Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit koşulları devam ediyor. Avukatlarının ve ailesinin kendisiyle görüşmek için her hafta yaptıkları başvurular reddediliyor. Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin, siyasal, sosyal ve finansal etkilerini tüm toplum yaşamaya devam ediyor.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Parti Meclisi Üyesi İsmail Kino, Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin yansımalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kino, Kürt halkı ve Kürdistan’da yaşayan diğer halkların Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı kendileri nazarında bir hafıza olarak gördüklerini belirtti. Hegemon güçler ve yerel işbirlikçilerinin Abdullah Öcalan’ı Türkiye’ye teslim ederek Kürt hareketini bitirmek istediklerini söyleyen Kino, böylelikle Kürdistan’ın hafızasını da yok etmeyi amaçladıklarını kaydetti.

KÜRTLER, ABDULLAH ÖCALAN GERÇEKLİĞİNİ UNUTMAZ

Kino, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Sayın Öcalan’ı uluslar arası komplo ile yakalayıp İmralı’da hapsettikten sonra, Kürtlerin temsilcisi olarak KDP’yi öne sürdüler. Kürtlükle hiçbir alakaları olmayan KDP’yi, Kürtler temsilci olarak görmediler. Yine Sayın Öcalan’ın felsefesiyle hareket edip, onun paradigmasını uygulamaya çalıştılar. Kürt halkı, Sayın Abdullah Öcalan’ın gerçekliğini hiçbir zaman unutacak bir halk değil. Çünkü Sayın Öcalan, Kürtleri yok olma sürecinden tekrar özgür dünya halkları arasında yer almalarını sağlayacak düzeye getirmiştir. Yine, Ortadoğu halkları için mücadele etti ve onların yeniden bir arada yaşayabilir duruma getirmeye çalıştı.”

HEGEMON GÜÇLERİN MASKELERİ DÜŞÜYOR

Kürt halkının Abdullah Öcalan üzerinde derinleşen tecrit koşullarını bilince çıkarıp, onu kırmaya yönelik adımları atması gerektiğinin altını çizen Kino, “Sadece Kürtlerin değil, aydınların, demokratların, devrimcilerin, kadınların ve hatta liberallerin bile Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kırmaları gerekiyor. Yeter ki doğru zamanda ve bir arada olarak, ideolojik farklılıkları bir kenara bırakarak hareket edilebilsin. Çünkü artık hegemon güçlerin maskeleri düşüyor. Sayın Öcalan’ın orada niçin tutulduğunu artık tüm dünya görüyor ve biliyor” şeklinde konuştu.

KÜRTLERE SALDIRI, ORTADOĞU’YA SALDIRIDIR

Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecridin Kürt gerçekliğine dönük bir politika olduğunu herkesin anlaması gerektiğini vurgulayan Kino, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Tüm Kürt siyasetleri ve siyasetçilerinin bu tecridin koşullarını görmeleri gerekiyor. Tecridin derinleştirilmesi sadece AKP-MHP’nin politikası değil. Aynı zamanda hegemon güçlerin Kürtlerin statüsüz bırakma politikalarıdır. Sayın Öcalan’ın paradigmasını boğmak istiyorlar. O yüzden sol-sosyalist güçlerin de bunu görmeleri ve buna göre bir mücadele örmeleri lazım. Çünkü Kürt gerçekliğine dönük yapılan her saldırı, Ortadoğu halklarına yönelik yapılan bir saldırıdır.”