Açıklama yapan HDP’li eski seçilmişler ve sendika yöneticileri açıklamada şunları belirtti:

“AKP-MHP faşist iktidarının Kürt halkına, HDP’ye, özgür basına, demokrasi güçlerine, aydın, yazar ve akademisyenlere yönelik baskı, ceza tehdidi ve devlet terörü nedeniyle zorunlu olarak yurt dışına çıkan milletvekili, belediye eşbaşkanı, parti yöneticisi ve bir gurup sendikacı olarak, ülkedeki gelişmeleri değerlendirmek amacıyla  bir araya geldik.

Toplantıya katılan arkadaşlarımızın siyasal sürece ilişkin yaptıkları değerlendirmelerde; büyük bir kriz içinde olan AKP-MHP faşizmin kendi çöküşünü durdurmak amacıyla, içeride toplum üzerindeki baskıları şiddetlendirdiği; dışarıda ise Başur ve Rojava işgalini büyüterek kalıcı hale getirmek istediği; bu saldırılara karşı birleşik ve örgütlü bir mücadeleyi büyütme ihtiyacı olduğu sonucuna varılmıştır.

AKP-MHP faşizmi, eşbaşkanları, milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri ve üyeleri ile birlikte 10 bini aşkın HDP’liyi cezaevlerine atmakla yetinmemiş; HDP’yi tümden kapatmak üzere yeni bir süreç başlatmıştır. Bu süreç bir yandan Deniz Poyraz katliamında olduğu gibi fiziki imhayı da içerecek saldırılarla, diğer yandan sarayın emrindeki sözde mahkemeler eliyle Kobanê davası ve benzeri yargılamalarla geliştirilmek istenmektedir. AKP/MHP iktidarının bu saldırılardan sonuç alıp alamayacağı halkımızın, muhaliflerin ve demokrasi güçlerinin örgütlü mücadelesine bağlıdır. Demokrasi güçleri tarafından güçlü bir mücadele geliştirilirse, içeride ve dışarıda dayanakları ve toplumsal desteği her geçen gün zayıflayan AKP/MHP faşizminin yıkılması kaçınılmaz hale gelecektir.

Öte yandan AKP-MHP hükümeti, Güney Kürdistan’ı işgal ederek kendi iç çelişki ve çatışmaları durdurmayı, kendi aleyhine gelişen ve büyüyen toplumsal muhalefeti susturmayı planlamaktadır. Bu düşüncesini hayata geçirmek üzere Ermeni katliamının yıldönümü olan 24 Nisan’da, Güney Kürdistan’a yönelik büyük bir saldırı işgal harekatı başlatmıştır. Türk devleti bu açık işgali, ancak  Kürt siyasetinin ulusal birliğe hizmet etmeyen parçalı duruşu ile sürdürebilecektir. Bu çerçevede Kürt partileri arasında çelişki ve çatışma yaratarak Kürt dinamiklerini zayıflatmayı ve böylece Kürt halkının Başûr ve Rojava’daki kazanımlarını yok etmek istemektedir. Bu plan, AKP-MHP faşizminin halkımıza yönelik soykırım planıdır.

Avrupa’ya çıkmak zorunda kalan HDP’li eski vekiller ve belediye eşbaşkanları, parti il ve ilçe yöneticileri ve sendika emekçileri olarak, Türkiye devletinin Güney Kürdistan’ı işgaline karşı, ülke içindeki ve dışarıdaki tüm Kürtlerin birliğinin hayati önemde olduğuna inanıyoruz. Kürt siyasi partilerine, mevcut sorunları diyalog yolu ile çözmeleri çağrısında bulunuyoruz. İnanıyoruz ki Kürtler arasında çözülemeyecek ve üzerinde anlaşılamayacak hiçbir sorun yoktur.

Sorun, geçen yüzyılda yaşananların tekrar etmemesi, Kürtleri soykırımdan geçirmek isteyen sömürgeci zihniyetin Kürdistan’ı yeniden işgal etmesine izin verilmemesidir.

Bu çerçevede sürgüne çıkmak zorunda kalan siyasetçi ve sivil toplum kurumu yöneticileri olarak örgütlü mücadeleyi büyütme kararlılığımızı belirtiyor; Tüm yurtsever halkımızı ve demokratik kamuoyunu işgale, Kürt soykırımına ve faşizme karşı mücadeleyi hep birlikte yükseltmeye davet ediyoruz.”