Gazeteci Yıldız: Seyit Evran görünmeyeni görendi

‘Seyit’i anlatmak bir devrimciyi, bir gazeteciyi anlatmak değil; aslında bir devrimi anlatmaktır’ diyen Gazeteci Zınar Yıldız, Seyit Evran’ın sorgulayan, araştıran, görünmeyeni gören bir gerilla ve bir gazeteci olduğunu belirtti.

Seyit Evran’ın, sorgulayan bir karaktere sahip olduğunu dile getiren Zinar Yıldız, “Sorgulayan karakteri, verili olanı kabul etmemeye götürüyordu. Sürekli bir değişim arayışı vardı. Bir devrimci olarak var olanı nasıl değiştirebiliriz, yanlış olanı nasıl düzeltebiliriz; bunun kavgası, arayışı içerisindeydi” dedi.

Büyük devrimci, gerilla ve gazeteci Seyit Evran, 22 Eylül’de geçirdiği kalp krizi sonucu tedavi gördüğü hastanede şehit düştü. Mücadele yoldaşı ve gazeteci Zinar Yıldız, Seyit Evran’ın mücadelesini ANF’ye anlattı.

Kurdistan Özgürlük Gerillası olan Seyit Evran’ı ne zaman ve nasıl tanıdınız?

Seyit Evran ismi sadece kişisel olarak bir tanıma değil. Kurdistan Devrimci Mücadelesi içerisinde kendisinden önce ismini tanıdığım bir arkadaştı.  Gazeteler, dergiler vb. mücadelenin yayın organlarını takip ediyorduk. İlk süreçten beri Seyit arkadaşı ismen tanıyordum, yazılarını okuyordum. Mücadeleye katıldıktan sonra gerilla sahasında tanışma şansına ulaştım. Mücadele içerisinde hem gazeteci kimliği hem de devrimci kimliğiyle tanımak şeref ve onurdu.

Seyit arkadaşla tanışma hikayemiz aslında farklı. Bir arada kaldığımız ya da farklı ortamlarda karşılaştığımız dönemler oldu. Fakat derinden bağlandığımız, yoldaşlığımızın derinleştiği bir dönem oldu. Günün birinde bir arkadaşın albümüne bakıyorduk. Arkadaşın çektiği gerilla fotoğrafları içerisinde kendisiyle beraber gerillaya katıldığım bir arkadaşın fotoğrafını gördüm. Onu sorduğumda Heval Seyit,  şehit düştüğünü söyledi. Arkadaşın şehit düştüğünden haberim yoktu. Üniversiteden katıldığımız bir arkadaştı ve çok etkilenmiştim. O an sarılıp ağladığımız bir an oldu.

Daha sonraki süreçlerde aynı kurumlarda, aynı alanlarda ve aynı çalışma ortamlarında kaldık. Rojava Devrimi’nin geliştiği süreçte de hemen hemen aynı tarihlerde Rojava alanına geldik. Rojava’da da yollarımız sürekli kesişti, beraber kaldığımız süreçler de oldu.

DEVRİMİN GAZETECİLİĞİNİ YAPTI

Sizce Seyit Evran’ın belirgin özellikleri neydi?

Anlattığım anıyla başlayayım. Heval Seyit, en başta yoldaşının acısını hisseden bir yoldaştı. Gerçekten yoldaş olmayı biliyordu. Yoldaşı hissediyordu. Sevincini de, acısını da, mutluluğunu da hissedip aynı zamanda paylaşabiliyordu. Heval Seyit’te yoldaşlık açısından ilk etapta gözlemlediğim bu oldu. Çünkü albümündeki fotoğrafı gördüm, şehit olduğunu söyledi ve gözlerimin dolmasıyla sarılması bir oldu. Kendisine bir şey de söylememiştim ama o an hissetti. Bu beni çok etkilemişti. Bu olaydan sonra çalışmada da ortaklaşınca daha derinlikli tanıdım.

Bir gazeteci olarak Seyit arkadaşın sorgulayıcı bir kişiliği vardı. Gördüğüyle yetinmeyen bir insandı. Her baktığı olayda, her gördüğü olayda, “acaba arkasında ne var, acaba bunun peşinden ne gelir, acaba bu neyle bağlantılıdır, acaba bunun neyle ilişkisi vardır” gibi, hiçbir zaman olanı kolay kolay kabul eden bir yapıya sahip değildi. Sürekli sorgulayan bir duruşu vardı. Kişilerle ilişkilerinde de, olaylara bakış açısında da, olayları değerlendirmesinde de hep görünmeyeni görmeye çalışırdı. Bu, Heval Seyit’i araştırmaya sevk ediyordu. Gazeteciliği tercih etmesinin de bununla bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Devrim gazeteciliği yapılacaksa Heval Seyit’in karakteri, kişiliği buna çok uygundu ve bu özellikler devrimciliğin gazeteciliğini yapmaya sevk etti.

