Boğaziçi öğrencileri: Alışmayacağız, direneceğiz!

Tüm gözaltı, abluka ve engellemelere rağmen Güney kapısı girişinde açıklama yapan Boğaziçi öğrencileri, saldırılara alışmayacaklarını vurgulayarak mücadeleye büyütme çağrısı yaptı.

Arkadaşlarının keyfi olarak tutuklanmasını protesto etmek için bir araya gelen Boğaziçi öğrencileri, polisin tüm saldırı, gözaltı ve engellemelere rağmen Güney kapısı önünde açıklama yaptı. Eylem öncesi adeta kampüs önünde OHAL ilan eden polisler, öğrencilere desteğe gelen Anarşist gençlik üyesi 7 kişiyi darp ederek gözaltına aldı.

Bu keyfi ve hukuksuz uygulamaya karşı kampüs içinden Güney kapısına yürüyen Boğaziçi öğrencileri ise polis ablukasına alındı. Demir kapıyı kapatmaya çalışan polislere tepki gösteren 3 öğrenci darp edilerek gözaltına alındı. Güney kapısının dışına çıkmaları engellenen öğrencilere, HDP milletvekilleri Musa Piroğlu, Dilşat Canbaz Kaya, Zeynel Özen destek verdi. Sık sık müdahale anonsu yapıldığı eylemde, basın mensupları da abluka altına alınarak çekim yapmaları engellendi. Gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılması için yapılan müzakereler de sonuç vermemesi üzerine öğrenciler basın açıklaması okumak için ablukaya alınan basın mensuplarının yanlarına gelmesini istedi. Milletvekillerin yoğun çabasına rağmen bu talep de polis tarafından engellendi. Megafonla konuşma yapan Boğaziçi öğrencisi Enes Karakaş’ın gözaltına alınmasıyla arbede yaşandı. Arkadaşlarına kalkan olmaya çalışan öğrenciler de darp edildi.

Tüm engellemelere ve saldırılara rağmen öğrenciler Güney kapısı girişinde basın açıklamasını yaptı. Boğaziçi Üniversitesi Öğrenci Meclisi adına açıklamayı Gülru Turhan okudu. Kayyum rektör Naci İnci'nin ihbarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ortağı Bahçeli’nin hedef göstermesi sonucunda arkadaşlarının saldırıyla gözaltına alındığını belirten Turhan, bu olayları takiben, arkadaşları Berke Gök ve Caner Perit Özer hakkında apar topar tutuklama kararı verildiğini hatırlattı.

ESİR SİYASETİNİN SEBEBİ ERDOĞAN

Boğaziçi Üniversitesi’nde aylardır süren kayyum karşıtı eylemlerin, Cumhurbaşkanı’nın istediği yönde ilerlememesinin, bu tutuklamaların ve ardından gelmesi beklenen “esir siyasetinin” başlıca sebebi olduğunu vurgulayan Turhan, “Bizler, daha önce de pek çok arkadaşımızı talimatla tutsak aldıran Cumhurbaşkanının bu gayrimeşru söylemlerine, esir pazarlığı hevesine ve onun piyonlarının gerek açıktan gerekse gizli saldırılarına aşinayız. Evet aşinayız, fakat alışmıyoruz! Bize biçilen ‘mağdur edilmiş öğrenciler’ kaftanını giymeyeceğimizi tekrar ilan ediyoruz. Tayyip Erdoğan ve onun kukla takımı bilsin ki, direnmeye devam edeceğiz” vurgusunda bulundu.

