Gazeteci Şahin’e 6 yıl 3 ay hapis

Gazeteci Mehmet Şahin, yargılandığı davada 6 yıl 3 ay hapse çarptırıldı.

Gazeteci Mehmet Şahin’in KHK ile kapatılan Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (KURDİ-DER) yöneticisi olduğu 2010-2013 yılları arasında Demokratik Toplum Kongresi (DTK) tarafından düzenlenen kimi programlara katıldığı gerekçesiyle açılan davada karar çıktı.

Şahin, “örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla Diyarbakır 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı dava duruşmasında avukatı ile birlikte hazır bulundu. 

Davanın önceki celsesinde esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunup, Şahin hakkında  “silahlı örgüt üyeliği”nden 15 yıla kadar hapis cezası talebinde bulunan iddia makamını mütalaasını tekrarladı. 

 MÜTALAAYA KARŞI SAVUNMA YAPTI

 Şahin, hakkındaki suçlamaya hazırladığı yazılı savunma ile yanıt verdi.  22 yıllık öğretmen iken 2016 yılında çıkarılan KHK ile görevinden alınıp ‘sosyal ölüme’ terk edildiğini dile getiren Şahin, görevine dönebilmek için OHAL Komisyonu’na sunmak yazılı dilekçe ile başvurduğu Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca 21 Mart 2018’de kendisine ‘hakkında bir soruşturma kaydı bilgisine rastlanılmadığı’ yanıtı verildiğini belirtti.

 'SUÇ MU OLUŞTURULMAYA ÇALIŞILIYOR?'

 Bu cevaptan 45 gün sonra 5 Mayıs 2018 telefonla aranması üzerine Diyarbakır TEM Şube Müdürlüğü’ne gittiğinde ise dava konusu soruşturmaya dâhil edildiğini öğrendiğini ifade eden Şahin, DTK ile ilgili 2010 ve 2014 yıllarında yürütülen soruşturmalarda ve kurumda 2016-2018 yıllarında yapılan polis aramalarında kendisine dair hiçbir bilgi ve belgeye rastlanmadığını söyledi.

DTK’nin dil ile ilgili toplantılarına sadece iki kez katıldığını söyleyen Şahin, “Bu soruşturmaya neden dahil edildim anlamış değilim. Önce suçsuz bir şekilde meslekten ihraç edildim, şimdi de ihraca gerekçe oluşturmak için suç mu yaratılmaya çalışılıyor diye düşünmekten kendimi alamıyorum” dedi.

 AVUKATI: TÜM DELİLLER YASADIŞI NİTELİKTE

Avukatı Resul Tamur ise, yaptığı savunmada dosyada müvekkiline ilişkin yer alan delillerin bir suç kapsamında değil, tamamen istihbari dinleme ve teknik takibe dair olduğu üzerinde durdu. 

 Soruşturmanın sadece DTK binasına girip çıkanlarla ilgili olduğunu, o binanın dışındakilerle ilgili bir araştırmanın ise olmadığına dikkat çeken Tamur, “Bu da bize mekana göre bir mekana göre soruşturma yürütüldüğünü gösteriyor. Ne oraya dair alınan dinleme kararları ne de diğer karların hiçbirisinin doğrudan müvekkilime ait olmaması nedeniyle tüm bu deliller yasadışı niteliktedir. Tümü hukuka aykırı biçimde toplanıp dosyaya eklenen delillerdir” dedi.

 Av. Tamur, aynı soruşturma kapsamında aynı mahkemece yargılanıp hapse mahkum edilen Raci Bilici’ye ilişkin İstinaf Mahkemesi’nin verdiği beraat kararı ile birlikte, AİHM Büyük Daire’nin Selahattin Demirtaş’a dair aldığı kararda yasal bir organizasyon olarak kabul ettiği DTK’nin toplantılarına katılmanın suç olarak kabul edilemeyeceği vurgusunda bulunduğunu hatırlatıp, müvekkilinin beraatını istedi.

 'STÖ'LER DEMOKRASİNİN OLMAZSA OLMAZI!'

 Mahkeme heyetin avukatının savunmasının ardından son sözünü sorduğu Şahin, bu ve benzer davaların yurttaşların yasal zeminde faaliyet yürüten bütün sivil toplum örgütlerine şüphe ile yaklaşmasına ve uzaklaşmasına yol açacağını, oysa ki STÖ’lerin demokratik işleyişin olmazsa olmazlarından biri olduğunu belirterek, adaletin tecelli etmesi için beraatını istedi.

HAPİS ÇIKTI

 Duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, “örgüt üyeliği’nden 7 yıl 6 ay hapse mahkum ettiği Şahin’e ‘iyi hal’ indirimi uygulayarak 6 yıl 3 ay hapis verdi.