Yazılı bir açıklama yapan Eş Sözcüler, “Yugoslavya iç savaşı sırasında BM’nin “güvenli bölge” ilan ettiği Srebrenitsa kasabasında 11-18 Temmuz 1995 tarihleri arasında Sırp ordusu ve ona bağlı paramiliter gruplar, dünyanın gözleri önünde 8 bini aşkın Bosnalıyı katletmişti. Sırp birliklerinin, sivil gözetmeksizin yaptığı saldırılar sonucunda on binlerce Boşnak, bu katliamdan kurtulmak için “ölüm yolu” olarak bilinen dağlık alanlarda günlerce yürüyerek ve ağır bedeller ödeyerek Srebrenitsa’yı terk etmek zorunda kaldı” dedi.
Açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: “İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa coğrafyasının karşılaştığı ilk kitlesel kırım olarak bilinen Yugoslavya iç savaşı, tüm Avrupa ve dünya halkları açısından ırkçılığın, militarizmin ve hegemonik yaklaşımların sebep olduğu tahribat bağlamında önemli ders ve tecrübeler sağlamasına rağmen ne yazık ki son yıllarda bu derslerin unutulduğu izlenimi artmaktadır. Ukrayna’dan Suriye’ye, Irak’tan Libya’ya kadar Türkiye’nin doğrudan ya da dolaylı müdahil olduğu çatışma alanlarında kalıcı barışa ve çözüme katkı sunacak girişimlere ihtiyaç olduğu açıktır. Yugoslavya iç savaşında olduğu gibi, etnik ve dinsel karşıtlıkları artıracak her türlü girişimin sebep olacağı yeni çatışma alanlarının derinleşmesine karşı, tarafsız uluslararası komitelerin önleyici bir yaklaşımla devreye girmesi ve bölgesel istikrar lehine rol oynaması gerekir.
Bu vesileyle yeni Srebrenitsa soykırımlarının olmaması için kendisini barış ve istikrar adına sorumluluk sahibi gören tüm ulusal ve uluslararası aktörleri bir kez daha etkin adımlar atmaya, soykırımlar arasında çifte standart yapmamaya çağırıyoruz. Srebrenitsa Katliamının kurbanlarını anıyor, soykırımın sorumlularını tarih önünde bir kez daha lanetliyoruz. Barış ve özgürlük mücadelesini büyük bedeller ödeyerek kazanan Bosna halkının acılarını paylaşıyoruz.”