Dede: Kapatmaya karşı savunmamız hazır

Partilerine açılan kapatma davasına ilişkin savunmayı hazırladıklarını ve son gün olan 21 Nisan’da AYM’ye sunacaklarını bildiren HDP Eşbaşkan Yardımcısı Ümit Dede, “Kapatma davasının siyasi saiklerle hazırlandığını delilleriyle ortaya koyduk” dedi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Halkların Demokratik Partisi (HDP)’nin kapatılması için açtığı davaya ilişkin savunmaya verilen süre 21 Nisan 2022 tarihinde doluyor. Kürdistan ve Türkiye kamuoyunun yakından izlediği bu davadan çıkacak karar birçok kesim tarafından merak ediliyor. 

Kapatma davasında gelinen son duruma ilişkin HDP Hukuktan Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Ümit Dede ANF’ye bilgi verdi.

21 Nisan’da süre dolmadan hazırladıkları ön savunmayı AYM’ye sunacaklarını bildiren Dede, savunmanın ardından Yargıtay’ın sözlü olarak kendilerini dinleyeceğini kaydetti. Ardından da raportörün konuya ilişkin raporunu hazırlayacağını belirten Dede, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinin başta CMK, AİHS ve AİHM içtihatları olmak üzere uluslararası hukuka uygun olmadığına dikkat çekti.

İKİNCİ İDDİANAME DE AYM’NİN İSTEKLERİNİ KARŞILAMIYOR

İlk iddianamenin gereken unsurları taşımadığı ve AYM’nin istediği tespitleri karşılamadığı gerekçesiyle geri iade edildiğini hatırlatan Dede, şu bilgileri verdi: “Savunmamızda Savcılığın hazırladığı ikinci iddianamenin de AYM’nin istediği tespitleri karşılamadığını belirttik. AHİM’in daha önce verilen kapatma kararlarında Refah Partisi hariç diğer partilerin kapatılmasına ilişkin ihlal kararı vermesi bizim için oldukça önemli. Venedik Komisyonu’nun bu konuda verdiği kararlar var. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin bir üyesi ve AİHM’nin aldığı tüm kararlar Türkiye açısından bağlayıcıdır.”

Savunmalarında Venedik Komisyonu’nun kararlarına atıfta bulunduklarını dile getiren Dede “Bu iddianame ile HDP hakkında hukuki olarak kapatma davası verilemez. HDP’ye yönelik 2015 yılından bu yana yargı eliyle oluşturulan baskının bir bütün olduğunu ve kapatma davasının da buna bağlı olarak siyasi saiklerle hazırlandığını delilleriyle ortaya koyduk. Mütalaaya karşı esas savunmamızda bunun altını özellikle çiziyoruz” dedi.

‘YARGI YÖNLENDİRİLİYOR VE ALGI OLUŞTURULUYOR’

İddianamede 6-7-8 Ekim Kobanê olaylarına ayrıntılı olarak yer verildiğini ve buradan kapatılmaya bir gerekçe yaratılmak istendiğine vurgu yapan HDP Eşbaşkan Yardımcısı Ümit Dede, devamla şöyle konuştu: “Bu soruşturma siyasi saiklerle yürütülüyor. İktidar partisinin soruşturma devam ederken yargıyı yönlendirme ve algı oluşturma açıklamalarını biliyoruz ve soruşturma bununla paralel yürüyor. Siyasetçilerin, iktidar partisi sözcülerinin mahkeme üzerinde baskı kurduğunu görüyoruz.”

HDP’ye yönelik iddianameyi kabul eden Bahtiyar Çolak’ın bir çete üyesi olduğuna dikkat çeken Dede, “Bu yargılanma bir çete üyesinin yaptığı yargılama olarak tarihe geçecek. Onun yaptığı işlemlerin yeni baştan yapılması gerekiyor ve hukuka uygun olduğunu kabul etmek mümkün değil.”

‘SORUŞTURMA YAPMAYAN MİT VE İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’

DAİŞ çetelerinin saldırısı karşısında direnen Kobanê’ye destek vermek için 6-7 Ekim 2014 tarihlerinde yaşanan olaylarda zararı kimin verdiğinin tespiti için 2014’ten bugüne kadar çaba sarf ettiklerini söyleyen Dede konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“Soru önergeleri verdik, meclis araştırması istedik ama MHP ve AKP oyları ile reddedildi. Kobanê olaylarının aydınlatılması için en büyük çabayı gösteren partiyiz. Bu olayların failinin bulunması gerekiyor, bununla ilgili etkili soruşturma yürütüldü mü? Şüpheliler yakalandı mı? Açığa çıkmasını isteyen biziz. Devletin yetkili organları MİT ve İçişleri Bakanlığı bugüne kadar bir soruşturma yürütmedi. Bu durum var iken bizim arkadaşlarımızın suçlandığını görüyoruz.

Yaşanan olayları engellemekle görevli olan istihbarat örgütleri, jandarma ve emniyet müdürlüğü yetkilileri HDP kapatma davasında müştekiler. Oysa onlar bu olayları gerçekleştirenleri bulmakla sorumlu kurumlar. Ama olaylarla ilgisi olmayan siyasetçiler hakkında şikayetçi oluyorlar. Kapatma davası siyasi saiklerle, siyasi iktidarın vesayeti altında savcıların eliyle yürütülüyor ve hukuken bir değeri yok. AİHM’in Demirtaş ile ilgili ihlal kararı var. AİHM Demirtaş’ın bu olaylarla ilgili çok net ortaya koydu. Buna rağmen hukuksuzluk sürüyor.”