DAD Eşbaşkanı Kadriye Doğan, Gazi Katliamı’nın da Alevilerin 1400 yıllık tarihindeki katliamlardan biri olduğunu belirterek, “Ne zaman Aleviler bir yerde toplanır ve kendi kimlikleri ve inançlarıyla yaşamlarını idame ettirmeye çalışsa devlet rahatsızlık duyar. Gazi de bunlardan biriydi” diye konuştu.

Gazi Katliamı’nın üzerinden 27 yıl geçti. 12 Mart 1995 günü bir ticari taksiden kahvehanelere açılan ateş sonucunda Alevi Dedesi Halil Kaya’nın katledilmesinin ardından protesto amacıyla toplanan Alevi yurttaşlara, polis ateşle cevap verdi; Mehmet Gündüz katledildi ve çok sayıda protestocu yaralandı. Ertesi gün Gündüz’ün cenazesi için cemevinde toplanan yaklaşık 15 bin kişiye panzerlerden ateş açıldı ve Gazi Mahallesi kana bulandı. Devlet güçlerinin saldırıları 15 kişinin canını aldı. 15 Mart’ta Gazi Mahallesi’ndeki katliamı protesto etmek için sokaklara dökülenler, 1 Mayıs Mahallesi’nde de aynı kaderi paylaştı; 5 protestocu, polis kurşunlarıyla katledildi. Gazi şehitlerinin isimleri şöyle: Halil Kaya, Mehmet Gündüz, Zeynep Poyraz, Fadime Bingöl, İsmihan Yüksel, Ali Yıldırım, Dilek Sevinç, Reis Kopal, Fevzi Tunç, Mümtaz Kaya, Genco Demir, İsmail Baltacı, Hasan Pugan, Hasan Sel, Sezgin Engin, Dinçer Yılmaz, Hasan Gürgen, Hakan Çabuk, Yaşar Aydın, Dilek Şimşek, Dinçer Yılmaz ve Hasan Ersizer.

KATİLLER ÖDÜLLENDİRİLDİ

Yargı süreci, ancak üzerinden iki yıl geçtikten sonra başladı. Yaşamını yitirenlerin ailelerinin İstanbul’da yaşamasına, protesto ve katliam İstanbul’da yaşanmasına rağmen dava Trabzon’da görüldü. Yakınlarını yitiren aileler, neredeyse her ay tuttukları otobüslerle tam 31 defa İstanbul’dan Trabzon’a giderek duruşmalara katıldı, hesap sordu. Dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar’ın “Bin operasyon yaptık” diyerek katliamı savunmasına ve yine dönemin EGM Yardımcısı Necdet Benzir’in “olayın MİT tarafından kullanılan ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından yapıldığı biliniyor” diyerek katliamın devletle doğrudan ilişkisini tescillemesine rağmen hiçbir fail cezalandırılmadı, hiçbir davalı kasten öldürme suçlamasıyla cezalandırılmadı. Sanık 20 polisten 18’i beraat ederken, diğer iki polis Adem Albayrak ve Mehmet Gündoğan toplamda 6 yıl 8 ay hapis cezası aldı ve cezaları af kapsamında değerlendirilerek ertelendi.

DEVLET ZATEN GAZİ’DEN RAHATSIZDI

Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanı Kadriye Doğan, 12 Mart Gazi Katliamı’nda yaşananlar, dava süreci ve Alevilere yönelik saldırıların sebeplerine ilişkin ANF’ye konuştu. Kadriye Doğan, Alevi halkının yüz yıllardır katliama uğradığını hatırlatarak, şunları söyledi: “Gazi Katliamı da Alevilerin 1400 yıllık tarihindeki katliamlardan biri. Gazi Mahallesi, 90’lı yıllarda ağırlıklı olarak Dersim ve Sivas Alevilerinin yoğun olarak yerleştiği, yaşam alanı oluşturmaya çalıştıkları bir bölgedir. Göç nedeniyle oraya gelmiş yoksul halk, yaşama tutunmaya çalışırken başından beri polisle, devletle, arazi mafyasıyla sürekli sıkıntı yaşadı. Ne zaman Aleviler bir yerde toplanır ve kendi kimlikleri ve inançlarıyla yaşamlarını idame ettirmeye çalışsa devlet bu durumdan rahatsızlık duyar. Gazi de bunlardan biriydi. Halkın cemevi var, dedeleri, pirleri var ve orada kendi özgünlükleriye yaşama çabasındalar. Ağırlıklı olarak orada yaşayan Alevi toplumu sisteme de muhaliftir. bu durum da devleti rahatsız etmiş olacak ki, kahvehanelerde futbol maçının izlendiği gün, 4 kahvehaneyi tarayarak ve bir Alevi dedesinin de ölümüne neden olarak katliam başlatılıyor. Tıpkı Sivas gibi, Maraş gibi, Çorum gibi, bilinen tarz, bilinen yöntem…”

ÖRGÜTLENMEMİZİ İSTEMİYORLAR

Alevilerin sistem içinde tutulmak istendiğini, sistem partilerinin dışına çıkıp, ne zaman hak talep edecek olunca devletin karşılarına dikildiğini kaydeden Doğan, şöyle devam etti: “En hoş görülü oldukları yer, CHP’nin içinde varlıklarını ifade edebilmeleri. Bir ötesine çıkıp, inançsal talepleri dile getirebileceği, özgürlüğünü talep edebileceği bir noktaya gelmelerine asla izin verilmez. Alevilerin bir statüye kavuşmasına, hak talep etmesine, örgütlenmesine izin vermiyorlar.”

KATLİAMLARDAN UTANMIYORLAR

DAD Eşbaşkanı Kadriye Doğan, Gazi Katliamı’nın yargılama sürecinde de kameralar önünde gerçekleşen katliamın faillerinin korunmasına, tüm açıklığın rağmen üstünün kapatılmak istenmesine işaret ederek, şunları ekledi: “Aileler defalarca Trabzon’a kadar götürülüp edildi. Dava AİHM’e de gitti ve Türkiye mahkum da edildi. Türkiye Cumhuriyeti yaptığı katliamdan ne utandı ne sıkıldı ne de pişmanlık duydu. Bildiği yoldan da ısrarla devam ediyor. Alevi inancına sahip olanlara devletin reva gördüğü ne yazık ki bu. Son günlerde de bazı cemevlerine saldırılar ya da cezalar kesiliyor. Alevilerin binlerce yıldır ne varlıkları kabul görüyor ne de hak ettikleri değerde yaşama şansı veriliyor. Düşünce olarak, dünyaya örnek olabilecek yaşam modeli sunan bir inanç olmasına rağmen ceberut iktidarlar tarafından kendileri içinde tehlike olarak görüldüğünden kabul edilmiyor.”