‘Özgürlük’ mitingi: İmralı kapıları açılsın, somut adım atılsın!
DEM Parti, Önder Apo’nun İmralı heyeti ile görüşmesi ardından verdiği mesajları üzerine Esenyurt Meydanı'nda "Özgürlük İçin Barış Mitingi" düzenledi.
DEM Parti, Önder Apo’nun İmralı heyeti ile görüşmesi ardından verdiği mesajları üzerine Esenyurt Meydanı'nda "Özgürlük İçin Barış Mitingi" düzenledi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), ağır tecrit altındaki Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerden çıkan mesajlar üzerine gerçekleştirdiği “Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları” kapsamında İstanbul’da miting organize etti.
Migint, Esenyurt ilçesindeki Cumhuriyet Meydanı’nda “Özgürlük için ekmek, adalet ve barış” şiarıyla yapıldı.
Halk sabah saatlerinden meydanda toplanırken, alana “Özgürlük için ekmek, adalet ve barış” pankartı asıldı.
Mitinge, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Meral Danış ve DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları katıldı.
BARIŞ ÖNÜNDEKİ BARİKATLARI YIKMAYA GELDİK
Tülay Hatimoğulları, halkı Kürtçe selamlayarak konuşmasına başladı.
“Buraya barışı haykırmaya geldik, barışa kurduğunuz barikatları yıkmaya geldik” diyen Tülay Hatimoğulları, “Bakın oluşturdukları bu barikatlara, resmen kitlenin içerisinde odacıklar oluşturmuşlar. Bu barikat barışa karşı kurulan bir barikattır. Bizler barışın savunucuları olarak, barış için her türlü bedeli ödeyenler olarak bu barikatları çoktan yıkmışız.” dedi.
Tülay Hatimoğulları, “Değerli halklarımız, bu mücadelemiz hapishane duvarlarını, demir parmaklarını yıkmak içindir. Bu mücadelemiz İmralı tecridinin ortadan kalkması içindir. Bu mücadelemiz Figen Yüksekdağların, Selahattin Demirtaşların ve adını sayamadığımız on binlerce yoldaşımızın özgürlüğü içindir.” diye ekledi.
ROJAVA’DAN ELİNİZİ ÇEKİN
Tülay Hatimoğulları, “Suriye’de, Lübnan'da, Filistin’de, Irak’ta, Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava’da, Ortadoğu bölgesinde devam eden savaşı durdurmak için düzenliyoruz. Bugün Suriye'de rejim değişikliği olduktan sonra Kuzey ve Doğu Suriye’de, Rojava’da binbir mücadele ile oluşan özyönetimin bir statü kazanmasını engellemeye çalışıyorlar. Buradan bir kez daha diyoruz ki Rojava’dan elinizi çekin. Kuzey ve Doğu Suriye'den elinizi çekin.” mesajını verdi.
Rojava’nın oluşturduğu özyönetim ile bütün Ortadoğu’ya model olan bir demokratik toplumsal yönetimi sağladığını ifade eden Tülay Hatimoğulları, “Rojava’da mevcut olan bütün farklı halklar ve inançlar orada kendilerini temsil etmektedir. Kadınlar, Ortadoğu’nun karanlığında boğulmak istenen kadınlar, Rojava’da eş başkanlık ve eşit temsiliyet ile siyasette, kamusal alanda, toplumsal alanda, yaşamın her alanında kadınlar var. Rojava devrimini kadın devrimi yapan bütün kadınlara binlerce kez selam olsun. Bugün Suriye ‘de Rojava’da Kürt halkının çok önemli bir kazanımı var.” diye konuştu.
Tişrîn barajına yönelik saldırılara da dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, “Buradan Rojava’ya dönük mesajımızı çok net olarak veriyoruz. Tişrin Barajı başta olmak üzere Suriye Milli Ordusu ve benzeri çetelerle oraları bombalamak, orada insanları katletmek, barış nöbeti tutan sanatçılara saldırmak kimsenin kabul edeceği bir şey değildir” vurgusunda bulundu.
Türkiye’deki ağır ekonomik krize de dikkat çeken Tülay Hatimoğulları “Burada Kürt işçi ile Türk işçinin yanyana gelmesini engelliyorlar. Bizler bizi bu şekilde bölmek isteyenlere karşı hep birlikte, işçiler ve emekçiler olarak yaşasın halkların kardeşliği, işçilerin birliği diyelim mi alkış ve zılgıtlarımızla?” şeklinde konuştu.
