi. Suriye’de kimyasal silah ikmali yaptığından şüphe edilen bir çok hava üssü tespit edildi. Bunların başında Humus yakınındaki El Şayrat askeri üssü bulunuyor. Bu üs geçen yıl ABD tarafından 59 Tomahawk füzesi ile vuruldu. Gerekçesi, sarin kazının kullanımına karşı misillemeydi.

Ayrıca İsrail ordusu da Tartus bölgesindeki Mesyaf yakınında bulunan Suriye Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nin bir şubesini geçmişte bombaladı. ABD ve İsrail bu merkezi, sarin gazının geliştirilmesine yardım etmekle suçluyordu. AFP’ye konuşan Institute for the Study of War’dan analist Jennifer Cafarella olası hedeflerden birinin Şam’ın 40 kilometre kuzey batısındaki Dumer askeri havaalanı olabileceğini belirtti. Burası geçen haftaki Duma’ya yapılan saldırıda kimyasal silahların atıldığı yer olarak iddia ediliyor. 9 Nisan Pazartesi günü İsrail güçleri T-4 askeri hava üssünü bombalamıştı. Bu üste Suriye ve İran güçleri ile Hizbullah güçleri bulunuyordu. Cafarella’ya göre ABD burayı yeniden hedefleyebilir ama bu kimyasal silaha doğrudan bir yanıt olmaz.

HANGİ TEHLİKELER?

Askeri bir müdahalenin her an olabileceği belirtilirken, yol açacağı sonuçlar konusunda felaket senaryoları var. Müdahalenin olup olmayacağı, olacaksa nasıl olacağı, sonuçlarına da ışık tutacak. Mevcut durumda taraflar her an savaşa gider gibi pozisyon almış durumdalar. Trump ve Macron, vurmaya hazırlanıyor. İngiltere’nin de hazır olduğu bildiriliyor. Bu üç gücün olası bir saldırısı karşısında, Ruslar ne yapacak? Le Parisien gazetesine göre Uluslararası ve Stratejik İlişkiler Enstitüsü araştırmacısı Didier Billion, “Ruslar da Suriye topraklarındaki bir Amerikan askeri hedefine saldırabilir. Ellerinde bunlara ilişkin tüm bilgiler var” dedi. Billion, Minbic’deki askeri bir komutanlık veya iletişim merkezinin hedef olabileceğini söylüyor.

Her iki tarafın da birbirine karşı kullanabilecekleri askeri olanakları var ancak çoğu uzmanlar gerilimin daha ileriye gitmeyeceğini düşünüyor. Uzman Bruno Tertrais, “Rusların genellikle daha soğuk olan mesajlarında son olarak kullandıkları dil panik içinde olduklarını gösteriyor zira bu kadar öngörülmez bir Trump ile neler yaşanacağını bilmiyorlar. Putin’in ABD ile askeri bir çatışmaya angaje olmada hiçbir çıkarı yok” diyor.

Bu durumda gerilimin belli bir düzeyde kalabileceği belirtiliyor. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da, Fransız ordusunun Suriye’de Rus hedeflerinden kaçınacağını söyledi. Uzmanlar, durumun Soğuk Savaş’tan fazla gergin olduğunu ancak gerçek bir savaş dönüşmesini beklemediklerini ifade etseler de, her an bir savaşın başlayabileceği yönündeki endişelerini de gizlemiyorlar.