3 kentte açıklama: Hasta tutsakların durumu ciddi

Ankara, İstanbul ve İzmir'deki eylemlerde hasta tutsakların durumunun ciddi olduğu belirtildi, "Tahliye edilmeliler" mesajı verildi.

Ankara'daki Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için düzenlediği eylemin 423’üncü haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde açıklama yaptı. İHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Sevil Turgut, Tarsus T tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Nesip Yapıcı’nın durumuna dikkat çekerek, acil tahliye çağrısında bulundu.
Nesip Yapıcı’nın 4 Mart 2010 tarihinde gözaltına alınarak tutuklandığı bilgisini veren Turgut, Yapıcı’nın cezaevine girdiğinde hiçbir hastalığı bulunmadığını söyledi. Turgut, “Batman cezaevinde 1 yıl tutulduktan sonra Mardin Midyat M tipi cezaevine sevk edildi. Burada da yaklaşık 2 yıl tutulduktan sonra İzmir Şakran T tipi kapalı cezaevine sevk edildi ve ilk kez kulaklarından yaşadığı rahatsızlıklardan kaynaklı ameliyat oldu. İzmir’den yaklaşık 3-4 yıl sonra da Tarsus T Tipi Cezaevine kendi isteği dışında sevk edildi. Tarsus’ta iken de kendisine ‘gırtlak kanseri’ teşhisi konulmuş ve pandemiden hemen önce ameliyat edildi. Ameliyat edildiği hastanede servis odasında dökülen çamaşır suyundan rahatsız olduğunu söyleyince servisten alınıp cezaevine götürülmüştür” dedi.


Ailesinin aktarımlarına göre, Yapıcı’nın “ayakta sayım” gibi gerekçelerle 3 gün darp edildiğini söyleyen Turgut, “Yapıcı’nın ayrıca kalp yetmezliği hastalığı bulunmakta ve bu hastalık için de sürekli olarak ilaç kullanmak zorundadır. Tarsus’ta iken 3 ya da 4 kez kontrole götürüldü. Yaklaşık 6 ay kadar önce de kendi isteği dışında Seydişehir T Tipi Kapalı Cezaevine götürülmüştür. Bu cezaevinde tedavileri aksamış durumdadır. Müddet namesine göre 15 Eylül 2022 tarihinde koşullu salıverilme tarihi gelmesine rağmen İdare ve Gözlem Kurulu değerlendirme raporuna göre tahliyesi 3 ay ertelenmiştir” diye belirtti.
Turgut, son olarak şunları söyledi: “Tedavi görmesi gereken hasta tutuklunun tahliyesi ertelenerek sağlık hakkı da ihlal edildiği koşullu salıverilme hakkından yararlanarak tahliye edilmesi ve ailesinin yanında sağlıklı koşullarda tedavisinin yapılabilmesi için acil olarak tahliye edilmesini talep ediyoruz.”


İZMİR


İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla Konak Eski Sümerbank önünde basın açıklaması yaptı. Eyleme Halkların Demokratik Partisi PM üyesi Hacay Yılmaz, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz ve çok sayıda kişi katıldı. 262'nci haftası olan açıklamada Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevinde bulunan hasta tutsak Abdullah Yılmaz'ın durumuna dikkat çekildi.

 
Basın açıklamasını İHD İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Ahmet Çiçek okudu. Eyleme Rize Kalkandere Kapalı Cezaevi'nde katledilen Süphan Çabuk için taziye dileyerek başlayan Çiçek, cezaevlerindeki insan haklarına uygun olmayan davranışların ölümlere neden olduğunu vurguladı.
Hasta tutsak Abdullah Yılmaz’ın 28 yıldır tutsak bulunduğunu hatırlatan Çiçek, şunları söyledi:


"Yılmaz, 28 yıl önce bir çatışmada böbreğinden yaralı olarak yakalandı. O dönem askeri hapishanesinde ameliyat sonrası bir böbreğinin alındığı yönünde kendisine bilgi verildi. 2000’li yıllarda böbrek rahatsızlığı sebebiyle hastaneye gittiğinde ultrason çekildiğini ve bu şekilde böbreğinin alınmadığını öğrendi. Ayrıca yaralı böbreğinde taş, diğer böbreğinde ise kist olduğu ortaya çıktı. Kist olan böbreği için bir süre 6 ayda bir, bir süre ise yılda bir olmak üzere kontrollere gitti. Tahminen 2010 yılında gittiği muayeneden sonra kendisine kistin büyümediğinin ve önemsiz olduğunun belirtildiğini ve bundan dolayı o tarihten sonra kist sebebiyle kontrole gitmediğini belirtti. Yılmaz’ın böbrek taşı rahatsızlığı 2000 yılından beri devam etmektedir. Eskiden böbreğinde taş oluştukça kırılabilirken şu anda artık kırılamamaktadır. Harran Üniversitesi açık ameliyat veya normal taş kırma yöntemlerinin uygun olmadığı raporlamıştır. Buradaki doktorlar da o rapora dayanarak bu yollarla taşın kırılamayacağını söylemişlerdir."


