Demirtaş duruşmaya çıkarılmayacak

Demirtaş’ın “güvenlik” gerekçesiyle Sincan’a taşınan tutuklu yargılandığı davanın 399 gün sonraki ilk duruşmasına, yine “güvenlik” gerekçesiyle getirilmeyeceği ortaya çıktı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu yargılandığı davanın duruşmasına 399 gün sonra 7 Aralık günü çıkacak. Uzun süre nerede ve hangi mahkemece yargılanacağı belirlenemeyen Demirtaş’ın dosyası en son Hizbullah yanlısı 4 kişinin ölümü davasıyla birleştirilmek istenmişti. Ankara 2. Ağır Ceza ile Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi arasında birkaç gez gidip gelen Demirtaş dosyası, en son birleştirilmedi. Duruşmaya son 2 gün kala ise Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu dosya kapsamında Sıhhiye Adliyesi’nde görülmesi beklenen duruşması, “güvenlik” gerekçesiyle Sincan Cezaevi yerleşkesindeki salona alındı. “Güvenlik” gerekçesiyle Sincan’a alınan mahkemeye ise yine “güvenlik” gerekçesiyle Demirtaş’ın getirilmeme kararı alındığı ortaya çıktı. Yarın Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek duruşmaya çok sayıda avukatın yanı sıra yurt içi ve yurt dışından isimlerin katılması bekleniyor. Demirtaş’ın avukatlarından Mesut Beştaş, dava dosyasını ve mahkemelerin yaklaşımını değerlendirdi.

Demirtaş’ın yargılanmasının hukuki olmadığının altını çizerek başlayan Beştaş, her hukuksuzluğun üzerinin daha büyük hukuksuzluk yapılarak örtülmeye çalışıldığını kaydetti. Demirtaş’ın davasının hukuki anlamda değerlendirilecek yanı olmadığını ifade eden Beştaş, “Sayın Demirtaş en başta yargılanması güvenlik nedeniyle Diyarbakır’dan Ankara’ya alındı. Ama Şırnak’ta, Hakkari’de ve daha birçok ilde yargılandığı davalar da Diyarbakır’a getirildi. Yargı mercileri tarafından dile getiren ‘Güvenlik nedeniyle nakledildi’ açıklaması koca bir yalandan ibarettir. Bu sefer de bu yalanlar 6 ve 8 Ekim olaylarıyla örtülmek istendi. Hukuksuzluklar bununla da sınırlı kalmadı. Önce mahkemeler kendi aralarında 6 ve 7 Ekim olaylarında Demirtaş’ı yargılamak konusunda karar veremediler. Bu olay sağa çekildi, sola çekildi ama 6 ve 7 Ekim olaylarıyla birleştirilmesinin mümkün olmadığını görülünce nihayet Ankara bu konuda görevlendirildi. En son bize bildirilen Ankara değil de Sincan mahkeme salonunda yargılanacak. İktidarın kontrolünde olan ya da iktidarın amaçlarını kendine görev bilen yargı mercilerinin Demirtaş’a Ankara’yı fazla görecek ki Sincan’a gönderdi” diye konuştu.

‘DEMİRTAŞ HAKKINDA BİR YILDIR ARA KARAR VERİLMEDİ’

Demirtaş’ın yargılanmasına bir kaç gün kala davanın Sincan’a alınmasının hukuki gerekçesinin olmadığına işaret eden Beştaş, “Aslında tam da çadır yargılaması diyebilecek çadır mahkemesine gönderildi. Selahattin bey için ayrılan salon Sincan’daki tutuklular için kurulmuş bir mahkeme salonudur. İstanbul veya Edirne’de tutuklu olan kişiler için yapılmış bir mahkeme salonu değildir” dedi.

Hukuksuzluğun bununla da sınırlı kalmadığını belirten Beştaş, Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu süre içerisinde ayda bir tutukluluğunun gözden geçirilmesi gerektiğini, hukuki açıdan ya da Ceza Kanunu çerçevesinde tutukluluk halinin devamına ya da serbest bırakılmasına ilişkin şu ana mahkemelerin herhangi bir karar almadığını dile getirdi.

