'İmralı tecridi kalkarsa kriz ve tıkanıklık biter'

MATUHAY-DER ve ANYAKAY-DER ve TJA’nın düzenlediği aile buluşmasında, kriz ve tıkanıklığın İmralı tecridinin kaldırılmasıyla aşılabileceği belirtildi.

Özgür Kadın Hareketi (TJA), Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) öncülüğünde "Ailelerimizle örgütlü ve özgür yaşamı büyütüyoruz" şiarıyla Avcılar ilçesinde bir otelde ailelerle buluşma etkinliği düzenlendi. Etkinliğe, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Cengiz Çiçek ve Yeşil Sol Parti Riha Milletvekili Ömer Öcalan, Demokratik Bölgeler Partisi (BDP) Marmara Bölgesi eşsözcüleri Dilber Demir ve Attila Özdoğan, 30 yıl cezaevinde tutulan Musa Şanak, şehit yakınları İbrahim Uzun ve Salih Çelik, Cizre’de şehit düşen Halk Meclisi Eşbaşkanı Mehmet Tunç’un oğlu Adem Tunç, Yeşil Sol Parti  İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz, Barış Anneleri Meclisi, HDP Gençlik Meclisi üyelerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

ŞEHİT CENAZELERİNE ZULÜM

ANYAKAY-DER Eşbaşkanı Ayhan Yıldız, son yıllarda çatışmalarda şehit düşenlerin cenazelerinin ailelere kutularda teslim edilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, devletin özellikle yaşamını yitirenlerin ailelerine yönelik kirli politikaları devreye koyduğuna dikkat çekti.

İMRALI TECRİDİNE TEPKİ

Cezaevinde uzun yıllar tutulan Musa Şanak, 30 yılı cezaevinde geçirmenin az bir süre olmadığını belirterek, “İmralı ve diğer cezaevinde yoğun bir tecrit uygulanıyor. Cezaevinde çıkmak özgürlük olarak algılansa da bir yanım cezaevinde. Çünkü hala birçok arkadaşımız cezaevinde. Cezaevindeki sorunlar çözülene dek ve arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar kendimi özgür hissetmeyeceğim” ifadelerini kullandı.

'SALDIRILARA RAĞMEN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ BÜYÜYOR'

TJA aktivisti Felek Erdem ise gerçekleşen saldırılara rağmen özgürlük mücadelesinin her geçen gün büyüdüğünü vurguladı. Devletin özel savaş politikaları ile gençleri toplumdan uzaklaştırmak istediğini belirten Erdem, “Özel savaş politikalarıyla birlikte genç kadınları uyuşturucu, fuhuş ile benliklerinden kimliklerinde uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Ama biz biliyoruz ki aileler bu saldırıları boşa çıkarıyor. Bugün Abdullah Öcalan şahsında uygulanan tecrit artık tüm halklara ve zindanlara uygulanıyor. Buna karşı toplumsal direniş içerisinde olmalıyız. Zindandaki arkadaşlar devletin farklı politikaları ile karşı karşıya kalıyor ama büyük bir direniş yürütüyor. Herkesin kendisine 'bu mücadele yeterli mi değil mi' diye sorması gerekiyor. Mücadele sadece zindanların üstüne kalmamalı. Tecridin önünde halk olarak durmamız gerekiyor. 4 parça Kurdistan’da savaş var. Dilimize, doğamıza, kültürümüze saldırılar gerçekleştiriliyor. Kadına yönelik saldırılar, katliamlar büyüyor. Kadınların sorunu için çocuk istismarı için mücadele etmeliyiz. Bu sorunlar hepimizin sorundur. Reflekslerimizi büyütmeliyiz. Aileler ne kadar güçlü durursa gençlerde o kadar güçlü durur” dedi.

'ÇOCUKLARIMIZIN MÜCADELESİNİ SÜRDÜRECEĞİZ'

Şehit düşen ve kemikleri ailesine torbada verilen Eyüp Çelik’in annesi Saliha Çelik, “Ben sadece Çelik'in değil tüm şehitlerin annesiyim. Bütün halkımızın başı sağ olsun. Gözümüz açık olduğu sürece kanımızın son damlasına kadar çocuklarımızın yolundan dönmeyeceğiz. Devlet çocuklarımızın kemiklerini bizlere kutularda göndererek bizden kurtulabileceğini sanmasın. Biz o aslanların annesiyiz, kimseden korkmayız” diyerek yarın Esenler ilçesinde düzenlenecek taziyeye tüm Kürtleri davet etti.

'OĞLUMUN CENAZESİ KUTU İÇİNDE TESLİM EDİLDİ!'

Sêrt’te yapılan hava saldırısı sonucunda 5 arkadaşıyla birlikte şehit düşen Yılmaz Uzun'un (Tolhildan Tekman) babası İbrahim Uzun, Kürt halkına başsağlığı dileyerek sözlerine başladı. Oğlunun cenazesinin kendisine bir kutu içinde teslim edildiğini hatırlatan Uzun, “Bana bir kutuyu verdiklerinde bir an düşündüm. Benim oğlum uzun boyludur, nasıl bir kutuya sığar? Yolda giderken bu merakıma yenik düşüp kutuya baktım. Bize yol boyunca aklınıza gelebilecek tüm zorlukları yaşattılar. Köye gittiğimizde ise imam vermediler, camilerin kapısını kapatıp, namaz kıldırmadılar. Madem cami Allah’ın evi bu kapı bize nasıl kapanıyor? Köyde her kapıya bir jandarma diktiler, çocukları dahi korkutmuşlardı. Askerler silahlarını bize doğrultarak mezarlığa kadar gittik. Onlar ne kadar zulümkar ise bizler o kadar pehlivanız. Burada herkesin huzurunda söylüyorum. Şehitlerin hayalleri bizim hayallerimiz, yolları yolumuzdur, şehitler ölmez” dedi.

'TIKANAN SİYASETİN AÇILMASI İÇİN TECRİT KALKMALI'

Buluşmada konuşa Yeşil Sol Parti Milletvekili Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekti. “Bu halkın önderi Abdullah Öcalan’dır” diyen Ömer Öcalan, güncel siyasette ittifakların güçlendirilmesine vurgu yaptı. Dört parça Kurdistan’da devletin özel savaş politikalarının devrede olduğunu aktaran Ömer Öcalan, “Kürdistan üzerindeki savaş politikaları derinleşerek devam ediyor. Kürt siyasetinin tasfiye etme politikaları devrede. Eğer biz birliğimizi ve ittifakımızı güçlendirirsek gelecek bizim olacak. Bizim siyasetimiz halkımızın özgürlüğü ve mücadelesi içindir. Abdullah Öcalan paradigması bize bu konuda rehberlik ediyor. Tıkanan güncel siyasetin açılması için Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerekir. Kurdistan özgürlüğü için mücadele etmeye devam edeceğiz. Ailelerimizin, şehitlerimizin bize bıraktığı mirasa sahip çıkacağız” diye konuştu.