Abdullah Yılmaz’ın bir aydır şiddetli böbrek ağrısı çektiğini dile getiren Çiçek, şunları söyledi:


"Yeşilyurt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittiğini, burada kendisine cihaz olmadığı için ameliyatla taşın alınamayacağını söylediklerini ve sonradan, dosyayı bu şekilde kapattıklarını öğrenmiştir. Tekrar götürüldüğü hastanede doktorla tartışmış, doktor, onu Üniversite hastanesine sevk etmiştir. Ama ameliyatın yapılabileceği cihazın ( RIRS ) nerede olduğunu bilmediğini belirtmiştir. Daha sonra ağrı kesici iğne verdiğini ama nabzı düşük ( 30/40 arasında) olduğu için revirde iğne yapılmamıştır. Yerine verilen ağrı kesici hap da yeterince etki etmemektedir. 30 Eylül’de nabzı 28’e düşmüş ve acil olarak sevk edilmiştir. Doktor, 'kalbinde bir sorun var' demiştir. Bunun üzerine 03.10.2022’de Yeşilyurt Kalp ve Damar Polikliniğine sevk edilmiştir. Tetkikler yapılmış ama kendisine sonuç hakkında bilgi verilmemiştir. Araştırmaları sonucunda, Abdullah Yılmaz’ın böbrek tedavisinin yapılacağı RIRS cihazının Bozyaka Devlet hastanesinde olduğu bilgisine ulaşan avukatı ve ailesi gerekli bilgiyi fax yoluyla hapishane idaresine bildirmiştir. 13.10.2022 Perşembe günü Bozyaka Devlet hastanesi ürolojiye sevki yapılmıştır."
Abdullah Yılmaz’ın böbrek rahatsızlığının yanı sıra ülser, bacaklarında varis, menüsküs, kireçlenme, nabız düşüklüğü ve gözlerinde katarakt bulunduğunu dile getiren Çiçek, gözlerinden ameliyat olması gerektiği, kalp, damardan gelecek sonucun halen öğrenilemediğini söyledi.


Çiçek, Abdullah Yılmaz’ın tedavisinin bir an önce yapılması çağrısında bulundu.

 
İSTANBUL

 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek için düzenlediği “F Oturumu” eyleminin 551’inci haftasında, dernek binasının önünde açıklama yaptı. Eyleme hasta tutsak yakınlarının yanı sıra birçok insan hakları savunucusu katıldı.
Açıklamayı İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu adına Hatice Onaran yaptı.

 
Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 7 Ekim tarihinde tutsaklar Hasan Şen ve Bilal Konakcı’nın cezaevinde tahliye edildiğini hatırlatan Onaran, “Yetkililerden bu çifte standartlı uygulamalara son verilmesini ve cezaevlerinde ağır hasta mahpus sayısının ve hasta mahpus ölümlerinin giderek arttığı bu süreçte cezaevlerinde bulunan bütün ağır hasta mahpuslar için uygulanmasını istiyoruz” dedi.


Onaran, Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi'nde 17 yıldır tek kişilik hücrede tutulan hasta tutsak Erdal Özel'in durumunu aktardı. Tutsak Özel’in 2006 yılında hiçbir sağlık probleminin olmadığı bir süreçte cezaevine girdiğini fakat cezaevine girdikten sonra ruhsal sorunlar yaşadığını, şizofren hastası olduğunu ifade etti. Onaran, “Kendi ihtiyaçlarını dahi gideremeyecek durumda olmasına rağmen tecrit koşullarında tutulan Özel, 9 yıl önce kendini yakarak intihar girişiminde bulunmuş, bu olay nedeniyle ayrıca sağlık sorunları yaşamaya başlamıştır. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne 3 kez yatırılmıştır. Ancak sağlığında herhangi bir düzelme olmamış, hapishaneye geri götürülmüştür. Ablasının verdiği bilgiye göre, daha önce kalp krizi geçirmiş,  ancak tedavi edilmeden hapishaneye geri gönderilmiştir" dedi.


Özel’in şizofreni hastalığının yanında kalp, yüksek tansiyon, diyabet ve böbrek hastalığına da yakalandığını belirten Onaran, “Özel, böbreklerinde kum oluşması nedeniyle sürekli ağrı çekmekte,  ağrısını kesmek ve tedavisini sağlamak için yeterli imkan sunulmamakta, tedavi hakkı engellenmektedir. 29 Eylül’de Erdal Özel’in görüşüne giden ablasının verdiği bilgiye göre; Erdal’ın sağlık ocağına götürüldüğünü burada kendisine demans başlangıcı olduğunu, idrarını tutamadığını, prostatının ilerlediği, tek başına ihtiyacını karşılayamadığını, çok zayıflamış olduğunu söylemiştir. Ayrıca kardeşim yerinde duramıyordu. Sürekli dağınık anlamsız kelimeleri tekrarlayıp duruyordu, kardeşimin durumu kötü, çoğu kez bizi hatırlamıyor, tek kişilik hücrede, ayda bir kendisine sakinleştirici iğne yapılıyor. Bunun dışında alması gereken ilaçları da vermiyorlar. Arkadaşlarıyla aynı koğuşta kalması için de girişimlerde bulunduk ama sağlık sorunları nedeniyle tek kişilik hücreye alındığı söyleniyor. Kendisine de bakamıyor, zarar veriyor kendisine. O nedenle başkalarıyla da kalamıyor. Yani ölse kimsenin haberi olmayacak diye belirtiyor” diye konuştu.


Adalet Bakanlığı’nı tutsaklara işkence yapmaktan vazgeçmeye çağıran Onaran, Özel’in tedavi edilebilmesi için serbest bırakılmasını istedi.

 
Özel’in ablası Kumru Akgül ise kardeşinin yaşadığı sağlık sorunlarını anlatarak tüm hasta tutsakların serbest kalması gerektiğini söyledi.