Dersim Tertelesi’nde katledilenler anıldı

Dersim’de HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar ile beraberindeki milletvekilleri, saat 19.38’de çerağlar yakarak katledilenleri anarken, İstanbul ve İzmir’de ise Alevi kurumları, katliamcı zihniyeti kınadı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Dersim İl Örgütü, Eşbaşkan Mithat Sancar, milletvekilleri Tülay Hatimoğulları, Alican Önlü, Zeynel Özen, Kemal Bülbül ve Ali Kenanoğlu’nun katılımı ile Seyit Rıza Meydanı’nda saat 19.38’de çerağlar yakarak Dersim Katliamı’nda katledilenleri andı. 

 Yakılan çerağların ardından kısa bir konuşma yapan HDP’li Tülay Hatimoğulları, “Kadınlar katliam döneminde askerlerin tarafından tecavüze maruz kalmamak için 38 kayalıklarında atlayarak yaşamlarına son verdi. Munzur kızıl aktı, kan aktı. Bu coğrafya yeteri kadar kana doydu. Artık Dersim Katliamı ile yüzleşilmelidir, barış gelmeli bu coğrafyaya” diye belirtti.

Yerel sanatçıların katliama ilişkin ağıtlar yakması ile anma son buldu.

SADECE DERSİM’E DEĞİL TÜM İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇ

İstanbul’un Kadıköy ilçesinde Alevi örgütler öncülüğünde gerçekleştirilen anmaya, HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü’nün yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. Türkçe ve Kurmancki “ Dersim 37-38 hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik” yazılı pankart açıldı, “ Ne Dersim’in, ne  Roboski’nin faillerine bu turda oy yok“ dövizleri taşındı. Mumlardan Dersim 37-38’in yazıldığı anmada, çıralar yakıldı.

Tertele’de katledilenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan anmada, Alevi örgütler adına açıklamayı Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Genel Sekreteri Hasan Şen okudu. Bundan tam 85 yıl önce 4 Mayıs 1937 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla, Dersim’de köyler boşaltıldı, evler yakıldığını ve dünyada eşi, benzeri görülmemiş bir katliam yaşandığını hatırlatan Şen, bu kırımda canlarını kurtarmak için mağaralara sığınan kadın ve çocuklar, zehirli gazlarla öldürüldüğünü, masum çocuklar; bilhassa da kız çocukları ailelerinden zorla alınarak, başta subaylar olmak üzere askeri personele savaş ganimeti olarak verildiğini anlattı. Bu katliamla sadece Dersim'e karşı değil, tüm insanlığa karşı suç işlendi. Bu yönüyle Dersim’de bir insanlık suçu işlendiğini vurgulayan Şen, ancak katliam sorumların hiçbirinin tarih önünde hesap vermediğini anımsattı.

 Dersim katliamını gerçekleştirenlerin farklı olma hakkını ‘düşman’ olarak kodlayıp yok eden tekçi, ırkçı ideoloji olduğunu kaydeden Şen, bu tekçi uygulamayı savunan gelen giden hükümetlerin 85 yıl boyunca aynı yaklaşımı göstermiş ve gösterdiğini belirtti. Bugün benzer uygulamaların mevcut siyasal iktidar tarafından sürdürüldüğünü vurgulayan Şen, AKP-MHP iktidarının da o günlerden aldığı mirasla barajlar, HES'ler, madenler, ormanların yakılması, arazi tahsisi ve inanç yerlerinin tahribatı ile terteleyi devam ettirdiğinin altını çizdi.

1937/1938, Dersim halkına yönelik baskı ve asimilasyon politikalarının toptan bir imha haline dönüşme tarih olduğunu hatırlatan Şen, 15 Kasım 1937 tarihinde başta Seyid Rıza olmak üzere Dersim’in önde gelenleri idam edildiğini, aradan 85 yıl geçmesine rağmen hala mezar yerlerinin açıklanmadığına dikkat çekti.

Dersim’in 85 yıldır, yaralarını sarmaya, inkâr edilmişliğini aşmaya, eşit yurttaşlık hakkını kazanmaya ve atalarının mezar yerlerini bulmaya çalıştığını dile getiren Şen, Dersim halkı ve kurumları olarak sonuç alıncaya hak ve hak ve hakikat yürüyüşümüzü sürdüreceklerini kaydetti.

