‘Asgari değil insanca yaşamaya yetecek ücret!’

24 Ekim Kartal İşçi Emekçi Mitingi bileşenleri, “Asgari ücret değil insanca yaşamaya yeten ücret için mücadele” kampanyasının startını verdi: “ Masaya oturan patron-devlet-sendika mafyasının tiyatrosuna seyirci kalmayacağız; söz, yetki, karar işçilere!”

24 Ekim Kartal İşçi Emekçi Mitingi bileşenleri, “Asgari ücret değil insanca yaşamaya yeten ücret için mücadele” sloganıyla başlattıkları kampanyanın startını Cevahir AVM önünde yaptıkları basın açıklamasıyla verdi.

HDP Milletvekilleri Musa Piroğlu, Dilşat Canbaz Kaya ve Validebağ gönüllülerinin destek için hazır bulunduğu eylemde, “Sömürü, rant, talan, savaş düzenine karşı birleşelim. İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret için mücadeleye” yazılı pankart ile dövizler taşındı.

Sık sık “ İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “ Kahrolsun ücretli kölelik düzeni”, “ Asgari ücret düzenine son” sloganlarının atıldığı eylemde İşçi Emekçi Mitingi bileşenleri adına açıklamayı Esra Soybir okudu.

‘ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMENİN HESABI İÇİNDELER’

2022 yılı asgari ücret tartışmaları bu yıl erken başladığını hatırlatarak sözlerine başlayan Soybir, gerçeği yüzde 50’nin üzerindeki enflasyonun neredeyse otomatiğe bağlanmış zamların, geçinemediği için, borçlarını ödeyemediği için intihar eden emekçilerin, zor geçeceği ilan edilmiş ‘kara kış’ ifadelerinin, “porsiyonları küçültün”, “evlerinizi daha az ısıtın” aklını verenlerin yaşanan tablonun bir bölümünü resmettiğini vurguladı.

Adeta çile doldurur gibi yaşarken biriken öfkenin, yönetenlerin de korkulu rüyası haline geldiğini ifade eden Soybir, “Öyle anlaşılıyor ki, ölümü gösterip sıtmaya razı etmenin hesabı içindedirler. Diğer ödenekleri hariç en az 30-40 bin TL maaş alan ve işçi, emekçiler adına masaya oturan sendikacılardan Türk-İş başkanı, 45 yılın acısını çıkaracağız diye üst perdeden konuşup Aralık’ın 10’una kadar bu işi çözelim diye yangından mal kaçırırcasına beyanlar verirken, geçinemeyen milyonların şimdilik kulaktan kulağa dillendirdiği istediği rakamı alçaltmak adına hükümet sözcüleri asgari ücrete yapılacak yüksek zamdan söz etmekteler. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki fırsatlardan söz etmekte. Asgari ücret, Çin’deki ücretten daha düşüktür. Avrupa’da en az ücret alan iki ülkeden biri olduk. Bir de buna, Avrupa’da çalışma süresi en yüksek ülke olduğumuzu eklemeliyiz. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fırsat dediği budur. Patronlar için ucuz emek cenneti, işçiler için cehennem” dedi.

‘UCUZ BİR FİLM BU!’

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), “Tüm tarafların refahını koruyacak bir asgari ücret için çalışmalarımız devam ediyor” açıklamasını yaptığını hatırlatan Soybir, “ Kendilerine sormak lazım kimdir bu tüm taraflar? İşveren örgütleri mi, sarı sendikalar mı, patronların çıkarlarını koruyan devlet mi? Bu tarif edilen ‘tüm taraflar’ın içinde işçi-emekçilerin olmadığı kesindir” sorusunu yöneltti.

Çalışan nüfusun yarısı asgari ücret ile çalışırken çok büyük bir kısmı da ya asgari ücretin altında ya da çok az üstünde bir maaş ile hayatta kalma mücadelesi verdiğini kaydeden Soybir, taban ücret belirlemesi olan asgari ücretin sermaye düzeni tarafından milyonlarca insana ortalama ücret olarak dayatıldığını vurguladı. Asgari ücretin her sene Aralık ayında toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlendiğini hatırlatan Soybir, “Bu komisyon 5 hükümet yetkilisi, 5 patron temsilcisi, 5 işçi sendikaları temsilcisinden oluşuyor. Hükümet yetkililerinin patronlardan çok patronu düşünen tavrı biliniyor. Komisyona işçileri temsilen ise, işçileri patronlar adına denetimde tutmakla görevli Türk-İş katılıyor. Kısacası pazarlık masasında işçiler gerçek anlamda temsil edilmiyor! Ucuz bir filmdir bu. O hâlde asgari ücret tespit komisyonu görüşmeleri aynen Meclis görüşmeleri gibi canlı yayınlansın. Hepimiz tarafları görelim. Maaşı 30 binden başlayan kişiler bizim ücretimizi belirliyor ve bizden çıkacak sonuca razı olmamız bekleniyor” diye konuştu.

‘MÜCADELE ETMEK DIŞINDA BİR YOLUMUZ YOK!’

Bu tabloyu kabul etmediklerinin altını çizen Soybir, “Bütçenin en büyük gelir kalemi ise, dolaylı ve dolaysız vergilerden oluşuyor. İşçilerin vergileri geliri eline geçmeden peşinen kesilirken, nüfusun yüzde 90’nını oluşturan emekçiler dolaylı vergilerin de en büyük kaynağını oluşturuyor. Buna karşılık Cengiz’inden Sabancı’sına, Kalyon’un dan Koç’una, Eczacıbaşı’sına hepsinin vergileri affediliyor. Bizim sırtımızdan alınan vergilerden oluşan bütçeden ise emekçilere, halka düşen ise, tam da kepçe ile alıp, kaşıkla vermeye benzemektedir. Bize reva görüleni kabul etmiyoruz. Özel mülkiyete dayanan ve sermaye sınıfının çıkarına kurulan bu sömürü, rant, talan ve savaş düzenine karşı mücadele etmek dışında bir yolumuz yoktur” dedi.

TALEPLER:

Sanki farklı taraflardaymışçasına masaya oturan patron-devlet - sendika mafyasının tiyatrosuna seyirci kalmayacaklarını duyuran Soybir, ”İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari ücret istiyoruz” vurgusunda bulundu. Önümüzdeki günlerde, söz, yetki ve karar hakkının işçilerde olduğu bir asgari ücret belirleme sürecini yaratmak için İstanbul’un havzalarında direnen işçi ve emekçilerin taleplerini haykıracaklarını duyuran Soybir, talepleri şöyle sıraladı:

“1. İnsanca yaşamaya yetecek asgari ücret ve güvenceli çalışma istiyoruz!

2. Asgari ücretten dolaylı, dolaysız tüm vergiler kaldırılsın!

3. Herkese iş ve gelir güvencesi sağlansın!

4. Asgari ücret görüşmeleri halka açık yürütülsün!

5. Düşük ücret yüksek vergi politikasından vazgeçilsin ve vergiler sermayedarlar için artırılsın. Karlarına kar katanlar krizin faturasını ödesin!”

Eylem, “ Yaşasın sınıf dayanışması” sloganıyla sona erdi.