Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul Milletvekili ve Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Nuray Özdoğan ve avukat Özgür Faik Erol, Sincan Cezaevi Kampüsünde devam eden Kobanê Davası’na ilişkin Meclis’te gazetecilerle bir araya geldi.
Davaya neden kumpas davası dediklerini aktaran Av. Nuray Özdoğan, “Tutuklu siyasetçiler yargısal taciz ve baskıyla karşı karşıya kalıyor. CİMER’e yapılan bir vatandaşın ihbarıyla bu dava başlıyor. O dönemki fezlekeler ‘halkı suça teşvik etme’ ile yapıldı. Sonrasında iddianamede suçlama konusu değişti. Bu süreci yürüten son dönemde hakkında bazı haberler çıkan Yüksel Kocaman’dı, süreç onlar ile birlikte yürütüldü. 2015’ten sonra ifadeler talimatlarla alınmaya başlandı ama herhangi bir tedbir kararı yoktu. Ahmet Altun Kobanê Davası’nın başında bulunuyordu" dedi.
Nuray Özdoğan, dosyadaki kritik bir süreci şöyle anlattı: “2019’da savcı Altun’un İzmir başsavcı vekili olarak tayini çıkıyor. 31 Mayıs 2019’a kadar İzmir’e hiç gitmiyor ve yazışma yapmaya devam ediyor. İddianame kabul edildikten sonra asıl dosyayı gördük. Kritik olan iki üç evrak var. Unutulmuş evraklar oldu. Muhtemelen o dönem iddianamenin hızlı çıkması gerekiyordu. İmzasız belgeler vardı ve bunları duruşmada işledik.” Av. Özdoğan, dosyada gizli tanık beyanlarının bir gün içinde alındığını ve bunun fiili olarak mümkün olmadığını dile getirdi.
Av. Özgür Erol da "IŞİD’lilerin sokakta suikast gerçekleştirerek öldürdüğü yine ortaya çıkmıştır ve yine dosyada bu ölümlerden HDP MYK üyeleri sorumlu tutulmuştur" dedi.
'AHMAK VE KÜRT DÜŞMANLARI!'
Sırrı Süreyya Önder, "Mevcut iktidarda muazzam bir iç savaş yaşanıyor. Her gün ortaya saçılan pespaye olaylardan görüyoruz. Kobanê Davası AKP’yi yargılamak isteyenlerin bir ön iddianamesidir. Bunu tüm inancım ve tecrübemle söylüyorum. Çözüm sürecine muhalif olan kesim, onları yargılamanın ya da tasfiye etmenin ilk adımını atmışlardır. Çözüm süreci faaliyetleri bir suç delili olarak kriminalize ediliyor. Eğer mahkeme buna uyarsa dönemin tüm bakanları ve başbakanı da dahil ilgili bürokratların hepsi bu davada esas fail olarak yargılanacaklar. Çünkü kamusal gücü elinde tutan bunlardı. Çözüm süreci yasası vardı, yönetmeliği çıkarılmamıştı ama o yasa kabul edildi ve kendi elleriyle o yasayı imha ettiler. Bu iktidarda ve bizi siyaseten imha etmek isteyen bu anlayışta da bu denklemi çözecek zekâ yok. Tümü ahmak ve Kürt düşmanlığı üzerinden gözleri kararmış biçimde yürüyerek kendi iplerini yağlamakla meşguller. Türkiye’de siyasal zaman çok hızlı akar, yaşayacağız göreceğiz. Hem iddianameyi hem davayı bu gözle okursanız göreceksiniz” diye konuştu.
Önder, "Bu çember daralarak herkesi içine alacak bir yere gidiyor. Biz her badireden güçlenerek çıkmış bir geleneğin devamını ve sözcülüğünü yürütüyoruz. İmralı tecridinden tutun bölgeye dönük tüm operasyonları bu bağlamda okumak önemlidir" dedi