TALEPLER

Devlete tüm Dersim soykırımıyla yüzleşme çağrısını yineleyen Şen, bu yüzleşmenin gerçekleşmesinin aynı zamanda yeni kırım ve katliamların yaşanmasının yolunu da kapatacağını vurguladı. 4 Mayıs gününün ‘’1937-38 Dersim Tertelesi Günü’’ olarak resmen kabul edilmesini isteyen Şen, talepleri şöyle sıraladı:

“-            Dersim Katliamı öncesi ve sonrasına dair arşivler açılsın.

-              Tertele’de ne kadar insanımızın katledildiği açıklansın.

-              Dersim ismi iade edilsin.

-              Sürgünler, kayıplar ve evlatlık alınan çocukların listesi açıklansın.

-              Başta Seyid Rıza ve yol arkadaşları olmak üzere, idam edilenlerin mezar yerleri açıklansın.

-              Dersim halkından resmen ve etkili bir şekilde özür dilensin.

-              Dersimde Ekolojik tahribata yol açacak projeler derhal iptal edilsin”

GÜLÜM : BUGÜN DE AYNI ZİHNİYET SÜRÜYOR!

Açıklamanın ardından söz alan HDP Milletvekili Züleyha Gülüm, Türkiye tarihi her güne bir katliamın denk düştüğü bir tarih haline geldiğine dikkat çekerek sözlerine başladı. Dersim 1937-1938 katliamını unutmayacaklarını ve unutturmayacaklarını ve mutlaka hesabını soracaklarını vurgulayan Gülüm, “Hepimiz biliyoruz nasıl vahşice bir katliam yaşadığını. Nasıl coğrafyanın kan gölüne çevrildiğini, insanların zehirli gazlarla katledildiğini, sürgünlerle yerlerinden edildiğini biliyoruz” dedi. Tıpkı 85 yıl önce yaratılan asimilasyoncu, inkarcı, sömürgeci tekçi anlayışının 1990’lı yıllarında köy yakmalarla, faili meçhul cinayetlerle, işkencelerle ve dil ile inançların yok sayılmasıyla devam ettiğini belirten Gülüm, bugün de aynı zihniyetin doğa talanıyla , atanan kayyumlarla, tutuklamalarla sürdüğünü kaydetti.

Katliamlarla yüzleşme çağrısında bulunan Gülüm, “Katliamın sorumluları açığa çıkarılsın, katiller hesap versin. Resmi bir özür, Dersim isminin geri iadesi ve mezarların yerinin açıklanması gerekiyor” dedi. Bir daha katliamlarının yaşanmaması için mücadeleyi sürdüreceklerini kaydetti.

ENCÜ: BU TOPRAKLARDA BARIŞ, ÖZGÜRLÜK HAYAT BULANA DEK MÜCADELE EDECEĞİZ!

HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Ferhat Encü ise, 85 yıldır katliamın aydınlatılması için mücadelenin sürdüğünü hatırlattı. Katliamın sadece Alevilere değil Kürtlere yönelik de yapıldığını vurgulayan Encü, bu anlayışın bugün de çeşitli zulüm politikalarıyla kendisini sürdürmeye çalıştığını belirtti. Encü, “Asla unutmayacağız, sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz. Bu topraklarda barış, özgürlük, eşit yurttaşlık hayat bulana dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu topraklarda yaşanmış bütün acılarla yüzleşilmesi gerekiyor. Bu iktidarın bunun sorumluluğuyla hareket etmesi gerekiyor. Barışın, adaletin, demokrasinin yaşadığı bir ülkeyi kuracağız” dedi.

Konuşmaların ardından Kurmancki dilinde ağıtlar yakıldı, lokma dağıtıldı; soykırımda katledilenler adına karanfiller denize bırakıldı.

İzmir’de ise, Dersim Dernekleri Federasyonu, İzmir Dersim Dernekleri ile Demokratik Alevi Derneği (DAD) Şubesi, katliamda yaşamını yitirenleri andı.

Karşıyaka İskele önünde yapılan basın açıklamasına HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, siyasi parti temsilcileri ile sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı.