Beştaş: Bu halkın artık iktidardan beklentisi yok

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, "AKP kumpaslarla iktidarda kalmaya çalışıyor. Bu halkın sizden beklentisi yok" dedi.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Beştaş'ın konuşmasının öne çıkan bölümleri şöyle:

"Bu açıklanan rakam eridi bitti zaten, bunun etkisi en fazla 25 gün olur. Biraz önce yüzde 30’a çıkardı, hadi etkisini 30 güne çıkaralım. Ama diğer taraftan böyle bir realite var. Vergilere yüzde 122 zam yapan iktidar, memura ve emekliye yüzde 30 zam yapıyor. Bunu büyük bir lütuf olarak sunuyor. Bu kadar akıldan ve izandan kopmuş bir iktidarla karşı karşıyayız. TÜİK veri hırsızlığı ile emekli ve memurun cebinden alıyor, alenen hırsızlık yapıyor. Erdoğan ise bu hırsızlığı kendisine fırsat kolluyor ve müjde kürsüsü kuruyor. Bugün grup toplantısında müjde üzerine müjde verdi. 2022’nin değerlendirmesini yaparken, aslında aynı sözleri nakarat halinde tekrarlamaktan geri durmadı. Bu meselede aslında ne anlatırsak anlatalım, halkın yaşadıklarını tam olarak ifade edemeyebiliriz. Hepimiz ne yaşadığımızı biliyoruz. Milyonların gözünün içine baka baka gerçek dışı söylemlerle siyasi bir rant şovu yapıyorlar. Bugün yapılan grup toplantısında da kelimenin tam anlamıyla bunu yaptılar.
İktidarın tabii ki derdi ne emeklinin alım gücü ne memurun yaşam memnuniyeti ne asgari ücretlilerin yaşamı ne de çiftçilerin ifade ettikleri sorunların çözümüdür. Bunlar ne etin ne yoğurdun ne makarnanın fiyatını bilmezler. Zaten bilseler böyle bir dili tutturmazlar. Bu konuda yaşadığımız krizlere sadece iki üç örnek vereyim. İlaca erişimde ciddi bir kriz yaşanıyor. Eczaneye gidiyoruz diyoruz ki “şu ilacı verin”, diyorlar ki “bu ilaç kalmadı, bir ay sonra”.
Hastalık teşhis ediliyor ama tedavi edecek ilaçlar bulunamıyor. Bu konuda ciddi bir sıkıntı var. Sağlık sektöründe ciddi krizler var. Bir yıl sonrasına randevu verilebiliyor, 6-7 ay sonra randevu veriliyor. Kira ödenemiyor, insanlar kira ödeyemediği için isyan halinde. Isınamıyorlar, malzeme alamıyorlar. Mutfaklar, buzdolapları boş ama iktidar hala bu krizi görmezden geliyor. İşte, AKP ve sarı sendikasının enflasyon farkı olmaksızın belirledikleri artış yüzde 8. Evet, karşımızda böyle bir tablo var. Neyi çözüm olarak görüyorlar? Para basalım, dağıtalım. Tamam da sonra bu hiperenflasyon ile kim başa çıkacak?
Yine vatandaş alım gücü yoksunluğu ile baş başa kalacak ama bunlar yine “bize oy verin” deme derdine düşecekler. Bunlar müjde değil, kesinlikle kimse müjde olarak görmüyoruz. Yüzde 16, milyonlarca emekli ve çalışandan çalınan, en az yüzde 50 zamdan arta kalandır. Verilen zam kırıntısıdır. Orta vadeli programları her seferinde ellerinde patlayıp kalıyor.

'HALKIN SİZDEN BEKLENTİSİ YOK'

Merkez Bankası enflasyon oranlarının sürekli şaştığını söylememe gerek yok. Merkez Bankası’nın döviz kurları tahmini her seferinde tepetaklak oluyor. Yeni ekonomi modeli diye sunulan modelde sadece bir yılda ithalat, tarihi rekorlar kırıyor. Enflasyon, cari açık, dış ticaret açığı rekorlar kırıyor, bütçe 6 ayda hiç oluyor. Fakat bu tablonun yaratıcılarından, bu halkın beklentisi olduğunu düşünüyor iktidardakiler. Hayır, maval okumayın. Bu halkın sizden beklentisi yok. Siz de bunu gördünüz o yüzden son kez oy istiyorsunuz. Ama bu halk size fazlasıyla kredi verdi ve bu krediyi tamamen tükettiniz.
Tek boyutlu bir resim veriyorsunuz. İhracatı açıklıyorsunuz, ithalatı açıklamıyorsunuz. Hele bir Hazine ve Maliye Bakanı var. Büyümeden sürekli bahsediyor ama kimlerin büyüdüğünden, hangi odakların büyüdüğünden söz etme gereği duymuyor. Mademki büyüyoruz, Türkiye’deki 16 milyonu aşkın memur ve emekliye yüzde 25, bugün de taksitle yüzde 30 zammı neden reva görüyorsunuz? Ama bankalar yüzde 500 kar açıklıyor. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? Önce bunun yanıtını verin, siyasi şovunuzdan vakit kalırsa tabii. Yandaş sermaye kar üzerine kar ediyor. Doğrudur milyonlar sayısı sürekli artıyor ama artan açlık ve yoksulluk sebebiyle yoksulluk sınırı altında kalan milyonlardır. O 50 milyondan söz etmiyorlar. Tek boyutlu Türkiye çizimi aslında gerçeklerden de kopuştur. Bunu herkes biliyor.

