FEDA Eşbaşkanı: Alevi inancını ‘iktidar İslam’a yedekleme çabasındalar

FEDA Eşbaşkanı Demir Çelik, Cemevi Başkanlığı kurma kararının “Alevi inancında ağır siyasal, inançsal ve kültürel kırımın yaşanmışlığına neden olacak tekçi, inkârcı ve ırkçı devlet müdahalesi niteliğinde bir karar” olduğunu vurguladı.

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nı kurma kararını ANF ajansına değerlendiren Demokratik Alevi Dernekleri (FEDA) Eşbaşkanı Demir Çelik, bu kararın Alevileri inançlarından uzak tutup yabancılaştırmayı amaçlayan bir hamle olduğunu belirterek, Alevi inancını başkalaşıma uğratarak devlet dinine, ‘iktidar İslam’a yedekleme çabası olduğunu söyledi.

‘ALEVİLERE DEVLET DİNİNE YEDEKLENMEYİ DAYATACAKLAR’

Kültür Bakanlığına bağlı Alevi Bektaşı kültür ve Cemevi başkanlığını kurarak Aleviliğin bir inanç olmadığını, İslam’ın kültürel yorumu olduğunu dayatacaklarını kaydeden Çelik, “İçişleri Bakanlığı üzerinden de Alevi inancına göre düşkün sayılan devlete ve iktidara biat eden Alevilerin sıradan ayni ve maddi bir kısım beklentilerini karşılar görünecekler. Biat etmeyen, direnen Alevi kurum ve örgütlerini ise terörize ederek dağıtacaklar. Alevilere Sufizmi, dinleşmeyi ve devlet dinine yedeklenmeyi dayatacaklar” dedi.

‘KAYYUM EKSİK BİR TESPİT’

Çelik, bazı Alevi kurumlarının bu kararı “Cemevlerine kayyum” olarak adlandırmasını eksik bir tespit olarak değerlendirerek, kayyum atanmasının dönemsel bir uygulama olduğunu ancak bu kararın Alevi inancında ağır siyasal, inançsal ve kültürel kırımın yaşanmışlığına neden olacak tekçi, inkârcı ve ırkçı devlet müdahalesi niteliğinde bir karar olduğunun altını çizdi.

‘İKTİDAR İSLAM’IN MEZHEBİ OLMAYI DAYATACAKLAR’

Alevi vatandaşların ve Alevi kurumların çok zor bir sürecin arifesinde olduklarının bilinci ile hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, “İktidarın, dolayısıyla devletin yapmak istediği şey, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden kültürel İslam’a dayattıkları paralelinde uzun erimli ideolojik, siyasal, kültürel, inançsal ve sosyal müdahaleler bütünüdür. Kültür İslam’a devlet dinine dönüşmeyi dayatan inkârcı zihniyet, kurmak istediği başkanlık üzerinden Alevi inancına devlet dininin, iktidar İslam’ın mezhebi olmayı dayatacaklar“ diye konuştu.

KÜRT HAREKETİYLE ORTAK HAREKET ETME İHTİMALİNDEN KORKUYORLAR

Erdoğan ve AKP iktidarının pragmatist olduğunu, gelecek seçimi gözeterek bu hamleyi gündemleştirdiğini ifade eden Çelik, şunları söyledi: “Atacağı her adımın kendisine ve iktidarına yaraması fırsatçılığını önümüzdeki seçimi gözeterek bu hamleyi gündemleştirdiği söylenebilir. Ancak devlet çok yaygın ve güçlü Alevi örgütlenmesinden rahatsız. Hele de bu yaygın ve güçlü örgütlü Alevi hareketinin Kürt siyasal hareketi ile ortak hareket etme ihtimalinden de çok korkuyor. Türkiye’nin bu iki temel dinamiğini birbirine yakınlaştırmamanın, sorunu çözmek yerine buluşmalarını engellemenin hamlesi ve müdahalesi olarak görüyor ve düşünüyorum.”

BİAT ETMEYEN ALEVİLERİ TERÖRİZE EDECEKLER

Önemli sayıda Alevi örgütü ve kurumunun, Aleviliğin kendine özgü otantik bir inanç olduğunu savunsalar da bir kısım Alevilerin ise kendilerini İslam’la ilişkilendirdiğine değinen Çelik, “Hatta bir kısım Alevi, kendisini Türkçü-İslamcı çizgiye yakın görmektedir. Devlet ve iktidar bu kesimi kendisine yedeklerken, öteki gördüğü Alevileri kriminalize ve terörize edecek, örgütsel ve kurumsal yapılarını dağıtmaya, içini boşaltmaya çalışacak ve başkalaşımı dayatacaktır” şeklinde konuştu. 

DİYANET İLE AYNI STATÜYÜ ALEVİLERE LAYIK GÖRMÜYORLAR

Diyanet Başkanlığı Cumhurbaşkanlığı bünyesinde iken Cemevi Başkanlığı’nın Kültür Bakanlığı bünyesinde açılmasının Alevilere bakış açısının sonucu olduğunu aktaran Çelik, şu ifadeleri kullandı: “Alevileri yola getirilmesi gereken ‘zındık’ ve ‘rafizi’ , Alevi inancını ise ‘sapkın mezhep’ gördüklerinden ehlileştirilmeleri gerektiğine inanmaktadırlar. Ayrıca devletin İslam devleti olduğu anlayışından hareketle Alevi inancına eşit vatandaşlık hakkını vermek istemediklerinden aynı statüyü vermek istemiyorlar.”

Çelik, Alevilerin temel ortak taleplerin karşılanmadan Alevi sorunun çözülemeyeceğini söyledi. Alevi sorununun çözümü için de şu talepleri sıraladı:

* Alevi inancının kendine özgü otantik bir inanç olduğu kabul edilerek, Anayasal güvenceye tabi tutulmalıdır.

* İnancın devlet ve iktidar dışı toplumsallığının temel formu olan Ocaklar sisteminin dağıtılmasından vazgeçilmeli, Ocakların ‘el ele, el Hakk’a’ düsturu ile kendilerini örgütlemeleri Anayasal güvenceye alınmalıdır.

* Pîr-Talip ilişkisinin engellenmemesi, doğal mecrasında sürmesi için önündeki engeller kaldırılmalıdır.

* Jiyar û diyarlar ve kutsal mekanlar korunmalı; Alevilerin kime, neye ve nasıl inandıklarına karışılmamalıdır.

* Cemevlerine ibadethane statüsü  verilmelidir.

*Eğitim müfredatı anadilde olmalı ve zorunlu din dersleri  kaldırılmalıdır.

*Diyanet İşleri Başkanlığı kaldırılmalıdır. Devlet tüm dinlere, inançlara ve kimliklere karşı eşit, kör ve sağır olmalıdır.

* Demokratik, adil, laik, sivil ve eşitlikçi bir Anayasa’da inançlar, diller ve kimliklerin özgünlük ve özerklikleri güvence altına alınmalıdır.