KCK Eğitim Komitesi: Dili korumak Kürdistan’ı korumaktır
Dünya Anadil Günü’nü kutlayan KCK Eğitim Komitesi, “Unutulmamalıdır ki, dili korumak kültürü korumaktır, Kürdistan’ı korumaktır. Dili korumak, geçmişi ve geleceği korumaktır” dedi.
Dünya Anadil Günü’nü kutlayan KCK Eğitim Komitesi, “Unutulmamalıdır ki, dili korumak kültürü korumaktır, Kürdistan’ı korumaktır. Dili korumak, geçmişi ve geleceği korumaktır” dedi.
KCK Eğitim Komitesi, 21 Şubat Dünya Anadil Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
Ulus-devletler ve tekçilik anlayışı doğrultusunda birçok dilin, kültürün, dinin ve inancın ortadan kaldırıldığına dikkat çekilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Dünyada sadece insan her türlü ırkçılık ve ulus-devlet anlayışı doğrultusunda dili farklı olduğu için bir diğerini öldürür, onu inkar eder ve dilini yasaklar. Tek devlet, tek millet, tek dil, tek bayrak, tek din adı altında birçok ulus, kültür ve dil soykırıma uğratılmıştır. Dünyanın birçok dili ve kültürü, tekçi politikalar sonucu soykırımla yok edilmiş, birçok kültür ve dil ise soykırım tehlikesiyle karşı karşıya bırakılmıştır.
Bilindiği üzere, 21 Şubat 1999 yılında UNESCO tarafından Dünya Anadil Günü ilan edilmiştir. Anadil Günü’nün kabul edilmesinin ardından, dilleri yasaklanan halkların direniş tarihleri de gündeme gelmiştir. Bu nedenle, 21 Şubat, varlıkları tehlike altında olan ve anadilinden mahrum bırakılan halklar için son derece anlamlı bir gündür. Birleşmiş Milletler, her ne kadar halkların dil ve kültürlerini koruma iddiasıyla 21 Şubat’ı resmi olarak kabul etse de, asimilasyon politikaları sonucu halkların dillerine yönelik yasakları ortadan kaldıracak somut adımları atmamıştır. UNESCO’nun 1999’daki kararına rağmen, halkların dilleri ve kültürleri yok olma tehlikesinden kurtulamamıştır. Bu durum, Birleşmiş Milletler’in aldığı kararların politik olarak uygulanmadığını ve asimilasyon politikalarına karşı durabilecek bir gücünün olmadığını göstermektedir.
Bugüne kadar hiçbir devlet, kültürel soykırım politikaları nedeniyle yargılanmamış, soykırım politikaları mahkum edilmemiştir. Şüphesiz ki, Dünya Anadil Günü önemli bir karardır; ancak bu kararlar doğrultusunda politikalar üretilmediği için birçok dil yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu ulus-devletler içinde en fazla asimilasyon politikasını Türk devleti yürütmüştür. ‘Türkleştirme’ propagandası ve Kürtlüğün reddedilmesi, son derece katı ve sert bir şekilde uygulanmıştır. Kürtçe, hayatın her alanında yasaklanmıştır. Kürtçe konuşanlar tutuklanmış, öldürülmüş ve ‘terörist’ ilan edilmiştir. Kürt halkı defalarca soykırıma uğramıştır. Kürtlerin hafızasını yok etmek için öncüleri, liderleri katledilmiş, Kürdistan’daki yer isimleri değiştirilmiştir. Dağların, ovaların, köylerin ve şehirlerin adları Türkçeleştirilmiştir. Kürt halkının hayatta kalmaması için ellerinden ne geldiyse yapmışlardır.”
ASİMİLASYON POLİTİKALARINA KARŞI KARARLI MÜCADELE EDİLMELİ
Yüz yılı aşkın bir süredir Kürt halkının ve Kürtçenin Türk devletinin baskı ve zulmü altında olduğuna vurgu yapılan açıklamada, Türk devletinin Kürt halkını yok etmek istediği belirtildi. Açıklamada; fiziksel soykırımdan kültürel soykırıma kadar birçok yöntemin denendiği ancak Kürt halkının büyük bir mücadele ve kahramanlıkla varlığını koruyarak soykırım politikalarını boşa çıkardığının altı çizildi.
KCK Eğitim Komitesi tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı: “Kürt halkı ve Kürtçe dünyanın en eski dillerinden biridir. Binlerce yıldır Kürt halkı bu topraklarda yaşamaktadır. Köklü bir kültüre sahiptir. Bugün tüm soykırım politikalarına rağmen hala varlığını sürdürmesinin sebebi, köklü geçmişine dayanmasıdır. Rêber Apo ve Kürdistan Özgürlük Hareketi öncülüğünde, büyük bir direniş ve mücadeleyle Kürt halkının varlığı korunmuş ve bugün bu varlık ve özgürlük mücadelesi yeni bir aşamaya girmiştir! Artık hiçbir güç Kürt halkının varlığını inkar edemez. Kürt halkı bilinçlenmiş, ayağa kalkmış ve özgürlüğe doğru ilerlemektedir. Özgürlük mücadelesi bayrağı, yaşamın her alanında Kürtçenin geliştirilmesiyle yükseltilmelidir. Her birey ve toplum kendi diline ve kültürüne sahip çıkmalıdır.
Tüm halkımız ve ilgili kurumlar, her türlü asimilasyon politikasına karşı yaratıcı ve kararlı bir duruş sergileyerek mücadeleyi büyütmelidir. Kürtçenin gelişimi ve eğitim alanında ilerleme sağlanması için gereken mücadele yürütülmelidir. Rêber Apo, dilin gelişimini yaşamın gelişimiyle eşdeğer görerek şöyle demektedir: ‘Bir toplum anadilini ne kadar geliştirirse, bu onun yaşam seviyesinin de o kadar yükseldiğini gösterir. Aynı şekilde, dilini kaybedip başka dillerin hegemonyası altına girdikçe, o toplumun o kadar baskı, asimilasyon ve soykırım kıskacına girdiği anlamına gelir. Diline sahip olmayan toplumların akıl, ahlak ve estetik değerleri gelişemez ve bu toplumlar bir süre sonra hasta bir toplum olarak trajik bir yaşam sürmeye mahkum olur.’
KÜLTÜREL SOYKIRIMA İZİN VERMEYELİM
Bir daha hiçbir gücün Kürt halkını ‘kültürel soykırım kıskacına’ almasına izin verilmemesi için en üst düzeyde bir bilinçlenme gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki, dili korumak kültürü korumaktır, dili korumak Kürdistan’ı korumaktır. Dili korumak, geçmişi ve geleceği korumaktır. Her ulus kendi diliyle vardır. Ağaç nasıl köküyle yeşerirse, Kürt halkı da diliyle büyüyüp güçlenecektir. Çocuklar evde anadillerini öğrenirken, sokaklarda ve okullarda da Kürtçenin öğretilmesi kesintisiz devam etmelidir. Anadilde eğitim hakkı doğal bir haktır ve herkesin bu hakka sahip çıkması, bunun için mücadele etmesi gerekmektedir. Kürtçenin resmi dil olması ve Kürt halkının kendi dilinde eğitim alabilmesi için herkesin diline ve varlığına sahip çıkması, her türlü mücadele yöntemini devreye koyması gerekmektedir. ‘Anadil, insanın bedeni ve ruhudur’ insanın bedenini ve ruhunu koruması gerekir. 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nü, tüm dünya halklarına ve Kürdistan halkına kutlu olsun!”