SORGULAYAN, YENİYİ ARAYAN BİR KİŞİLİK

Sorgulayan karakteri, olanı olduğu gibi kabul etmemeye götürüyordu. Sürekli bir değişim arayışı vardı. Bir devrimci olarak var olanı nasıl değiştirebiliriz, yanlış olanı nasıl düzeltebiliriz; bunun kavgası, arayışı içerisindeydi.

Heval Seyit’in katıldığı toplantı eleştirisiz geçmezdi, hep yeni kararlar alınırdı. Sürekli bir tartışma ortamı, sürekli var olanı sorgulayan, yenisi nasıl olabilir üzerinden bir arayışı vardı. Bunlar örnek aldığımız özellikleriydi.

Bunların yanında tanımlanabilecek çok fazla özelliği var. Fedakarlığından tutalım espri anlayışına kadar birçok konuda ön plandaydı. Her şeyde gülecek bir konu bulurdu. En olumsuz, en negatif bir konuda bile güleceği, moral alacağı, motive edeceği bir yer, bir özellik bulurdu. Bir Kurdistan devrimcisi/gerillası, olmaz denen yerlerde devrimcilik yapanlar açısından neredeyse altın değerinde özelliklerdir bunlar. Özellikle günümüz açısından düşündüğümüzde, en yoğun saldırı ortamlarında, en zor günlerde motive olmak, moral, coşku, umut ve değer yaratabilmek her devrimcinin harcı değil. İşte Seyit’i farklı kılan özelliklerden en önemlisi de buydu.

HALK SEVER, DEĞER VERİRDİ

Araştırmacı özelliği vardı, kimsenin bilmediğine ulaşırdı. Birçok kez Rojavalı arkadaşlarla çalışma yürüttük. Mesela Heval Seyit bazı bilgilere ulaşırdı, bazı değerlendirmeler ve analizler yapardı; arkadaşlar derdi ki, biz bunları bilmiyoruz. Yani Rojavalı olmalarına rağmen toplumsal, tarihsel, siyasal yapıyı, coğrafyayı Seyit arkadaş kadar iyi bilmezlerdi. Mesela Başûrê Kurdistan’da çalışma yürüttü. Şu anda Başûr’dan bir arkadaş yanımızda, kendisi de bunu dile getiriyor; birçok aşireti biz tanımazdık ama heval Seyit tanırdı.

Halkla güzel ilişkileri vardı. 11 yıllık Rojava Devrimi çalışmaları içerisinde Seyit’ten hoşlanmayan, sevmeyen, benimsemeyen, kabul etmeyen bir aile, bir çocuk, heval Seyit’e kızan bir kadın, bir erkek, bir yaşlı bulamazsınız. Bir şekilde gider, insanın kanına girerdi. Kendisini kabul ettirir sevdirirdi.

GAZETECİLİĞİ BİR DEVRİM OLARAK ELE ALDI

“Özgür basının hafızası” olarak nitelendirildi Seyit Evran. Özgür basın açısından nasıl bir tarih bıraktı?

Özgür basının hafızası olması, özgür basın geleneğinin başlamasıyla birlikte bu çalışmada yer almasıyla bağlantılı. Mücadeleye katıldığı 90’lı yılların başlarıyla beraber sürekli basın çalışmalarında yer aldı. Kurdistan genelinde ve Rusya, Ermenistan, Kafkasya alanlarında basın çalışmaları yürüttü. Basının birçok alanında çalışmalar yürüttü. Yazılı, görsel, radyo birçok alanında çalışma yürüttü, emek verdi. Sadece bununla yetinmedi, aynı zamanda yazarlık yaptı. Gerilla anılarını topladı. Ciltler dolusu gerilla anısını kendisi kaleme aldı.