MAKUL TEBAALAR OLMAMIZI İSTİYORLAR

Kendisini, kendi efradı tarafından yazılan derme çatma hukuktan bile üstün gören Cumhurbaşkanının şimdiki uğraşı bilirkişilik olduğuna işaret eden Turhan, şunları kaydetti: “‘Böyle öğrenci olmaz...’ diyerek bizlere parmak sallayan Baş Kayyum Erdoğan bilsin ki biz neysek o’yuz, savunmaya çekilmeye, kendimizi açıklamak için düşman hukuku ile üstümüze gelenlere dil dökmeye razı değiliz. Bizlerin kim olduğunu sıra arkadaşlarımız, hocalarımız, üniversitemizin emekçileri, ülkede demokrasi mücadelesine omuz verenler, bizimle mücadelesini ortaklaştıranlar, bu saldırılar karşısında yüreği bizimle birlikte atanlar; yani herkes çok iyi biliyor. Bu şartlar altında, ülkenin en büyük meşruiyet tartışmasının nesnesi olan şahsın bizlerden kim olduğumuzu kanıtlamamızı istemesi abesle iştigaldir. Kendisine biat etmeyen herkese parmak sallamaya alışan bu şahsın bizlerden de ‘makul bir tebaa’ olmamızı bekliyor. Boyun eğmiyoruz, Erdoğan ve kayyum siyasetine karşı direnişimize aynen devam ediyoruz. Arkadaşlarımızın, onların şahsında da atadığı kayyuma tabi olmayan herkesin “üniversiteye sızmış kişiler” olduğunu iddia eden Cumhurbaşkanı’na, ‘üniversiteye sızmak’ fiilinin daha önce atadığı kayyum tarafından her sabah gizlice rektörlük binasında konuşlanmak biçiminde uygulandığı gerçeğini hatırlatmakta fayda görüyoruz. Bulduğu her fırsatta düzmece “üyelik listeleri” yayınlama yarışına giren Cumhurbaşkanı’nın ve onun partili piyonlarının; ülkede üyelikleri ve aidiyetleri en çok tartışma konusu olan kişiler olması bir tesadüf değil. Kendi zayıflıklarını ve meşruiyet tartışmalarını öğrencilere ve tüm gayrimemnun kesimlere ‘terörist’ niteliği atfederek aşabileceğini düşünen bu tartışmalı iktidar fena halde yanılıyor. Kriziniz büyüyor, sonunuz yaklaşıyor.”

SALDIRILARI BİRLİKTE PÜSKÜRTELİM

Boğaziçi’ne yeniden saldırılmasını bir sürpriz olarak görmediklerini ifade eden Turhan, iki arkadaşımızın bir gecede tutsak edildiği Türkiye zindanlarında, henüz yargılamaları bile tamamlanmamış on binlerce siyasi mahkumun olması bunun açık delili olduğunu kaydetti. AKP’nin saldırılarından aldıkları pay kadar, mücadelede üzerimize düşen payının da bilincinde olduklarını vurgulayan Turhan, “Ne baş kayyuma, ne de ülkenin dört bir yanına atadığı piyonlara biat etmedik, bizi tabi kılmak istediği gayrimeşru hukuka tabi olmadık. Cumhurbaşkanı’nın “Bunlar…” diye başlayan, görünüşte iddialı ama içi kof söylemleri bizi korkutmaya yetmedi, yetmeyecek. Tutsak arkadaşlarımızın bize seslenme fırsatı buldukları ilk anda ‘Mücadele umuttur!’ diye haykırmaları bu gerçeği apaçık gösteriyor. Daha önce olduğu gibi arkadaşlarımızı alacağız, bir kişiyi dahi geride bırakmadan ilke ve taleplerimizi savunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Son olarak dayanışmayı büyütme çağrısı yapan Turhan, “ Arkadaşlarımızın tutuklanmasına ve kayyum saldırılarına birleşik mücadeleyle karşı koyalım! Anti-demokratik yönetime karşı olan öğrencilerin tamamı tarafından benimsenecek ilkeler etrafında, Öğrenci Meclisi’nde birleşelim, saldırıları birlikte püskürtelim” dedi.

Açıklamanın ardından basına demeç vermek isteyen Boğaziçili iki öğrenci gözaltına alındı, çekim yapmak isteyen basın ve bu uygulamaya tepki gösteren HDP’li milletvekilleri polis kalkanlarla iteklendi. Bu topyekûn saldırıyı protesto eden milletvekilleri, baskılara boyun eğmeyeceklerini vurguladı. Bir konuşma yapan HDP Milletvekili Zeynel Özen, müdahaleyi baştan beri gördüğünü hatırlatarak, “Bu ceberut, işgalci iktidar üniversiteleri, belediyelerini gasp ediyor. Boğaziçi Üniversitesi bugün halklarımızın umudu olmuştur. Öğrenciler demokratik haklarını kullanıyorlardı. Görüşmeleri yaparken öğrencilere saldırarak gözaltına aldılar. 5 yıl önceki polisler nasıl hesap verdiyse bugünküler de hesap verecekler” dedi.

Ardından söz alan Musa Piroğlu, hakkını arayan herkesin polis saldırısıyla ezildiğini vurgulayarak, “ Bunun duyurulmaması için basın susturulmaya çalışılıyor. Bu iktidarın korkusu gerçeğin halka ulaşmasıdır. Bu ablukaları yıkacağız. Onlar kaybedecekler. Kazanan biz olacağız. Boğaziçi direnişi diz çökmeyecek” diye konuştu.