KALICI BİR BARIŞI HEP BERABER SAĞLAYALIM
İmralı görüşmelerini hatırlatan Tülay Hatimoğulları, şöyle konuştu: “İmralı görüşmelerini bu meydanı dolduran siz değerli halklarımız çok merak ediyorsunuz. Bunu iyi biliyoruz. Ama şundan emin olun ki Türkiye’de yaşayan bütün yurttaşlarımız şu an İmralı’daki görüşmelerin nasıl geçtiğini ve nasıl sonuçlanacağını dört gözle izlemektedir, merak etmektedir. Öncelikle şunu söylemeliyim. Sayın Abdullah Öcalan’ın sağlık durumu oldukça iyi ve sizlere selamlarını getirdim. Selamlarını iletiyorum size. Sayın Öcalan’ın siz değerli halkımıza verdiği mesajı şudur. Türkiye’yi demokratikleştirdikçe Kürt sorunu barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülecektir demiştir. Barışın toplumsallaşması için sadece iktidar sadece DEM Parti değil Türkiye’deki bütün siyasi partiler, bütün muhalefet partileri, bütün kurumlar, bütün toplumsal dinamikler mutlaka ve mutlaka bu sürecin bir parçası olmalıdır, yürütücüsü olmalıdır. Yürütücüsü olmalıdır ki kalıcı bir barışı hep beraber sağlayalım.”
BARIŞ DEYİP ROJAVA’YI BOMBALAMAK…
Kayyımlara tepki gösteren Tülay Hatimoğulları, şunları ifade etti: “Bizler bir ellerinde sopa bir ellerinde havuçla barışın olamayacağını haykırmak istiyoruz. Biz çok istiyoruz DEM Parti olarak, Kürt halkı barışı istiyor, Türkiyen'in bütün demokrasi güçleri barışı istiyor. Bir yandan barış diyeceksiniz sonra kayyım atayacaksınız. Bir yandan barış diyeceksiniz diğer yandan şu arkada gördüğümüz barikatları barışın mitinginin içine kuracaksanız. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bir yandan barış diyecekseniz öte yandan gazetecileri tutuklayacaksınız, bir yandan barış diyecekseniz öte yandan gazetecileri İHA ve SİHA’yla vuracaksınız. Bir yandan barış diyeceksiniz bir yandan Rojava'ya bombalar yağdıracak, İHA ve SİHA’larla suikastler düzenleyeceksiniz. Değerli halkımıza sormak istiyorum böyle bir barış olur mu? Umuyorum ki Saray bizi izliyor, iktidar bizi takip ediyor. Halkın duygu ve düşüncesini, siyasini görüşünü, toplumsal duruşunu görüyordur.”
42 MERKEZDE HALK TOPLANTILARI
Barışı kendi elleriyle getireceklerini vurgulayan Tülay Hatimoğulları, “Bizlere çok önemli bir görev düşüyor. Barışı biz kendi ellerimizle getireceğiz. Mücadele ederek onurlu bir barışı ve demokratik çözümü hep beraber kazanacağız.” dedi.
10 Şubat'a kadar 42 merkezde halk toplantıları yapacaklarını belirten Tülay Hatimoğulları, “Bu halk toplantılarında onurlu bir barışın nasıl tesis edilebileceğini hep birlikte konuşacağız. İmralı görüşmelerinin bilgisini siz değerli halkımızla paylaşacağız (...) Barışa bu kadar yaklaştığımız bir dönemde barışı dört elle tutabilmek için yapmamız gereken şey daha çok çalışmaktır.” dedi.
NASIL OLACAK BU SÜREÇ?
Tülay Hatimoğulları, şöyle devam etti: “Biliyorum hepinizin kafasında çokça soru var. Nasıl olacak bu süreç diye. Şu bilinmeli ki bizler İmralı’dan gelen mesajları çok iyi okuyoruz. İmralı’dan gelen mesaj çok net, Türkiye demokratikleşmelidir. İran demokratikleşmelidir. Aksine bölgede nelerin yaşandığını herkes görüyor. Ve Öcalan diyor ki Türkiye kendi halkıyla ve iç iradesiyle iç barışını sağlamalıdır.”
İKTİDARA ÇAĞRI: SOMUT ADIM ATILMALI
İktidara da çağrıda bulunan Tülay Hatimoğulları, şöyle konuştu: “Barışın üzerinde bu kadar gölge oluşturamazsınız. Barışın üzerinde bu kadar baskı oluşturamazsınız. Sayın Öcalan bir adım attı, DEM Parti bir diyalog ve müzakere partisi olarak üzerine düşeni yapmaya hazır olduğunu söyledi. Biz Türkiye’nin dört bir yanında Kürdistan’ın bütün illerinde kapı kapı gezip barışı anlatıyoruz, anlatmaya devam edeceğiz. Ama devlete ve iktidara düşen görev konusunda henüz onlar somut bir adım atmış değiller. Acilen atılması gereken adımlar vardır. Bunun başında Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecridin kalkması ve Sayın Öcalan'ın barış için daha çok çalışması için olanaklarının genişletilmesi ve koşullarının iyileştirilmesidir. İkinci önemli talebimiz güven arttırıcı somut adımların atılmasıdır. Bu adımlar atılırsa o zaman barışa olan inancımız artar. Ama kayyımlar, gözaltı ve tutuklamalar devam ederse değerli halklarımızın barışa olan inancını kaybetmesini sağlarsınız. Umarız bugün Esenyurt'tan bu mesajı bu iktidar alır.”
