Kürdistani partiler Brüksel’de toplandı: Bu savaş Kürt halkına karşıdır

Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK), Türk devletinin işgal saldırılarına karşı Kürdistani parti ve sivil toplum örgütlerini “ortak tutum” oluşturmak amacıyla bir araya getirdi.

KNK Brüksel merkezinde düzenlenen toplantıya onlarca parti ve sivil toplum örgütü davet edildi. Kürdistan’ın dört parçası ve Avrupa’da Kürtleri geniş bir şekilde temsil eden 25 temsilci katıldı. Katılamayan 7 temsilci ise sonuç bildirgesine şimdiden bağlı olacakları yönünde mesaj gönderdi. 

Türk devleti ile birlikte 17 Nisan’dan bu yana işgal saldırılarının ortağı olan KDP, davete katılmadı. 

Kongra-Gel, Güney Kürdistan’dan YNK ve Goran, Rojhilat’tan PJAK gibi temel parti temsilcileri toplantıda yerini aldı. 

Êzidîler, Orta Anadolu Kürtleri ve kadın hareketleri gibi geniş temsiliyet dikkat çekti. 

Tüm katılımcılar, Türk devletinin amacının tüm Kürt halkı olduğu konusunda net görüşler ortaya koydu. 

Küresel güçlerin karşı karşıya geldiği Ukrayna savaşı ile Türk devletinin yeni işgal saldırıları arasındaki bağ üzerinde duran temsilciler, Kürt halkı üzerindeki tehdidin boyutlarına dikkat çekti ve buna karşı nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiğini tartıştı. 

KARAMUS: ULUSAL TUTUM GELİŞTİRİLMELİ

KNK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Ahmet Karamus, Türk devletinin özellikle Ukrayna savaşını fırsat bilerek Kürdistan’ın dört parçasını hedefine aldığını kaydetti.  Karamus, “İşgalci devlet her fırsatta, Kürt halkının kazanımlarını hedef alıyor” dedi. 

Karamus, tüm katılımcıların “ulusal bir tutum” geliştirmelerinin hayati önemde olduğuna vurgu yaptı. 

KOÇ: KÜRESEL DİZAYNIN BİR PARÇASI

KNK Yürütme Konseyi üyesi Nilüfer Koç, dünyada jeopolitik bir dizayn hareketinin olduğuna işaret ederek, Türk devletinin işgal saldırılarını bu küresel dizayn içerisinde değerlendirmek gerektiğini vurguladı.

SERBILIND: İTTİFAKSIZ VE TEMSİLİYETSİZ KAYBEDERİZ

Kürdistan İslami Partisi Genel Başkanı Hikmet Serbilind, önce genel dünya gündemini değerlendirdi. 

Ukrayna savaşı ve etkilerini ele alırken, Kürdistan üzerindeki yansımalarına dikkat çeken Serbilind, “Türk devletinin Güney Kürdistan’daki saldırılarının hedefi bir partiyi hedef alma meselesi değil, tüm Kürdistan’ı işgal amaçlıdır” dedi. 

Türk hükümetinin içeride de kriz yaşadığını ve muhalefetin sesini bu savaşla susturmaya çalıştığına dikkat çeken Serbilind, Kürtlerin kendi çıkarlarını gözeten bir politika geliştirmesi gerektiğini kaydetti. Serbilind, bu konuda özellikle Kürdistan petrolünün doğru değerlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Kürtlerin çıkarlarını her yerde savunacağının altını çizen Serbilind, Türk devletinin gerillaya karşı saldırılarına karşı kendisini sorumlu gördüğünü vurguladı.

Serbilind, “Türk devleti sadece PKK’yi hedeflemiyor, Güney’i, Kuzey’i, Rojava’yı, diasporada ne kadar Kürt kazanımı varsa hedefliyor (…) Osmanlılar gibi Ortadoğu’da rol oynamak istiyorlar. Biz Kürtler kendi içimizdeki çelişkileri ve anlaşmazlıkları nasıl çözebiliriz? Kürtler ittifaksız ve temsiliyetsiz kaybeder. Ortadoğu’da bir aktör oldular, ama tek eksiği ulusal temsili yok. Buna çözüm bulmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. 
  
KARTAL: SESİMİZİ VE MÜCADELEMİZİ DAHA GÜRLEŞTİRMELİYİZ

Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal, bu dönemde Kürdistan’ın dört parçasında tüm Kürt güçlerinin ellerindeki tüm imkanları Kürdistan’ın özgürlüğü için seferber etmesi gerektiğini söyledi. Kartal, dünyanın Kürt sorununda nasıl bir tutum içinde olduğuna objektif olarak bakmak gerektiğine dikkat çekerek, mevcut durumda Maxmur’a, Şengal’e, Rojava’ya ve gerilla alanlarına yönelik saldırılara dünyanın sessiz kaldığını, kimyasal saldırılar karşısında da suskun olduğunu belirtti. 