Bir süre Qendîl, Xinêre alanlarında tabur tabur dolaşıp elindeki ses kayıt cihazıyla gerilla arkadaşların anılarını toplardı. O anıları getirir, gecenin zifiri karanlığında bilgisayarı dizinin üstüne koyar, tek tek yazardı. Gerilla anıları müthiş bir hafıza yarattı. Müthiş bir birikim yarattı. Tanımadığı basın çalışanı, eğitmediği basın çalışanı yoktur. Haberinin olmadığı hiçbir araştırma yoktur. Heval Seyit’i, özgür basın hafızası yapan özgür basına verdiği emek, özgür basında sergilediği fedakârlık, özgür basına katmış olduğu ürünlerdir. Seyit’i özgür basının hafızası kılan kendisidir. Kendisi hafızaydı.

Seyit arkadaş, gazeteci kimliğini taşırken asla bunu meslek olarak ele almadı. Sadece olayların peşine takılıp, olayları yansıtan veya bir ürüne dönüştüren bir iş alarak ele almadı. Gazeteciliği bir devrim olarak ele aldı. Aslında Seyit için gazetecilik, görünmeyeni göstermek, görünenin hatalarını ortaya çıkarmak, olması gerekeni nasıl gerçekleştiririz üzerinden yürüttüğü bir gazetecilikti. Bu da aslında devrimciliğin kendisi oluyor.

AMACI DEVRİMCİ YAŞAMI HALKA TAŞIRMAKTI

Kuzey ve Doğu Suriye sahasındaki basın çalışmalarını örgütledi. Rojava Devrimi’ne ilgisi büyüktü. Bunu yaratan neydi?

Devrimciliği ile gazeteciliği birbirinden ayrıştırmazdı. Devrimin emeği, süreçleri, devrimin kendisini dile getirmek, devrimi anlatabilmek, devrimcileri anlatabilmek, devrimcilerin hedeflerini, amaçlarını, yaşamlarını halklara, halka taşırabilmek en temel çalışmalardan biriydi. Gittiği her yerde analiz yapardı, gözlem yazısı yazmıştır. Hangi alanlara gitmişse devrim anılarını, yaşamını, hangi gerilla hangi taşın altında nasıl uyur yazmıştır. Hangi gerilla, hangi çiçekte, hangi umudu görür yazmıştır. Yani gerillayı yaşamıyla, sevgisiyle, savaşıyla, mücadelesiyle dile getirmeye çalışmıştır. Bunu yaparken halka, devrimciliğin nasıl olması gerektiğini göstermiştir.

Şehit anılarını topluyordu fakat sadece şehitleri anlattı da diyemeyiz. Yaşayan arkadaşlarının anılarını, devrimcilerin yaşamını; bir devrimci nasıl yaşar, Kurdistan devrimcisi ne tür zorluklarda yaşar, savaşır, zorluklara nasıl göğüs gerer; bunları yazıya döktü. Aslında Seyit’in amacı biraz da devrimci yaşamı halka taşırabilmek, halka tanıtabilmekti. Bunu da başardı. Çünkü yazıları, gözlemleri ve analizleriyle bu mücadeleye katılmış olan yüzlerce genç var. Kaleme almış olduğu gerilla anılarından etkilenerek devrimcilikte karar kılmış yüzlerce insan var. Seyit’i anlatmak bir devrimciyi, bir gazeteciyi anlatmak değil; aslında bir devrimi anlatmaktır.

SEYİTÇE YAŞAYARAK MÜCADELE KARARLILIĞI GÜÇLENDİRİLMELİ

Seyit Evran’ın takipçisi nasıl olunur?

Bir geleneğin takipçisiydi. Musa Anterlerden başlayan, bombalanan Özgür Ülke’lerden gelen, Gurbetelli Ersöz’ün yoldaşı olan bir geleneğin takipçisiydi. Bu geleneğe kendisinden çok şey katan biriydi. Dolayısıyla Seyit Evran’ın takipçisi olabilmek, bir geleneğin takipçisi olabilmektir. Bir geleneği takip etme amacımız varsa, yapacağımız ilk iş, bu mücadelenin takipçisi olabilmektir. Bu mücadelede Seyit’in yarattığı tarzın, ortaya çıkardığı ürünlerin, yarattığı üslubun, gazetecilik anlayışının takipçisi olabilmek önemli.  Sorgulayan, olanı kabul etmeyen, yerine konulması gerekenin ne olduğunu en yalın, en somut bir dille dile getirebilen bir geleneğin takipçisi olmak, bir üslubun takipçisi olmak, Seyit Evran’ın takipçisi olabilmek bununla bağlantılı. Seyit Evran’ı yaşatmak istiyorsak mücadele kararlılığını güçlendirmemiz gerekir. Mücadelenin hangi yol ve yöntemle daha fazla sonuç aldığını Seyit’te görerek, devam ettirerek takipçisi olabiliriz.