‘AÇIKLAMALARINDAN DOLAYI YARGILANIYOR’

Demirtaş’ın yargılandığı hususlara dikkat çeken Beştaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Demirtaş’ın yargılanması sadece hakkında hazırlanan fezlekelerle ilgili değildir. Demirtaş’ın 4 Kasım’da gözaltına alınma süreci hukuksuz bir şekilde başladı. O hukuksuzluk giderek kat be kat artıp büyüyerek devam etti. Bir yılı aşkın süredir tutuklu. Ara karar verilmediği için hukuken tutuklama kararı da yoktur. Hakkındaki iddialar daha çok 6 ve 8 Ekim olayları. Bu olayların Demirtaş’ın açıklamalarıyla hiçbir bağlantısı olmadığını iktidar çok iyi biliyor. Aradan yıllar geçtikten sonra bu iddialar Demirtaş hakkında ileri sürülüyor. Ne zaman ki iktidar Demirtaş’ın tasfiye etmek ve kendi amaçlarına ulaşmak için Demirtaş’ı cezaevine girmesi kanaati oluştuysa o zaman süreç başlatıldı. Dolayısıyla bu sürecin hukuki açıdan sağlıklı değerlendirilmesi mümkün değil. Çünkü siyaset yapan bir muhalefet partisinin eş başkanının açıklama yapması kadar doğal bir şey olmaz. Bu yüzden de Demirtaş yaptığı açıklamalardan yargılanması hukuki değil siyasidir.”

‘DEMİRTAŞ MAHKEMEYE GETİRİLMEYECEK’

İktidarın 16 Nisan’da gerçekleştirdiği başkanlık referandumu öncesi başta HDP eş genel başkanları, milletvekilleri ve belediye eş başkanlarını siyasetten bertaraf etmek amacıyla tutukladığına vurgu yapan Beştaş, bu yüzden de siyasi bir kararla tutuklandıkları değerlendirmesi yaptı. “Güvenlik” nedeniyle Sincan’a taşınan mahkemeye, yine “güvenlik” nedeniyle Demirtaş’ın getirilmeyeceğine dikkat çeken Beştaş, “Selahattin bey başta kendisi olmak üzere biz avukatları olarak da mahkemeye getirilmesi için başvuruda bulunduk. Ancak bugüne kadar bize ulaştırılan bilgiler, getirilmeyeceğine dairdir. Güvenlik nedeniyle biz sizi Diyarbakır’da yargılayamayız, bu nedenle de dosyayı Ankara’ya gönderiyoruz diyorlar. Ama bu sefer de Ankara’da da salona getirmiyorsunuz. Eğer orada güvenlik yoksa ne diye dosyayı oraya yolluyorsun. Bir hukukçunun bu dosyada yapacağı tek yorum bir güzel kahkaha atmaktır. Yargıya bu da mı oldu deyip kahkaha atmak dışında denecek bir şey kalmadı” diye konuştu.

‘CEZA ALMADAN CEZALANDIRIYORLAR’

Demirtaş’ın suçu işleyip işlememiş olmasına bakmaksızın ceza almadan önce cezalandırıldığını dile getiren Beştaş, buna ek olarak yargılandıkları kentlerdeki cezaevlerinde tutulmadıklarına değindi. Beştaş, bu konu hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Her biri yargılandıkları memleketin en uzak noktalarına götürüldüler. Mesela Sayın Selahattin Bey Edirne’ye götürüldü. Bunlar şöyle sonuçlara yol açıyor. Ailesinin gidip gelmesinin önüne geçmeyi amaçlıyor. Gidip gelse bile yeteri kadar görüşme sağlayamamaktır. Ekonomik olarak zorluk yaratmak istiyorlar. Sosyal ilişkileri tüketmek istiyorlar. Savunma imkanlarını zorlaştırmak istiyorlar. Cezaevi koşulları itibari ile tek başına ya da arkadaşla tek başına bırakarak tecrit altıda tutmak hedefleniyor. Bunları daha da çoğaltabilir. Bunları AİHS koşullarında işkence olarak değerlendirilebilecek bir uygulamaya tabi tutuluyor. Ne yazık ki buna ilişkin yaptığımız tüm başvurular da reddedildi.”

‘BU TÜR KARARLAR TÜRKİYE’YE ZARAR VERECEK’

Adli ve idari mercilerin Demirtaş’ı mağdur etmek ve toplum dışında tutmak istediğini söyleyen Beştaş, 28 yıldır avukatlık yaptığını, şu anki yargılamaların sonucunu yargıdaki değişiklik nedeniyle kestiremediğini dile getirdi. Demirtaş yargılanmasında AİHM’in Türkiye’yi mahkum edeceğine inandığını söyleyen Beştaş, “Mahkum edilmiş bütün milletvekilleri ve yargılaması devam eden belediye başkanlarının da tamamına yakını AİHM’den dönecek. Yine böyle yapıyorlar. Can Dündar davasında olduğu gibi. Denilmişti ya ‘Serbest bırakmayın AİHM’e gitsin. Biz tazminatı öder gideriz’ şeklinde iktidarın bir yaklaşımı vardı. Aynı yaklaşım şimdi devam ediyor. Maalesef ki iç hukuka güvenmiyorum. Hukuku uygulama gibi yaklaşımlarından çok kimse tarafından incitilmeme anlayışının yaygın olduğunu düşünüyorum. Bu tür kararlar Türkiye’ye zarar verecektir” diye konuştu.