Kartal, “Türk devletinin Kürtlere karşı yürüttüğü savaş katliamdır” dedi ve uluslararası güçlerin de bu katliamla suç ortaklığı yaptığını ifade etti. Remzi Kartal, “dünyanın sessizliğini bozmak için Kürtlerin sesini ve mücadelesini daha da yükseltmesi gerektiğini” vurguladı. Kartal, “Bunun için de Kürt hareketleri birleşmeli” dedi. 

KARTAL: BU DÜĞÜMÜ ÇÖZECEK OLAN KÜRT HALKIDIR

Kartal, toplantının başında ANF’ye verdiği demeçte de Kürtler arası birliğin önemine vurgu yaparak, “Bu faşist soykırımcı devlete karşı herkes ittifak içinde mücadele etmeli” dedi.  Kartal, “Barzani ailesinin temsil ettiği KDP bugün Türk devleti ile işbirliği içerisinde. Uluslararası siyaset KDP ve Türk devletine destek veriyor. Bu düğümü çözecek olan Kürt halkıdır, temsil eden siyasi partilerdir, Kürt halkı ile özgürlük ve demokrasi arayışı içerisinde olan tüm güçlerdir” şeklinde konuştu. 

Goran Hareketi Genel Başkanlık Konseyi üyesi Foad Selam da Ukrayna savaşı ve etkilerini değerlendirdikten sonra, Türk devletinin Arap ülkeleri, İsrail ve uluslararası güçler nezdinde yaptığı yakın zamandaki girişimlerinin Kürt halkına karşı olduğunu kaydetti. Selam, Kürt halkının da komşu devletler ve uluslararası güçler nezdinde lobi çalışmalarını güçlendirmesi gerektiğini söyledi. 

SELAM: TÜRKİYE KÜRT KARŞITI DİPLOMASİ YAPIYOR

Toplantı arasında ANF’ye konuşan Selam, “Güney Kürdistan’a yönelik saldırısı ile Ukrayna savaşı arasında bağ var. Türkiye, Rusya, İsrail, Amerika nezdinde Kürtlere karşı diplomatik çalışmalar yürütüyor.  Türkiye’nin amacı Güney ve Rojava’yı işgal etmek” dedi. 

Selam, “İran ve Rusya’yı Suriye’den uzaklaştırmak İsrail ve ABD’nin çıkarınadır. Türkiye de bunu istiyor. Türkiye’nin Rusya’ya hava sahasını kapatması bu amaçlıdır. Ayrıca Türkiye Arap ülkeleri üzerinde baskı yaparak, Suriye’yi Arap ülkelerine yakınlaştırmak istiyor. Tüm bunlar Kürt halkına karşı yapılıyor” şeklinde konuştu. 

Türk devletinin katliam yapmak istediğini vurgulayan Selam, Güney Kürdistan açısından “Önce savaş kapıdaydı, şimdi evimizdedir. Amacı sadece PKK değil, Güney Kürdistan’ı işgal etmek istiyor” diye konuştu. 

Savaşın KDP sınırlarında yürütüldüğünü ve KDP’nin özellikle lojistik destek verdiğini söyleyen Selam,  Kürt halkının birlik ve tek ses olması gerektiğini dile getirdi. Selam, “Kürt halkının birlik ve tek ses olmaya ihtiyacı var.  İki yol var: Kürdistan’da birlik olmalı ve işbirliği yapmamalı. Diasporadaki Kürtler, devletler nezdinde güçlü bir diplomasi yürütmeli” ifadelerini kullandı. 

PJAK: TÜM KÜRTLERİN ÇIKARLARI HEDEF ALINIYOR

PJAK temsilcisi Ciwanmehr Mehrabi, üçüncü dünya savaşı koşullarında olduklarını belirterek, Türk devleti ve İran’ın Ukrayna savaşını Kürtlere karşı bir fırsata dönüştürdüklerini söyledi. Temsilci, Türk devletinin saldırılarının tek amacının PKK olduğunu düşünmenin büyük bir yanılgı olduğunun ifade ederek, işgalci devletin Musul ve Kerkük’ü de kapsayan daha geniş planlarının olduğunu dile getirdi. 

