Aileler, katledilen Tekdağ kardeşler ve Efeoğlu için buluştu

Amed ve Batman'da devlet güçlerince katledilen Mehmet ve Ali Tekdağ kardeşler ile Ayhan Efeoğlu'un hikâyesi anlatıldı.

Yakınları faili meçhul cinayetlerle katledilen ya da kaybedilen ailelerin, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ile sürdürdüğü oturma eylemi 679'uncu haftasında. "Kayıplar bulunsun, failler yargılansın" şiarıyla Koşuyolu Parkı'ndaki Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya gelen aileler, ellerine yine katledilen ve kaybedilenlerin fotoğraflarını taşıdı.

Sivil toplum örgütü temsilcilerinin de yer alarak destek verdiği eylemde bu hafta 12 Şubat 1993 tarihinde gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Tekdağ'ın akıbeti soruldu.

İHD Şube Başkan Yardımcısı Ezgi Sıla Demir, uluslararası alanda yaklaşık 40 yıldır ülkelerin, demokratik ve insan haklarına saygılı bir düzen kurabilmeleri için kendi geçmişlerinde uyguladıkları suçlarla yüzleşmek zorunda kaldığı dile getirdi. 
Demir, ağır hasta olmasına rağmen Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde rehin tutulan Kürt SİAyasetçi Aysel Tuğluk'un durumuna da dikkat çekti. Tuğluk'un 2016 yılından beri ağır işkence şartları altında tutulduğunu söyleyen Demir, şöyle devam etti: "Ataerkil siyaset anlayışının değişiminde önemli rol oynayan kişilerden biridir Aysel Tuğluk. Siyasetin eril yapısının sorgulanıp, kadınlara siyaset olanağının geliştiği bu dönemde parlamenter seçilip, parlamentoya girmiştir. Aysel Tuğluk, mücadele tarzı ve en zorlu zamanlarda aldığı sorumluluk ve siyaset alanında yaşanan ilklerle Türkiye siyasetinin demokratikleşmesinde önemli rol oynamıştır. Tüm bunlar unutturulmak istenen birer toplumsal hafıza olgularıdır. Ama unutmuyor ve unutturmuyoruz. Bildiğiniz üzere tutukluluğundan yaklaşık 9 ay sonra annesinin vefatıyla beraber derin bir üzüntü yaşayan Aysel Tuğluk, verilen izinle annesinin cenaze törenine katıldı. Ancak Ankara’da gerçekleştirilen cenaze törenine yapılan ırkçı ve nefret içerikli saldırının Aysel Tuğluk’ta yarattığı travma sonucunda sağlık problemleri yaşamaya başladı. Her geçen gün ilerleyen hastalığı maalesef hafıza kaybına yol açmaktadır. Son gelinen aşamada 3 haftalık bir süre zarfında ATK’de gözlem altına alınacaktır. Çağrımız şudur; objektif ve sağlık hakkını önceleyen bir raporun sonucunda tahliye edilmesini talep ediyoruz. Yine tüm hasta mahpuslar için de aynı hassasiyetle tahliye edilmelerini talep ediyoruz."

TEKDAĞ KARDEŞLERİN HİKÂYESİ

Bu haftaki eylemde Mehmet ve Ali Tekdağ kardeşlerin öyküsünü ablaları İffet Mutaş anlattı. Kürtçe konuşan abla, kardeşi Ali’nin ülkenin en karanlık döneminde kaybedildiğini, aynı dönemde uğradığı silahlı saldırı hayatını kaybeden diğer kardeşi Mehmet Tekdağ'ın faillerinin ise korunduğunu dile getirdi.

 İffet Mutaş, şunları dile getirdi:

 "1993 yılında insanların sokaklarda öldürüldüğü ve yok edildiği bir dönemde kardeşim Mehmet, öğle saatlerinde silahlı saldırı sonucu ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Yaralı olan kardeşimi daha başka bir hastaneye kaldırmak için havalimanına götürürlerken yolda yaşamını yitirdi. Diğer kardeşim Ali de 1994'te Dağkapı'da kaçırıldı. O dönem annemle birlikte iki ay boyunca kardeşimi aradık. Yetkililere gittiğimizde bize ‘elimizde bir şey yok’ diyorlardı. Daha sonraki zamanda gazeteden Ali’nin öldürüldüğünü öğrendik. 24 gün boyunca işkenceye maruz kaldıktan sonra Silvan'a götürüldüğünü öğrendik. O zamandan beri ne zaman Silvan’a gitsem; 'Ali senin mezarın burada biliyorum ama nerede olduğunu bilmiyorum’ diyorum. ‘Sen beni görüyorsun ama ben seni görmüyorum' diyorum. Suçsuz yere kanına girdiler kardeşimin. O günden beri herkese soruyorum; 'burada sahipsiz bir mezar gördünüz mü?' diye, ama kimseden ses yok. Gazetede işkence sonrası yakılarak gömüldüğü yazılıyordu. O günden beri kardeşimin kemiklerini arıyorum. Kemiklerini göğüslerime yaslamak istiyorum. Kardeşim ve diğer kayıpların fotoğraflarını taşımaya devam edeceğim. Onların fotoğraflarının sahipsiz kalmasını istemiyorum."

BATMAN

 Batman’da da kayıp yakınları ve İHD yöneticileri, "Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın" eylemlerinin 516. haftasında bir kez daha Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önüne geldi.
Aileler, bu haftaki açıklamayı İHD binasında yapmak zorunda kaldı. İHD Şube Eşbaşkanı Av. Devran Yıldız, hukuksuz olduğunu ifade ettiği yasak kararına tepki gösterdi. 
Bu haftaki açıklamada ise 6 Ekim 1992 tarihinde okulunun önünde sivil polislerce gözaltına alınmasının ardından bir daha kendisinden haber alınamayan Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Ayhan Efeoğlu'nun (25) kaybedilme öyküsü hatırlatıldı.