DTK’den tecride ve yoğunlaştırılmış işkenceye tepki

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Sağlık Meclisi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve cezaevlerinde uygulanan “yoğunlaştırılmış” işkenceye tepki gösterdi.

Yazılı bir açıklama yapan DTK Sağlık Meclisi, Türk devletinin işgal saldırıları, Kürtler arası ulusal birlik meselesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ve tüm cezaevlerine yayılan ağır hak ihlallerini değerlendirdi.

Türk işgal saldırılarında özellikle KDP’nin “işbirliğine” tepki gösteren DTK Sağlık Meclisi, “Ulusal birlik noktasında KDP tutumu Kürt birliğine ciddi zarar vermektedir. KDP’nin Türk devletiyle son dönemde yaptığı anlaşma Kürt halkının dört parçada geleceğini tehlikeye atmaktadır. Yurtsever ve özgürlükten yana olan bütün Kürdistanlılar ve dostlarının bu konularda duyarlı olması ve geç kalmadan harekete geçmesi gerekir” dedi.

Ukrayna savaşına da değinen DTK, kapitalizmin kendi krizini aşmak için tek yol olarak yeni felaketleri dayattığını belirtti.

Covid-19 salgınının yaratıcısının da “kapitalist modernite” olduğunu ifade eden DTK, “Kapitalist sistemin bir ürünü olan Kovid-19 pandemisi bir kez daha göstermiştir ki savaşlar, doğa tahribatı ve yeni salgınlar insanlığı tehdit etmeye devam edecektir. En başından beri salgın yönetimi salt sermaye odaklı yürütülmüştür ve artık toplum adeta salgınla baş başa bırakılmış, kendi kaderine terk edilmiştir” dedi.

Türkiye’de de ortaya çıkan tablo çok farklı olmadığını belirten DTK,  “Özellikle AKP’nin en çok reklamını yaptığı sağlık alanı bırakalım olağanüstü durumlarda halkın sağlığını koruyabilmeyi artık toplumun en temel sağlık ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.

Toplumun sağlık hakkının elinden alındığı tepkisinde bulunan DTK, şunları ekledi: Sağlıklı bir toplum ancak ve ancak toplumun doğrudan katılımının olduğu yerel dinamiklerin aktif rol aldığı toplumun katılım mekanizmalarının oluşturulduğu bir sistemle mümkündür. Sağlık komünleri ve meclisleri oluşturmak; toplumu, sermeyenin ve devletin topluma dayattığı sağlıksızlıktan korumanın tek çıkar yoludur.”

 

Türk hükümetinin sağlıksızlığa ek olarak toplumu biat ettirmek için baskı ve işkence politikası yürüttüğünü kaydeden DTK, buna karşı özellikle 8 Mart ve Newroz’da milyonların bir direniş köprüsü oluşturduğunu belirtti.

Açıklamada devamla şunlar belirtildi: “Newroz ateşinin direniş sıcağını binlerce yıllık Kürdistan tarihinden ve halklarındın hafızasından damıtarak Diyarbakır 5 Nolu Zindanı’nda bir direniş manifestosuna çeviren Çağdaş Kawa olan Mazlum doğan, Kürt kadınlarının isyan ruhunu Newroz’un ruhu haline getiren bedenini Newrozlaştıran Binevş Agal, Zekiye Alkan, Rahşan, Sema, Berivan günümüz Dehak’nın halkımızın kanını emen sömürgecilik olduğunu 21 Mart Newroz’unda koydukları eylemlerle göstermiş ve yeni bir direniş mitolojisi yazmışlardır. Mezopotamya'dan Orta Asya'ya kadar geniş bir Kürt halkı 2022 Newrozu’yla kültürel, siyasal ve tarihsel olarak kendi direniş dinamiklerini yarattığını ve bunu ulusal varoluşu kadar özgürlük direnişinin çimentosu haline getirdiğini tüm dünyaya bir kez daha göstermiştir. Bu bakımdan tıpkı zalim Dehak’a karşı Demirci Kawa’nın yıktığı korku duvarları gibi 21.yy’daki Dehak’lara karşıda Kürt halkı korku duvarlarını yıktığını en kararlı şekilde haykırdı. Newroz alanları, 50 yıllık kesintisiz bir mücadelenin ve varoluş direnişinin rehberi olan Önder Apo’nun özgürlüğü talebi ile yankılandı.

Önder Apo üzerinde başlatılan ve bütün cezaevlerinde devam eden sistematikleştirilmiş tecrit, her geçen gün daha da derinleşmektedir. Cezaevlerinde hasta tutsaklar, sağlıksız yaşam koşulları ve uygulanan hak ihlalleri ile hastalıkları daha da ağırlaşmakta buna rağmen adli tıp kurumları cezaevinde kalabilir raporlarıyla tutsakları ölüme terk etmektedir. Yoğunlaştırılmış, sistematikleştirilmiş ve işkence boyutu kazanan tecridin uygulandığı cezaevlerinde her gün şahadetler yaşanmaktadır.

İmralı’dan başlayıp tüm cezaevlerine ve hatta topluma yayılan tecritti ortadan kaldırmak, ancak tarihi doğru okumak ve Önderlik gerçeğini doğru uygulamakla mümkündür. Milyonların aktığı Newroz alanlarında halk önderliğine bağlılığını ve tüm tecrit politikalarına karşı biat etmeyip mücadele edeceğini göstermiştir. AKP ve MHP iktidarı tarihin en büyük onur direnişi karşısında yenilmekten kurtulamayacaktır.”