DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Bu kongrenin gerçekleştirilmesi bile büyük bir mesajdır. Tüm baskılara karşı, faşizme karşı, hiçbir zaman boyun eğmeyeceğimizin mesajıdır” dedi.

Tecrit politikasına dikkat çeken Aydeniz; “İmralı’dan başlayarak her alana tecridi yaydılar. Bugün özgürlüğün sesini, barışın sesini kısmaya çalışıyorlar. Tecritle Sayın Öcalan’ın sesini kesmek isteyenler gelsin bu salona baksınlar. Sayın Öcalan, gençler için, Kürtler için kırmızıçizgidir. Bir an önce İmralı’nın kapıları açılmalıdır. Savaş politikaları derinleşiyor, bunun temel nedeni tecrittir. Bunun dünyada örneği de yok. Sayın Öcalan’ı teslim almaya çalışıyorlar. Bir kez daha buradan söylüyoruz, Sayın Öcalan’ı, Kürtlerin iradesini hiçbir zaman teslim alamazsınız” şeklinde konuştu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın duruşunun “Ortadoğu’da, Türkiye’de, Kürdistan’da umut olduğunu” belirten Aydeniz, şöyle devam etti:

“Demokrasiden, barıştan korkanlar, tecridi dayatıyorlar. Bizler de buna karşı, Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşana kadar mücadeleyi yükselteceğiz. Dört bir yanda aydın, yazar, kadınlar, gençler bu sorunun çözümü için İmralı’ya işaret ediyor. Bugün dünyanın dört bir yanında tecride karşı, Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için eylemler yapılıyor. Bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Tecrit kırılmayana kadar Türkiye’de krizler, kaoslar son bulmayacaktır, demokrasi bu topraklara gelmeyecektir. Bu nedenle sonuna kadar direnişi sürdüreceğiz.

Bugün cezaevlerini ölüm evlerine dönüştürmeye çalışıyorlar. Zindanlarda bu baskılar sürdükçe, bizler alanlarda tutsakların sesi olacağız. Cezaevlerinde baskılarla rehin tutulan arkadaşlarımıza diz çöktürmek istiyorlar. Bizler bu faşizme karşı direnişi büyüteceğiz. Tutsakların özgürlüğü sağlanana kadar bizler de tutsaklar gibi mücadele edeceğiz. AKP-MHP’nin yüzyıllık politikalarına karşı sessiz kalmayacağız. Bugün İmralı’dan bütün cezaevlerine, hayatın tüm alanlarına kadar mücadele var. Kürdistan’ı özgürleştirene kadar direneceğiz. Kürt halkı duruşuyla, mücadelesiyle, kararlılığıyla özgürlüğe yürüyor. Kürtler üzerinden siyaset yapanlar, Kürdistan gerçekliğini tanımalı. Bunu tanımadan Kürtler adına tek bir söz söyleyemezler. Kürtlerin talebi net, Kürdistan’ın özgürlüğüdür.

Gençlere özel savaş politikaları uygulanıyor. Gençler her alanda saldırılara maruz kalıyor. Gençler bunlara karşı özsavunmasını gerçekleştirecektir. Bu politikalara karşı örgütlenmeliyiz. Bugün en büyük zulüm dilimize uygulanıyor. Kürtlerin dilini unutturmak istiyorlar. Kürt gençleri de buna karşı anadiline sahip çıkmalı. Gençlik toplumun yarınlarıdır. Bu nedenle burada en önemli rol gençlere düşüyor.”