Kobanê Davası: Kürtleri hedef alan darbe mahkemesi

Kobanê Davası’nın duruşmasındaki konuşmalarda, bu davayla Kürtlerin hedef alındığı belirtildi, "Bu bir darbe mahkemesi" denildi.

18’i tutsak 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 32’nci duruşmasının 4’üncü periyodu Sincan Kapalı Cezaevi Kampüsü’nde bulunan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutsak yargılanan siyasetçiler davaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katılırken, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi avukatlar, duruşma salonunda bulundu.  
Savcı, siyasetçilerin tahliye taleplerinin reddine karar verilmesini talep etti. Tutuksuz olanlar hakkında ise yurt dışına çıkış yasağının devam etmesini istedi.

Tutsak Siyasetçi Ayşe Yağcı, mütalaada somut bir suçun olmadığını belirtti.

Kürtçe savunma yapan Aynur Aşan, bulundukları, “Kürtler için Terörle Mücadele Anayasası geçerlidir. Kürtlere bu yasa uygulanmaktadır. Kürt halkının iradesiyle seçilenlerin tamamı mevcut TMK ile yargılanmaktadır. Bu dosyada bütün çalışmalarımız TMK çatısı altında toplanmıştır. Sonuç olarak, elinizde kadın özgürlük mücadelesi veren bu kadınları içeride tutmak için hiçbir gerekçe yok” diye konuştu.

'BU BİR DARBE MAHKEMESİ'

HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Yüksekdağ ise "Yüksel Kocaman bu kumpasın başlatıcısıdır. 2019 sürecinden itibaren bu işle görevlendirilmiş, kumpas kurmakla görevlendirilmiş yargı elemanıdır” diye konuştu.

Yüksekdağ, "Bu kirli ilişkiler ağının merkezinde duran, tarafların oluşturması noktasında duran bir dava. Kirli işlerde kendilerine yol açmak isteyenler geçmişten bugüne Kürtlere, sosyalistlere saldırdılar ve Kobanê Kumpas Davası gibi davalar oluşturdular. Yüksel Kocaman da, böyle bir karakterdir. Bugün hala Yargıtay üyesidir" dedi.

Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sırrı Süreyya’nın yargılamasını bu dava kapsamında durdurmadınız. Başka bir mahkeme aynı gün, Enis Berberoğlu için yargılamayı durdurma kararı aldı. Sizin uygulamanız hukuk ise diğer mahkemenin kararı nedir? Buna cevap verebilir misiniz. Enis Berberoğlu için hukukun gereği olarak yargılamanın durdurulması kararı verilirken, Sırrı Süreyya Önder yargılaması neden devam ediyor? Cevap basit çünkü bu normal bir mahkeme değil. Bir darbe mahkemesi."

Kürtçe savunma yapan Meryem Adıbelli, savcının iddianamede HDP için “legal görünümlü’ dediğine dikkat çekti.

'BAKANLIĞA VERDİĞİMİZ DİLEKÇE BİLE SUÇ SAYILMIŞ!'

Duruşma, verilen aranın ardından Dilek Yağlı’nın savunması ile devam etti. Ardından Kürtçe savunma yapan  Zeynep Karaman, Jina Emini’yi andı.

Zeynep Ölbeci de Kobanê Davası sürecinde meydana gelen kirli ilişkilere dikkat çekerek, bunların heyeti ilgilendirip ilgilendirmediğini sordu. Ölbeci, savcının iddianamede sıraladığı suçların aynısını mütalaada da sıraladığını belirterek, “Hatta bizim niyetimizi de okuyup mütalaaya eklemiştir. Ben Adalet Bakanlığı’na Sayın Öcalan için bir dilekçe göndermiştim. Bunu bir delil olarak önüme koymaktadırlar. Eğer bu suç ise Adalet Bakanı o zaman bunun suç olduğunu söyleyecekti.15 yıl önce bu suç değildi de bugün mü suç oldu? Ben Kürdüm diye bir dilekçe veremeyecek miyim" dedi.

Avukat Özgür Yaldız, müvekkillerin tutukluluk devamına ilişkin kararın gerekçelerinin anlaşılmadığına dikkat çekerek, hukuksuz bir tutuk devam kararının uluslararası anlaşmaları ihlal ettiğini belirtti, "Kaçma şüphesinin varlığını kabul etmeniz heyetinizin bir art niyetle yaklaştığını gösterir" dedi.

Yaldız, “Tutukluluk bir tedbir ama bir ceza gibi uygulanıyor" diye ekledi.

DURUŞMA 20 EYLÜL'DE SÜRECEK

Mahkeme heyeti, ara kararında tüm tutsakların tutukluluk halinin ve adli kontrol kararlarının devamına, duruşmanın ise 20 Eylül’e ertelenmesine karar verdi.