HDP'yi kapatma davasının siyasi olduğunu başından beri söyledik

Bir AYM üyesi, HDP üzerindeki blokajı kaldıran üyelerin Erdoğan tarafından arandığını deşifre etti. HDP Hukuk komisyonundan Avukat Serhat Eren ise bu durumu, davanın başından beri siyasi telkinlerle açıldığını biliyorduk diye yorumladı.

Kapatma davasında HDP’ye sözlü savunma için verilen tarih 11 Nisan. HDP’nin bu tarihe dair itirazlarını kabul etmeyen Anayasa Mahkemesi (AYM) HDP’nin hazine yardımı üzerindeki blokajı da kaldırdı. Halk TV’den Seyhan Avşar’a konuşan ve ismi açıklanmayan bir AYM üyesi, Erdoğan’ın HDP kapatma davasındaki bloke kararının kaldırılması için oy veren üyeleri aradığını söyledi. İlk kez bir AYM üyesinin iktidarın doğrudan müdahalesini deşifre ettiği bu olay sonrası, 11 Nisan’da savunma yapamaya hazırlanan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Avukat Serhat Eren durumu ANF’ye değerlendirdi.

ÇÖKTÜRME PLANININ BİR HALKASI

Eren, başından beri bu davanın yargıya verilmiş bir talimat olduğunu söylüyor: “En başsından beri şunu söyledik, partimize karşı açıklan bu dava politiktir. Hukuki yönünün olmadığını, açılan davanın tamamen AKP, MHP iktidarının telkinleri, baskısı ve siyasi linç kampanyalarının sonucu olarak açıldığını ifade etmiştik. Hatta biraz daha geriye gidersek 2015 yılından sonra partimize yönelik böyle çok başlıklı bir operasyon başlatılmıştı. Siyasi tasfiye operasyonları kararı verilmişti. Partimizin ana gövdesini oluşturan Kürtlerin siyasal alandan tamamen tasfiyesini amaçlayan, siyaset yapamaz duruma getiren, HDP fikriyatını tamamen ortadan kaldırma çabası içerisinde olan bir operasyondan bahsediyorduk. Özetle bu durum zaten Kürtlere dönük çöktürme planının bir parçasıydı ve bunu sürekli ifade ediyorduk.”

ZATEN BLOKE KARARININ MEŞRUİYETİ YOKTU

Avukat Eren, AYM’nin daha önce almış olduğu kararın zaten hukuki bir zemini olmadığına da işaret ediyor: “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı iki defa hazine yardımının bulunduğu hesaplara bloke konulması konusunda talepte bulunmuş ama Anayasa Mahkemesi'nce reddedilmişti. Ancak hazine yardımının yapılacağı döneme yakın bir tarihte, yani 5 Ocak'ta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebiyle Anayasa Mahkemesi daha önceki taleplerden farklı olmadığı halde bunu dikkate alıp hesaplarımıza bloke koydu. Bizatihi Anayasa Mahkemesi'nin kendi kuruluş kanununda düzenlenmemiş, hatta Türkiye'nin iç mevzuatında yeri olmayan bir uygulama olmasına rağmen Anayasa Mahkemesi’nin dava devam ediyorken, tedbir kapsamında bir karar vermesinin zaten hukuksal hiçbir meşruiyeti yoktu.”

ERDOĞAN’IN TELEFONU BİZİ HAKLI ÇIKARDI

Serhat Eren basına yansıyan ve Erdoğan’ın AYM üyelerini aramasını ise bilinenin itirafı olarak yorumluyor: “Bloke kararının iktidarın baskısı sonucu verildiğini biz zaten ifade etmiştik. Buna da inanıyorduk. Nitekim sonuç itibariyle bloke kararına yapmış olduğumuz itiraz üzerine Anayasa Mahkemesi bloke kararını kaldırdı. Tabii öte yandan Erdoğan'ın hâkimleri arayıp aslında hesap sorduğunu da basından öğrendik. Bu da sonuç itibariyle bizim şimdiye kadar anlattıklarımız ve ısrarla vurguladığımız davanın siyasal ve politik olarak iktidarın talimatları üzerine açıldığına dönük bütün beyanlarımızı haklı kılacak bir iddia.

Erdoğan bu kadar rahat bir şekilde, ülkenin en yüksek yargısının üyelerini arayıp hesap sorması şunu çok açık bir şekilde ortaya koyuyor: Yargı tamamen hükümete, hatta Erdoğan'a bağlı, bağımlı, tahakküm altında, baskı altında. Tamamen AKP ve MHP iktidarının talimatları doğrultusunda hareket eder bir noktaya gelmiş durumda. Dolayısıyla hani bu durum partimizin kapatılmasına dönük Anayasa Mahkemesince verilecek karar ne olur bu konuda bir öngörüde bulunmak çok mümkün değil. Daha önce şerh koyan yedi üye öyle anlaşılıyor ki dosyaya sunmuş olduğumuz belge, bilgi, delillere bakmaksızın tamamen siyasi olarak hareket edecek gibi duruyor. Dolayısıyla diğer üyelerin nihai olarak kapatmayla ilgili nasıl bir tutum içerisinde olacaklarının dair tahmin zor. Blokenin kaldırılması kararı, bu üyelerin kapatma davasında da bu şekilde bir tutum alması anlamı taşımıyor çünkü.”