'BORÇ VE BORÇLANDIRMA SİSTEMİ'

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi aslında borç ve borçlandırma sistemdir. Böyle diyebiliriz. Şu anda doğmamış çocuklar bile borçlanıyor. Doğduktan sonra ailelerinden Medeni Kanuna göre mirasçılık belgelerinde borç kalacak. Bu borçları devralacaklar listesinde doğmamış çocuklar bile var. Medeni hukuku biraz bilenler bunu çok iyi yorumlarlar.
Bugün açıklama yaptı Hazine ve Maliye Bakanı ile Çevre ve İklim Bakanı Murat Kurum. Ev kampanyası ile ilgili basın toplantısı düzenlediler. Konut projesi yandaş müteahhit projesidir

YARGI DARBESİ

Algı tutmayınca yargı darbesi yapıyorlar. Siyasi rakiplerini devre dışı bırakmak için tam hız yargı darbesini devam ettiriyorlar. Siyasetleri kalmadı. Şebnem Korur Fincancı, Gezi, Kobanî ve İmamoğlu davalarında olduğu gibi siyasi siparişlerle kararlar alınıyor. Evet, siyasetten sipariş veriyorlar. “Ekrem İmamoğlu’na ceza verin” diyorlar. Neymiş ceza sebebi, ahmak demiş. Dünya ve Türkiye tarihinde bir siyasetçinin “ahmak” demesi en fazla bir eleştiridir. Şok edici mi emin değilim. Buna nasıl ceza veriyorsunuz? AİHM, Yargıtay içtihatları ortada. Ama işte siyasi talimat geldi. Şebnem Korur Fincancı, kimyasal silahlarla ilgili, kendi adli tıp uzmanlığıyla ilgili bir değerlendirme yaptı. Üçüncü duruşmadır halen serbest bırakılmadı. Çünkü linç kampanyası yapıldı ve Şebnem Korur Fincancı’yı cezalandırmak konusunda yargı bir talimat aldı. Yine Gezi Davasında olanları biliyorsunuz. İstinaf, alelacele onayladı. Çünkü bütün topluma gözdağı vermek istiyorlar.
Halka güvenmiyorlar, şimdi emirlerindeki yargıyı sahaya sürüyorlar.
Kobanê Kumpas Davasında ifadeleri almadan mütalaa istediler, yargı tarihinde bunun örneği yok.
Seçimden önce Kobanê Kumpas Davasında karar çıkarmak istiyorlar.
Muhaliflere yargılama var ama yolsuzluk yapanlara, cinayet işleyenlere, rüşvet alanlara yok.

SİYASİ SOYKIRIM

Geçen hafta bileşenimiz DBP Eş Genel Başkanı tutuklandı, sadece siyaset yaptığı için tutuklandı. Tıpkı Demirtaş, Yüksekdağ ve Kışanak’ta olduğu gibi. Tabii ki bu AKP-MHP’nin seçim kampanyası, onu söylemeye bile gerek duymuyorum. Demokratik siyasete yönelik bu darbe operasyonları siyaset üretemeyen, siyasi bir hikayesi kalmayan, inandırıcılığı kalmayan, halka dönük bir vaadi kalmayan AKP-MHP blokunun acziyetini ve çürümüşlüğünü tekrar ortaya koyuyor. Siyasi rakiplerini operasyonlarla ekarte etmeye çalışıyorlar. Hile ve şikelere başvuruyorlar. Kaybetme korkuları o kadar büyük ki son vaatleri, 'son kez oy verin, sonra aday olmayacağım' demek. Bu düzene böyle devam edelim demek oluyor bu.
AKP cemaatin izinden gidiyor, onların kumpaslarıyla iktidarda kalmaya çalışıyor.
Siyasi sipariş davalarınızla çoktan kaybettiniz."