Bartın'da 41 kişinin yaşamını yitirdiği işçi katliamına dönük tepkiler sürüyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Bartın’daki işçi katliamına ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. “Herkes için adalet” pankartının açıldığı eylemde Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İstanbul Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Makar, "Taş Kurumu (TTK)  işlevsiz hale getirilerek, yok edilmek isteniyor. Bölgede çok küçük bir yerde Türkiye Taş Kurumu çalışıyor. Büyük bir bölümünde ise özel sektör şirketleri çalışıyor. 16 milyon ton kömür kurumdayken 600 milyon ton rezerv ise oradaki firmaya devredilmiş bulunuyor. Bu şekilde bölünerek madencilik yapılıyor. Biz yıllardır bu bölünmenin yanlış olduğunu ifade ediyoruz” dedi.  
Bölünmenin yeni kazalara yol açtığına dikkat çeken Makar, “Bu durum yeni Soma'lara davetiye çıkartacaktır. Biz bunu Soma'da, Ermenek’te ve Elbistan’da söyledik. Ayrıca Türkiye Taş Kurumu daha önce yayımladığı faaliyet raporunda işçiye ihtiyacı olduğunu dile getiriyor. Bu durumu Enerji Bakanlığına iletiyor. Bakanlık Hazine Bakanlığına iletiyor ancak yeni işçi kadroları verilmiyor. Üç işçinin yapacağı işi iki işçi yapmaya çalışıyor. Bu nedenle bu tür kazalar ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Dairesi Müdürü Tevfik Güneş, sistemin işçilere karşı iç savaş başlattığını ve bunun bitmediğini ifade etti.
Avukat Evren İşler ise 41 işçinin yaşamını yitirmesini “sosyal cinayet” olarak nitelendirdi.
Ülkede birçok adaletsizliğin yaşandığını ve bu nedenle herkesin adalet talebiyle sokakta çıktığını dile getiren Evren, ne olursa olsun adalet arayışından vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
Avukat Ahmet Ergin, "iş kazaları"nın önlenebilir olduğunu ancak bunu önleyemeyenlerin olay yerine 300 koruma ve zırhlı araçla geldiğini ifade etti.

 
AMED
Bartın’daki maden ilişkisine açıklama yapan Mezopotamya Ekoloji Hareketi (MEH) ise rant odaklı ve tekelleşmeye dayanan, emeği görünmez kılan, doğayı katleden ekonomi politikalarıyla yaşamın sömürüldüğünü belirtti.
AKP-MHP iktidarıyla birlikte sömürü düzeninin, hak ihlallerinin, iş cinayetlerinin, hızla arttığına dikkat çekilerek, “Daha önce gerçekleşen katliamlardan ders almamış iktidar; şirketleri ve sermayeyi, gerek yasalarla gerek uygulamalarıyla korumasıyla bu katliamların ve iş cinayetlerinin en baş sorumlusudur. Sermaye düzeninin sonucu olarak gerçekleşen bu katliama; kaza değil, cinayet diyoruz. Kapitalist sisteme karşı mücadele etmeye ve yaşamı savunmaya devam edeceğiz” denildi.

MERSİN
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, işçi katliamını Özgür Çocuk Parkı’nda protesto etti.
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Mustafa Özbay, yaşanan maden faciasını seri cinayete dönüştüğünü söyledi.
Her yıl ortalama 2 bin kişinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini kaydeden Özbay, işçi cinayetlerinde Türkiye’nin üst sıralarda olduğunu belirtti.