Amed’den çağrı: Cezaevlerindeki işkenceye derhal son verin!

Amed’de çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti, başta Tekirdağ ve Kayseri cezaevleri olmak üzere tutsakların maruz kaldığı işkence ve keyfi uygulamalara derhal son verilmesini istedi.

Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Amed Şubesi, Kayseri Bünyan ve Tekirdağ cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü muameleye ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklama, Amed Barosu’nda onlarca gündür Adalet Nöbeti tutan ailelerle birlikte baro önünde yapıldı.

Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Dernekleri Federasyonu (Med TUHAD-FED), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Amed il ve ilçe örgütleri, Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır il ve ilçe örgütleri, HDP Gençlik Meclisi üyeleri, Medeniyetlerin Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi üyeleri, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) temsilcileri açıklamaya katıldı.

Eylemciler adına açıklamayı yapan Beritan Nergis, cezaevlerinde derinleşen tecrit politikaları, işkence ve keyfi uygulamalara dikkat çekerek, “Uluslararası hukuk bir yana en geçerli insani ilkelerin dahi askıya alındığı gerçekliği ile karşı karşıyayız” dedi.

Nergis, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan tutsakların, 17 Ocak’ta Vedat Erkmen’in şüpheli bir şekilde yaşamını yitirmesi ardından başlattıkları açlık grevini hatırlattı.

Nergis, tutsakların kendileri ile yapılan görüşmelerde dile getirdiği tapleplerini şöyle sıraladı:

-Hapishanede artan işkence ve kötü muameleye son verilmesi,

-Hücre havalandırmalarında bulunan tel kafeslerin kaldırılması,

-İsteğe bağlı oda değişimlerinin yapılması istek dışı değişimlere son verilmesi.

Değişimin yalnızca iki hücre arasında yapıldığı ve bu iki hücrenin sözde kriminalize edilerek farklı bir statüye tabi tutulduğunu belirten Nergis, talepleri devamla şöyle sıraladı:

-İzolasyon başta olmak üzere hapishanede yaşanan hak ihlallerine son verilmesi, -İdare ile diyalog yolunun açılması ve sorunların çözümünden doğrudan yetkili bir muhatap oluşturulması.

Nergis, Kayseri Bünyan 1 Nolu T Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda uzun zamandır ayakta sayım dayatıldığı belirtirken, tutsakların ayakta sayımı kabul etmemesi üzerine şiddet gördüklerini söyledi.

 “Son 1 aylık süreçte her gün fiziksel saldırıların gerçekleştiği, saldırıların öldürmeye yönelik olduğu tutuklu ve hükümlüler tarafından dile getirilmiştir” diyen Nergis, şunları ekledi:

“Veysel Zengin başından darp edilmesi neticesinde titreme nöbetleri geçirip kusmasına rağmen hastaneye sevk edilmemiştir. Sürekli hakaret ve ölüm tehditleri devam ederken bir yandan da disiplin cezaları yoluyla hukuksuzluklar yaşanmaktadır. Böyle derinleşmiş izolasyon ve işkence sistemi devam ederken Bolu Cezaevinde 58 yaşındaki hasta tutsak Mehmet Hanefi Bilgin yaşamını yitirdi. Bilgin, 30 yıldır cezaevindeydi. Uygulanan ceza infaz sistemi başlı başına bir cinayet ve işkence sistemidir. Bir insan ömrünün yetmeyeceği cezalar, ölünceye kadar cezaevinde tutma politikalarına derhal son verilmelidir. Adil ve eşit bir infaz düzenlemesi için iktidarı sorumlu olmaya davet ediyoruz.”

Basın açıklamasında İmralı’da yaşanan tecride dikkat çekildiği sırada, polis basın mensuplarının önüne geçerek saldırıda bulunmaya çalıştı.

Nergis, polis engeline tepki göstererek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugün başta İmralı’da olmak üzere cezaevlerinde izolasyon ve hak ihlallerinin en üst düzeyde yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. İmralı Adası özelinde geliştirilen tek kişilik İmralı izolasyon sistemi, başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarına dayatılan ve topluma hâkim kılınmaya çalışılan sistemin bir parçasıdır ve en çok da cezaevlerinde varlığını hissettirmektedir. İzolasyon politikasının cezaevlerine baskısı öyle bir hale geldi ki hasta tutsakların birer birer tabutu çıkıyor cezaevlerinden. Biz buradan iktidarı cezaevlerinde işkence ve kötü muamelenin önüne geçilmesi, keyfi yasakların durdurulması, hasta tutsakların sağlığa erişim hakkının insan onuruna yakışır bir hale getirilmesi ve ağır hasta tutsakların durumuna ilişkin çözüm sağlanması amacıyla bir an önce girişimlerde bulunmaya davet ediyor ve bu sorunların sonuna kadar takipçisi olacağımızı bir kez daha ilan ediyoruz. Ayrıca STK, ilgili kuruluşlar ve halkımıza cezaevinde yaşanan zulme duyarlılık, yakınları cezaevinde yaşamını yitirmesin diye biz adalet nöbeti tutan hasta tutsak yakınlarının yanında olma çağrısında bulunuyoruz.”