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ: ÖNCE İMRALI’NIN KAPILARINI AÇIN
Meral Danış Beştaş, Kürtçenin Kurmanci lehçesinde yaptığı konuşmada, 1993’ten bu yana Önder Apo’nun barış istediğinin ve bu yönde çabaladığının altını çizdi.
Meral Danış Beştaş, “Orada her zaman, bu talep için mücadele ettiğini söyledi. Bugün, Meclis’e gelip konuşsun diyenler önce onun önündeki (İmralı’daki) kapıları açsın. Kilidi denize atsınlar.” dedi.
Barışa büyük destek vermek gerektiğini vurgulayan Meral Danış Beştaş, “Kürtler ne istiyor diyenler, bu meydana baksınlar. Biz buradayız” diye vurguladı.
BARIŞA BARİKAT KURAMAZSINIZ
Daha sonra konuşmasına Türkçe devam eden Meral Danış Beştaş, şöyle konuştu: “Şunu söylüyoruz, barışa barikat kuramazsınız, biz bu barikatları yıkar geçeriz. Çünkü şunu hiç kimse unutmasın Ankara’dan barış, çözüm ya da başka başka konuşmalar yapmak kolay ama barış nasıl gelir, halkın sahiplenmesiyle gelir. Halkın desteğiyle gelir. Bugüne kadar en büyük zulmü zorbalığı yaşayanlar bugün barış için mücadele ediyor. Şöyle bir yanlış anlaşılma var, birileri tek taraflı yürüyecekmiş gibi konuşuyor. Barış tek taraflı bir iş değildir. Bu işin tarafları vardır. İktidar bu taraflardan biridir, devlet bu taraflardan biridir. Eğer gerçekten bu konuda samimiyet ve güven duyulmasını istiyorsa gerekli açıklamaları yapmak ve tutumunu göstermek zorundadır. Tehditle, şantajla, başka başka sözlerle bu barışa olan güveni sağlamayamazsınız. Kayyımlarla hiç sağlayamazsınız. Ama şunu unutmayın, şöyle bir soru sıkça soru soruluyor, bunu Ankara da duysun diye söylüyorum, bugün bile soruldu. Biz bunlara nasıl inanalım, nasıl güvenelim, gerçekten samimiler mi diye hepinizin aklında sorular var.”
“Barış istemek teslim olmak değildir.” diyen Meral Danış Beştaş, “Barış mücadelesi vermek boyun eğmek demek değildir. Barış mücadele gerektirir, direniş gerektirir. İktidarların en büyük silahı savaşlardır ama bizim en büyük gücümüz barışı istemek ve bunu için mücadele etmektir.” ifadelerini kullandı.
Meral Danış Beştaş, “Büyük kayıplar yaşadık ve bu kayıpları unutmayacağız. Bu süreç nihayete erdiğinde tabii ki bunların hepsi konuşulacak tartışılacak. Bu meydanda kin gütmeyenlerin intikam duygusuyla hareket etmeyenlerin aslında bu ülkeye kazandıracağı çok şey var. Biz zulmü tarihe gömmek için buluşuyoruz. Barış demek zulmün olmaması demektir, adalet demektir, demokrasi demektir. Bütün bunları sizlerle birlikte yaşama geçireceğiz. Başkası ne derse desin biz ne istediğimizin farkındayız.” diye ekledi.
İktidara da seslenen Meral Danış Beştaş, “Bir yandan şiddet bitsin derken diğer yandan şiddet uygulamaya da devam ediyorlar” diyerek devam eden baskılara dikkat çekti.
Meral Danış Beştaş, “Biz barış mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz ama uyguladığınız şiddeti de sineye çekmeyeceğiz kusura bakmayın. Buna itiraz edeceğiz buna direneceğiz, bununla mücadele edeceğiz. Çünkü barış istemek teslimiyet demek boyun eğmek demek değildir.” diye vurguladı.
İMRALI BARIŞ GÖRÜŞMELERİNİN TEMEL MUHATABIDIR
Son olarak İmralı görüşmelerine değinen Meral Danış Beştaş, “İmralı barış görüşmelerinin temel muhatabıdır. Bunu kabul etmeyen yok zaten. Peki barış görüşmesinin, bu diyalogun temel muhatabı, temel siyasi aktörü dört duvar arasında, istenildiği zaman izin verilen, istenildiği süreyle görüşülebilen bir aktör nasıl çalışabilir? Bunun olanaklarının yaratılması lazım. Biz hep söyledik. Sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması lazım. Dünyanın hiçbir yerinde barış görüşmelerinde muhataplarından biri dört duvar arasında değildir. Özgürdür, özgürce o masaya oturur ve o görüşmeleri yürütür. Bu nedenle zaman kaybetmeden umut hakkını da dikkate alarak Türkiye’nin geleceğini aydınlatacak, bütün halklara nefes aldıracak barışın tesisi için Sayın Öcalan’ın özgür olması gerekiyor. Başka yolu yok. Bu konuda talebimiz de duruşumuz da bellidir.” dedi.