Yazılı bir açıklama yapan Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, fedai eylemin “Türkiye ve Kurdistan halklarının kurtuluşu yolunda önemli bir eylem olduğunu” kaydetti.
TARİHİ BİR EYLEM
Açıklamada şunlar ifade edildi:
“1 Ekim 2023 tarihinde Ankara’da Meclis’in açılacağı gün, İçişleri Bakanlığı'nın Emniyet Genel Müdürlüğü giriş kapısı önünde bir devrimci feda eylemi gerçekleşti. Eylem, hem bir uyarı niteliği taşımakta hem de Ankara'da olması itibariyle topyekun faşizmi hedef almaktadır. Bu eylem, Türkiye ve Kurdistan halklarının kurtuluşu yolunda önemli bir eylem olmuştur. Amacına ulaşan bu eylem, ezilen halkların mücadele tarihinde, geleceğe dönük önemli devrimci aşamaların hızlı bir şekilde katedilmesinin de önünü açmıştır. AKP-MHP faşizmi, bu devrimci eylemi sabote etmeye, kayıplarını gizlemeye ve yayın yasağı ile gerçeği çarpıtmaya eylemin yaratığı etkiyi engellemeye, zayıflığını gizlemeye girişmiştir. Bütün bu engellemelere rağmen Ankara'nın göbeğinde, devletin kendisini en güvende hissettiği alanda gerçekleşen bu feda eylemiyle faşist iktidarın işgal, sömürü ve talan sistemi derinden sarsılmıştır.
AKP-MHP faşizmi, Türkiye ve Kurdistan halklarını faşizmin cenderesi altında hiç bir demokratik hak, özgürlük olmadan sömürü ve işgal siyaseti ile kırımdan geçirmek istiyor. Bugün yine emekçiler için sömürü sistemi alabildiğine hızlanırken, onunla beraber hayat pahalılığı da giderek artıyor. Bir fabrikanın dişlileri altında emekçilerin alın teri kavrulurken öte yandan saraylarda yaşayanlar yükseliyor. Ama artık, zaman, işçilerden, emekçilerden, kadınlardan ve bütün ezilenlerden yana daha hızlı akıyor. Sokaklarda hakları için direnen işçiler, emekçiler ve ezilen halklar faşizme diz çöktürme kararlılığı taşıyor.
Diğer yanda, korunaklı olduklarını düşündükleri sarayları ve o sarayların içinde lüks yaşamları ile faşist iktidar, bir grup azınlığın iktidarını daha da büyütüyor. Bu iktidarlarının korunması için milyarlarca dolar para harcayan, bir o kadarını zimmetine geçiren AKP-MHP faşizmi her geçen gün yenilgiyi daha yoğun hissediyor. Dağlarda gerillalara yönelik kimyasal silahların kullanımını artırıyorlar ama kaybediyorlar. Kurdistan'ın her yanını işgal etme hayaliyle operasyon düzenliyorlar ama kaybediyorlar. Bu tablonun maddi rakamları, ne kadar büyük bir sömürü, işgal ve talan iktidarının olduğunu gözler önüne seriyor. Faşist iktidar bu nedenle hiçbir savaş suçu işlemekten geri kalmıyor.
GÜÇSÜZLÜKLERİNİ HİÇBİR İŞGAL SALDIRISI ÖRTBAS EDEMEYECEK
Ankara'yı kuşatan feda kuşağının bu eylemiyle beraber, faşist iktidar hemen Rojava'ya işgal saldırısı sinyalleri vermiş ve hazırlıklarına başlamıştır. AKP-MHP faşist bloku, her yere saldırarak ve işgal operasyonları düzenleyerek güçlü olduğu izlenimi vermeye çalışıyor. Sömürü, işgal, rant, talan ve her türden savaş suçu onlar için ancak ve ancak güçlü görünerek mümkün kılınabilir. Ama Ankara'daki feda eylemi göstermiştir ki faşist iktidar kağıttan kaplandır. Güçsüzlüklerini ve yenilgiye mahkum oluşlarını hiçbir savaş suçu gizleyemeyecek, hiçbir işgal saldırısı örtbas edemeyecektir. Her bir devrimci eylem emekçi halklarımızı zafere daha da yaklaştıracaktır.
BU ÇAĞRIYA YANIT OLMA ZAMANIDIR!
Kürt halkına yönelik soykırım, Kurdistan’a yönelik işgal saldırıları, ezilenlere reva görülen faşist rejimin hükmü altındaki bu hayat sonsuza dek sürmeyecektir. Zafer, devrimci eylemlerle günden güne yaklaşıyor. Öte yandan da halklar üzerinde faşist baskılar artmasına rağmen sokaklar, dağlar, devrimci savaş siperleri gücüne güç katmaya devam ediyor. Örgütün, örgütlülüğün, birleşik devrimin ve devrimci eylemin tarihsel geçerliliği yeniden kendisini kanıtlıyor. Rojhat Zilan ve Erdal Şahin yoldaşların Ankara'da gerçekleştirdiği eylemle, halkların özgürlük yolundaki mücadelesi büyümüş ve hızlanmıştır. Bu tarihi eylemin halklarımıza çağrısı ise birleşik devrim mücadelesini büyütmektir. Bu çağrıya yanıt olma zamanıdır! Zaman, faşist iktidar günden güne yenilirken ona son darbeyi vurmak için mücadeleyi yükseltme zamanıdır. Tüm anti-faşist mücadele güçleri, işçi ve emekçiler, kadınlar, gençler, ezilen halklar ortak bir mücadele gündemiyle -faşizmi yıkma gündemiyle- sokakları tutmalılar, faşizme alan bırakmayan eylem gücünü geliştirmeliler.
Şimdi, faşizmin anladığı tek dil olan devrimci savaş diliyle konuşma zamanıdır! Bunun için milis ve profesyonel güçlerimizin eylemleriyle mücadele ve devrimci savaşı yükseltme zamanıdır.
Rojhat ve Erdal yoldaşların şahsında tüm ölümsüzlerimize sözümüzdür; faşist iktidar karşımızda diz çökecek! Ezilen halklarımız özgür yarınlara uyanacak!”