Adalet Bakanlığı hapishaneden sevk için bir de ailelerden yol parası istedi

Kırşehir Y Tipi Hapishanesi’ndeki tecrit koşullarını protesto etmek için 116 gündür açlık grevinde olan Grup Yorum emekçisi Vedat Doğan’ın annesi Sara Doğan, Adalet Bakanlığı’nın sevk için kendilerinden yol parası istediğine dikkat çekti.

Grup Yorum emekçisi Vedat Doğan, 6 Şubat Çağlayan saldırısı sonrası başlatılan “cadı avı”yla gözaltına alınıp hukuksuz bir biçimde tutuklananlardan. Marmara Hapishanesi’nden Kırşehir Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sürgün edilen Doğan, burada siyasi tutsaklara dayatılan tecrit koşullarını protesto etmek için bedenini açlığa yatırdı.

Ailesine yakın bir hapishaneye sevk edilme talebiyle tam 116 gündür açlık grevinde olan Doğan’ın annesi Sara Doğan ANF’ye konuştu.

Alması gereken B vitamini dozajının doktor tarafından engellendiği için oğlunun sağlık durumun kötüye gittiğine dikkat çeken Sara Doğan, tüm kesimlere duyarlılık çağrısı yaptı.

‘OĞLUMU HZ. YUSUF GİBİ RESMEN KUYUYA ATTILAR’

Oğluyla aynı hapishanede olan ve açlık grevi yapan Halil Yakut’un 25 Temmuz’daki mahkemesine katılmak için Adana’dan İstanbul’a gelen Sara Doğan için Yakut’un tahliye edilmesi, sağlığı giderek kötüleşen oğlunun özgürlüğüne kavuşması için umut oldu. Oğlu Vedat ve arkadaşlarının Kırşehir Y Tipi’ne sürgün edildikten sonra çok zor günler yaşadıklarını anlatan Sara Doğan, tutuklu olmasına rağmen oğlunun aylardır ağırlaştırılmış müebbet hapis koşullarında tutulduğunu kaydetti. “Oğlumu resmen Hazreti Yusuf gibi kuyuya attılar. Hiç kimseyi görmüyor, duymuyor” diyen Sara Doğan, kuyu tipi olarak adlandırdığı Y tipi hapishanelerinde hava, güneş hatta dünyanın olmadığını belirtti. Tek kişilik küçücük hücrelerde tutsakların kendi kaderlerine terk edildiğini ifade eden Sara Doğan, “Pencerelerde bile sineklik var. Yağmur yağsa parmağına bir damla su gelmez. Öyle felaket bir yer. Her şey otomatik, insan yüzü göremiyor” dedi.

‘SÜRGÜN İÇİN VAR OLAN YOL PARASI SEVK İÇİN Mİ YOK?’

Bu insanlık dışı koşullara karşı oğlunun açlık grevine başladığını ve tam 116 gündür aç olduğunu belirten Sara Doğan, sevkinin ise çeşitli bahaneler öne sürülerek reddedildiğini söyledi. En son Adalet Bakanlığı’nın kendilerinden sevk için yol parası istediğine dikkat çeken Sara Doğan, “Adalet Bakanlığı’ndan gelen yazıda, üç şehirden birini seçmemiz ve yol parasını karşılamamız istendi. Tabii ki reddettik. Oğlum ve arkadaşlarını kuyu tipine sürgün ederken yol parası vardı da şimdi oradan sevk etmek için mi para yok?” diye tepki gösterdi.

‘B VİTAMİNİ VERMEYEN HAPİSHANE İDARESİ RESMEN ÖLMELERİNİ İSTİYOR’

Oğlu ile onun gibi tek kişilik hücrede tutulan ve açlık grevinde olan Rezzan Şengül’e ısrarla gereken B vitamini dozunun verilmediğini anlatan Sara Doğan, hapishanenin revir doktorunun bu keyfi engeli nedeniyle hem oğlunun hem de arkadaşının sağlık durumunun kötüye gittiğini aktardı.

B vitamini verilmediği gibi akide şekerinin de temin edilmediğine dikkat çeken Sara Doğan, “B vitaminini biz aileler olarak karşılamak istedik. Para yatırdık, yine gereken dozu vermediler. Kantinden ısrarla istedikleri akide şekerini bile temin etmediler. Hatta Halil Yakut’un annesi bizzat B vitamini gönderdi ama onu da vermediler. Oğlumu en son gördüğümde kulağı duymuyordu. Elleri titriyordu. Çok zayıflamıştı ve bitkindi. Midesi çok ağrıyordu. Ama dediğim gibi hapishane idaresi resmen ölmelerini istiyor” dedi.

‘KÖTÜLER DIŞARIDA, KONSER YAPMAK İSTEYEN ÇOCUKLARIMIZ İÇERİDE’

Oğlu ve arkadaşı Rezzan’ın konser yasaklarına karşı mücadele ettikleri için hukuksuz bir biçimde tutuklandıklarını vurgulayan Sara Doğan, ilk duruşmanın 2 Ekim’de görüleceğini, o zamana kadar çok geç olabileceğini söyledi.

Duyarlılık çağrısı yapan Sara Doğan, şunları kaydetti: “Bütün kötüler dışarıda! Katiller, tecavüzcüler, uyuşturucu baronları, mafya ellini kolunu sağlayarak gezerken, hiçbir suçu olmayan ve tek talepleri konser yasaklarının kaldırılması olan çocuklarımızı hukuksuz bir biçimde tutuklamaları yetmiyormuş gibi, bir de kuyu tipinde tecritte tutuyorlar. Bu çocuklar açlıktan ölecek; ya tahliye edilsinler ya da bir an önce sevkleri yapılsın. Biz anneyiz, bizim ciğerimizi yakmasınlar.”