PJAK temsilcisi, PKK’ye karşı saldırı ile “tüm Kürtlerin çıkarlarının hedef alındığını” vurgulayarak, işgalcilerin Kürdistan’ın hiçbir parçasında sükunet istemediğinin altını çizdi. PKK’yi suçlamanın vicdani olmadığını kaydeden PAJK temsilcisi, “Kim saldırıyor, kim işbirliği yapıyor, bu tespiti doğru yapmak gerekiyor” dedi. 

Kürdistan Özgürlük Partisi (Partiya Azadî ya Kurdistan-PAK)n Temsilcisi, Türk devletinin Kürt halkının tüm kazanımlarını hedef aldığını söylerken, parti çıkarlarının ötesine geçerek ulusal bir tutum sergilenmesi gerektiğini kaydetti. PAK temsilcisi,  “Kürt halkının genel çıkarları gözetilmeli” dedi. 

AYDAR: PARÇA PARÇA İŞGAL ETME İSTİYORLAR!

KNK Yürütme Konseyi ve KCK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar, Ukrayna savaşında tüm güçlerin yer aldığına dikkat çekerek, “Bir dünya savaşı gibidir. Küresel bir kaosa yol açabilir” diye uyardı. “Başta Türkiye olmak üzere düşmanlarımız da bu durumda çıkar elde etmeye çalışıyor” diyen Aydar, “Bu Türk devleti ile Kürt halkının savaşıdır. Kimse yanılgı içerisinde girmesin” vurgusunda bulundu.

Başarılı olurlarsa Güney Kürdistan’ın parça parça işgal edileceğini, Musul, Kerkük ve Bağdat’ın hedefte olduğunu söyleyen Aydar, “İran da yerinde durmayacak ve bir parça koparmak isteyecektir” şeklinde konuştu. 

Gaz yataklarının stratejik bir öneme sahip olduğunu dile getiren Aydar, hedeflerden birinin de YNK’nin denetimindeki “Çemçemal” olduğunu sözlerine ekledi. 

‘HER ŞEYİMİZ TEHDİT ALTINDA, AMA BOŞA ÇIKARACAK GÜCÜMÜZ VAR’

Ne yazık ki KDP’nin “çok kötü bir tutum” içerisinde olduğunu dile getiren Aydar, KDP’ye çağrıda bulunarak, Türk devleti ile işbirliği yapmaktan uzak durmasını istedi. 

Burada çıkacak tutumun, Kürt halkının vicdanını temsil edeceğini dile getiren Aydar, “Herkes işgalcilere karşı durmalı, işbirliği yapmamalı. Tehlikeyi görmeliyiz. Her şeyimiz tehdit altındadır. Kaos derinleşirse (Ukrayna savaşında) Türkiye ve İran Güney Kürdistan’ı kendi aralarında paylaşmak isteyecektir. Bu saldırıları boşa çıkarmak için uğraşmalıyız, buna gücümüz ve imkanlarımız var” şeklinde konuştu. 

Toplantının ardından ulusal tutuma ilişkin bir sonuç bildirgesinin açıklanması bekleniyor. 

Toplantıda temsil edilen organizasyonlar şöyle:

Kürdistan Ulusal Kongresi (Eşbaşkan Ahmed Karamus)

KNK (Konsey üyesi Nilüfer Koç)

YNK (Kürdistan Yurtseverler Birliği - Şemal Tevfîk)

Kürdistan İslam Partisi (PİK)

Goran Hareketi (Fuad Cemal Selim)

Suriye Kürt Demokrat Partisi (Mahmud Davut - PDK-S)

Suriye Demokratik Meclisi (MSD - Hesen Mihemed Ali)

Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK)

Kürdistan İslami Topluluğu (CÎK)

Almanya Kürt Enstitüsü

Kawa Hareketi (Kuzey Kürdistan)

Kürdistan Yeşiller Örgütü

KCK (Zübeyir Aydar)

PJAK (Rojhilatê Kurdistan)

Yekitiya Şoreşgeranî Kurdistan (Kürdistan Devrimciler Birliği) 

PKAN (Orta Anadolu Kürtleri Platformu)

KCDK-E (Yüksel Koç)

TJK-E (Zeynep Dersim)

RJAK

PAK (Doğu Kürdistan Özgürlük Partisi)

Kongra Gel (Remzi Kartal)

Brüksel Kürt Enstitüsü

Hevpeymaniya Şoreşgerên Kürdistan (Kürdistanlı Devrimciler İttifakı)

Komele (Doğu Kürdistan Komünist Partisi)

Koordinasyona Êzidiyên Ewropa (Avrupa Êzidîler Koordinasyonu)

Yari Kurd (Yaresan örgütü)