Trump’a zaferi getiren nedenler

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) seçimlerinde kimilerine göre sürpriz bir şekilde Donald Trump’ın kazanmasının şoku halen atlatılabilmiş değil. Ancak Trump’a zaferi getiren ve daha önceleri de sıkça dile getirilen nedenler de mevcut.

Göçmenlere, Müslümanlara ve kadınlara karşı söylemleri ve sertlik yanlısı vaatleriyle birçok çevreden tepki çeken Donald Trump, rakibi Hillary Clinton’a karşı son seçimlerde Demokrat Parti’ye oy veren eyaletlerde yüksek oy alarak seçimleri kazanmıştı. Clinton’un toplamda 49 delege çıkaran Florida ve Pensilvanya’yı kazanması bile tek başına seçilmesi için yeterli olacaktı. 

SANDERS’İN HİTAP ETTİĞİ SEÇMENE ULAŞAMADI

Anketlerin büyük oranda Clinton’u göstermesine rağmen Trump’ın kazanmasında etkili olan nedenlerin başında, ekonomik konularda yeteri kadar ikna edici olamaması gösteriliyor. Çalışan kesimlerin ve Demokrat Parti’nin sol kanadının desteklediği Bernie Sanders’e rağmen Clinton’un delege oylarıyla aday gösterilmesi Trump için avantaj olarak görülüyordu.

Trump’ın özellikle orta sınıf ve çalışanlara daha fazla hitap eden bir tarz seçmesi ve ona karşı söylemde sadece ‘popülist’ yakıştırmasıyla yetinilmesi de, on milyonların taleplerinin yeterince anlaşılamadığını gösteriyordu. Önümüzdeki 10 yılda 25 milyon yeni iş alanı yaratmayı vaat eden Trump, ayrıca 7,5 dolar olan asgari ücretin 10 dolara çıkarılması sözü de vermişti.

FBI SORUŞTURMASI

Eski Dışişleri Bakanı Clinton’a yönelik FBI soruşturmasının da Trump’ın kazanmasında önemli etki gösterdiği tahmin ediliyor. Clinton’un bakanlığı döneminde özel bir email sunucusundan önemli konularda yazışmalar yaptığının ortaya çıkması ve ikinci soruşturmanın seçimlere iki hafta gibi bir süre kala açılması da seçmenin kararını etkiledi.

HASTALIĞINI GİZLEMESİ

Hillary Clinton’un 11 Eylül anmalarında hastalığı nedeniyle zor anlar yaşaması ve bunun ‘sıcaklardan dolayı’ olduğu gibi bir açıklamayla geçiştirilmek istenmesi de eleştirilmişti. Clinton’a 9 Eylül’de pnömoni teşhisi konduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte Donald Trump’a ‘Demokrat adayın başkanlık için yeterli enerjisinin olmadığı’ şeklinde propaganda yapma imkanı verilmiş oldu.

TRUMP’IN SEÇMENLERİNE HAKARET ETMESİ

Clinton’un kaybetmesinde Donald Trump’ın seçmenlerine yönelik Eylül ayında sarfettiği bazı sözler de ciddi tepki çekmişti.

Seçim kampanyasına mali destek çekmek için düzenlediği toplantılardan birisinde konuşan Clinton, Trump taraftarları için "Yarısı acınacak haldeki insanlar. Irkçılar, cinsiyetçiler, yabancı düşmanılar, islamofoblar. Daha aklınıza ne gelirse…" ifadelerini kullanmıştı. Clinton, Trump'ı destekleyenlerin diğer yarısını ise "Umutsuzca değişim isteyen bir kitle” sözleriyle tarif etmişti.

Clinton, gelen tepkiler üzerine on milyonlarca kişiye yönelik sözlerinden dolayı ‘pişman olduğunu’ söylemiş, ancak bu durum Trump tarafından seçim propagandasında sıkça kullanılmıştı.

HEDEF SEÇMEN KİTLESİNİ MOBİLİZE EDEMEDİ

Ayrıca Clinton’un seçmenlerini Trump’a oranla pekte mobilize edememesi de bu sonuçta etkili oldu. Bir önceki seçimde Obama’nın Latin Amerikalılar ve Siyahilerden yüzde 70 ila 90’lar üzerinde oy almayı başarırken, Clinton’da bu oran yüzde 65 ve yüzde 88’de kaldı.

Özellikle Florida’da Kübalılar ve diğer Latin kökenlilerin yüzde 54 gibi bir oranda Trump’ı seçmesi de buna örnek gösteriliyor.

Ayrıca Trump’ın hedef kitlesini oluşturan ‘beyazları’ büyük oranda harekete geçirebilmesi de zaferinde etkili oldu. Yüksek öğrenim görmüş ‘beyaz Amerikalılar’ arasında yüzde 67 gibi bir oy oranına ulaşan Trump’a karşılık Clinton sadece yüzde 28 gibi bir oranda kaldı. Barack Obama ise bu grupta yüzde 35 oy oranına ulaşmıştı.