REZZAN ŞENGÜL 105 GÜNDÜR AÇLIK GREVİNDE
Grup Yorum emekçisi Rezzan Şengül, Kırşehir Y Tipi Hapishanesi’nde tecritte tutulan Halil Yakut ve Vedat Doğan gibi, 6 Şubat Çağlayan saldırısı bahane edilerek başlatılan cadı avında hukuksuz bir biçimde tutuklandı. 4 gün boyunca İstanbul Vatan Emniyet Müdürlüğü’nde işkence gören Şengül’ün özgürlüğünün elinden alınması için daha önce ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla açılmış dosyası olması yeterli sayıldı. Gönderildiği Marmara (Silivri 9 Nolu) Hapishanesi’nden kısa bir süre sonra apar topar Kırşehir Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’ne sürgün edilen Şengül, burada aynı dosyadan yargılandığı arkadaşları Halil Yakut ve Vedat Doğan ile aynı hücrede kalma isteği karşılanmadı. Şili’de darbeci faşist Pinochet yönetimi tarafından katledilen devrimci sanatçı Victor Jara gibi gitar çalan parmakları gardiyanlar tarafından kırılmaya çalışıldı. Faşizmin bir rutin haline geldiği ülkede sesini yeterince duyuramayan Şengül ve arkadaşları, dayatılan insanlık dışı tecrit koşullarına karşı sevk talebiyle süresiz açlık grevine başladı. Ancak bu basit sevk talebi aylardır karşılanmadığı gibi, açlık grevlerinde hayati öneme sahip B1 vitamini alımının da hapishanede doktorlar tarafından keyfi bir biçimde engellendiği ortaya çıktı. Açlık grevinin 105. gününe giren kardeşi Rezzan ve arkadaşları Halil ile Vedat’ın sağlığı için endişe eden Zozan Birgül Aydemir ANF’ye konuştu.
VICTOR JARA GİBİ PARMAKLARI KIRILMAK İSTENDİ
6 Şubat sonrası kardeşi Rezzan’ın gözaltına alındığını ancak 4 gün sonra öğrenebilen Zozan Birgül Aydemir, tutulduğu Marmara Hapishanesi’ne ziyaretine gittiğini ve işkenceden sol gözünün mosmor olduğunu gördüğünü aktardı. Kardeşinin tutuklandıktan 3 hafta sonra apar topar Kırşehir Y Tipi Hapishanesi’ne sürgün edildiğini de ancak 10 gün sonra öğrenen Aydemir, şöyle konuştu: “Kardeşimi aramadığım hapishane kalmadı. Ancak sürgün sevkinden 10 gün sonra Kırşehir Y Tipi Hapishanesi’nde olduğunu öğrenebildim. Hiçbir aileye haber verilmemiş. Kırşehir Y Tipi’ne sürgün edilir edilmez tek kişilik tecrit hücresine konulmaya çalışılmış. Tutuklu olduğunu hatırlatarak aynı dosyadan yargılanan iki arkadaşıyla kalmak istediğini söyleyip bu dayatmayı kabul etmeyince, 15 gardiyanın saldırısına uğradı. Kardeşim gitarist olduğu için parmaklarını kırmaya çalışmışlar. Defalarca hücresi basılarak işkence görmüş ve onu zorla adli mahkumların bulunduğu koridordaki tecrit hücresine koydular. Aylarca yan hücresinde uyuşturucudan yatan birinin tacizlerine, küfürlerine maruz kaldı. Bu insanlık dışı tecrit koşullarını protesto etmek için 29 Mart’ta süresiz açlık grevine başladı. Talebi basitti: Ya arkadaşlarıyla beraber bir hücreye konulmak ya da ailesine yakın olan bir hapishaneye sevk edilmek.”
REVİR DOKTORU HAYATİ ÖNEMDEKİ B VİTAMİNİNİ GEREKEN DOZDA VERMİYOR
Aynı hapishanede bulunan Halil Yakut ve Vedat Doğan’ın da aynı taleplerle süresiz açlık grevinde olduğunu belirten Aydemir, bu süreçte basit taleplerinin karşılanmadığı gibi, B1 vitamini alımlarının da keyfi bir biçimde revir doktorları tarafından engellendiğine dikkat çekti. Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) son yayınladığı genelgede açlık grevlerinde özellikle B1 vitaminin öneminin hatırlatıldığını dile getiren Aydemir, “Ama bırakın saf B1 vitaminini, hapishanedeki revir doktorları açlık grevlerinin 105. gününde olan kardeşim ve arkadaşlarına iki doz Benexol vitaminini de vermiyorlar. Normalde Benexol günde iki kere verildiği takdirde B1 vitaminini karşılıyor. Hapishanede 4 ayda 3 kez revir doktoru değişti ama üçü de Benexol alımının önüne engel koydu. En son açlık grevindeki Vedat Doğan doktora TTB’nin genelgesini hatırlatmış. Ama Hipokrat yemini yapmış olan doktor ise, ‘Ben TTB’yi tanımıyorum. Umurumda değil’ diyerek sadece 1 doz Benexol vitamini vermekte ısrar ediyormuş” dedi.
ŞEKER ALIMINDA DA ZORLUK ÇIKARIYORLAR
Hapishane idaresinin şeker alımı için de zorluk çıkardığını anlatan Aydemir, kardeşi ve arkadaşlarının normal şeker talebinin kantin tarafından karşılanmadığına, mideleri bulandıran, ağızlarında yara oluşumuna neden olan bayram şekerinin empoze edildiğine dikkat çekti. Kardeşi ve arkadaşları günbegün güçten düşüp erirken, hapishane idaresinin onları aynı hücreye koymamak konusunda dayatmacı bir tavır sergilemeye devam ettiğini belirten Aydemir, “En son 4 Temmuz günü kardeşimi ve iki arkadaşını yan yana hücrelere koydular. Ama tabii birbirlerini göremiyorlar, konuşamıyorlar, beraber havalandırmaya dahi çıkarılmıyorlar.
‘BABAM ÇIPLAK ARAMAYA MARUZ BIRAKILDI’
Aileler olarak da hapishaneye her ziyaretin bir işkenceye dönüştüğünü belirten Aydemir, en son babasının çıplak aramaya maruz bırakıldığına dikkat çekti. Marangozluk yapan babasının Rezzan’ın tutukladığını öğrendiği gün hızar makinesine parmağını kaptırdığını anlatan Aydemir, “Babam parmağını diktirip bir hafta geçmeden kardeşimi ziyaret etmek için hapishaneye gitti. Orada ziyaretten önce arama adı altında babamın parmağındaki sargıyı zorla çıkardılar. Sırf bu uygulama nedeniyle babamın eli ödem topladı. Belinde platin var, onu bile sorun etmişler ve son olarak da kendisini çıplak aramaya maruz bıraktılar” diye konuştu.
‘BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE SAĞLIKLARIYLA OYNANIYOR!’
Kardeşini en son 1 Temmuz günü ziyaret eden Aydemir, gereken B vitamini dozu verilmediği için kardeşinin ve arkadaşı Halil Yakut’un sağlık durumunun kötüleştiğine, kalp rahatsızlığı ve nefes darlığı başladığına işaret etti. Geçmişte açlık grevindeki siyasi tutsaklara B1 vitamini verilmediği için birçoğunun Wernicke-Korsakoff sendromuna yakalandığını hatırlatan Aydemir, “Hukuksuz bir biçimde tutuklanan kardeşimin ve arkadaşlarının sağlıklarıyla bilinçli bir şekilde oynanıyor. Geç olmadan talepleri karşılansın” vurgusunda bulundu.