Lugano Üniversitesi'nde Kapitalist Uygarlık Konferansı

Lugano Üniversitesi yerleşkesinde İsviçreli ve İtalyan bilim insanlarının katılımıyla 'Kapitalist Uygarlık Konferansı' düzenlendi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın dünyada yaşanan sorunlara karşı ortaya koyduğu Demokratik Modernite Paradigması dünyanın çeşitli ülkelerinden akademisyen ve bilim insanları tarafından ilgi görmeye devam ediyor. 


İsviçre’nin Lugano kentindeki Lugano Üniversitesi yerleşkesinde Kobanê’nin Yeniden İnşa Derneği ile CDK-S’in ortaklaşa düzenlediği “Kapitalist Uygarlık Konferansı yapıldı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın İtalyancaya çevrilen Demokratik Uygarlık Manifestosu/Kapitalist Uygarlık: Maskesiz tanrılar ve çıplak krallar çağı" adlı kitabının tanıtımı yapıldı. Konferansa Napoli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Filozof-Yazar Rino  Melinconice, İsviçre Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi üyeleri Prof Franko Cavalli, Dr. Beppe Savary ve Ahmet Yaman konuşmacı olarak katıldı. Konferansın moderatörlüğünü Gazeteci Francesco Bonsaver yaptı.

 'ROJAVA DEVRİMİ AYAKTA KALMALI'

Konferansın açılış konuşmasından sonra ilk sözü Prof. Franko Cavalli aldı. Cavalli, Rojava devriminin önemli olduğunu, devrimin ayakta kalması için yardıma ihtiyaç duyulduğunu belirterek “Rojava’nın yardıma ihtiyacı var. Yaratılan devrimin ayakta kalması için her türlü yardıma ihtiyaç var. Orada bir hastane inşaatı yapılıyor. Biz burada para toplayıp yollamak istedik ama İsviçre bankaları kabul etmedi. Bunun aşılması için çaba gösteriyoruz” dedi.

'SAYIN ÖCALAN YAŞANABİLİR BİR DÜNYA GÖSTERİYOR'

Profesör Cavalli’nin konuşmasından sonra sözü İsviçre Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi Sözcüsü  Dr. Beppe Savary aldı. Savary, İsviçre Newrozu'nda Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi'nin ilan edildiğine vurgu yaparak, "Burada yaşayanlar sanıyor ki savaş yeni var. Oysa Türkiye'de Kürtlere yönelik hak ihlalleri uzun süredir devam ediyor. Artık herkes bunun farkına varmalıdır. Sayın Öcalan sıradan biri değildir. İfade ettiği düşünceler ile yeni bir dünyanın barış içinde yaşanabileceğini gösteriyor. Rojava örneği bize bunu gösteriyor. Nasıl ki Mandela özgür oldu, Öcalan da özgür olmalıdır. Biz de İsviçre'de bir oluşuma gittik, artık Öcalan özgür olmalıdır.  Öcalan’ın özgürlüğü demek barış demektir” dedi.

TECRİDE TEPKİ

CDK-S adına bir konuşma yapan Ahmet Yaman, “Önderliğimiz yıllardır İmralı tecrit sisteminde tutuluyor. Son yıllarda bu tecrit  giderek daha da derinleştirildi. Önderliğimiz bu ağır tecrit koşullarında bütün dünya halkları için bir ideoloji geliştirdi. Var olan kapitalist moderniteye karşı, Demokratik Modernite olarak formüle ettiği bütün halkların kendi öz kimliklerini koruyarak bir arada yaşamanın yolunu göstermiştir. Sayın Öcalan klasik bir lider değildir. Önderliğimiz Roma’ya geldiğinde onun yanında kaldım. Bütün dünya 'Öcalan yakalanırsa ortada Kürt sorunu diye bir şey kalmaz' diye düşünüyordu. Ancak öyle olmadığı zaman içinde ortaya çıktı. Yaratmış olduğu örgütlülük ve Kürt halkı direndi ve hâlâ direniyor. En başta da Önderliğimiz direniyor. Yine Önderliğimiz Roma’ya geldiğinde birçok kişi 'Neden dağa gitmeyip Avrupa’ya geldiğini' soruyordu. Önderliğimiz savaştan yana olmadığını ve Kürt sorununu barış içinde siyaseten çözmek istiyordu. 'Hiçbir şey savaşla çözülmez' diyordu. Gerçekten de savaş çözüm değildir. Rojava örneği bize toplumun bütün farklılıklarına rağmen  bir arada yaşayacağını gösterdi” dedi.

'ABDULLAH ÖCALAN BÜTÜN DÜNYAYA HİTAP EDİYOR'

Konferansın son bölümünde konuşan Filozof-Yazar Rino Melinconice, Abdullah Öcalan’ın bütün eserlerini dikkatle okuduğunu ve onun ortaya koyduğu paradigmanın yaratıcı ve gerçekten yaşanabileceğini gördüğünü söyleyerek, şunları belirtti:

"Rojava örneği ortaya koydu ki farklı kimliklerin birbirini yok etmeden de bir arada yaşayacağını gösterdi. Cezaevinde yazdığı kitaplar onun sıradan, klasik bir liderden öte hümanist bir lider olduğuna işaret ediyor. Mussolini'ye karşı Antonio Gramsci'nin sürdüğü mücadelenin bir benzerini İmralı'da Öcalan gerçekleştiriyor. Gramsci nasıl yazdığı kitaplarla sisteme ciddi eleştiriler getirip yeni bir yol göstermişse Öcalan da onu yapıyor. Demokratik Modernite kitabı başta olmak üzere kitapları onun düşünce dünyasının genişliğini ortaya koyuyor. Sadece Kürtlere hitap etmiyor, bütün dünyaya hitap ediyor. Toplumun dönüşümünde mitoloji, din ve bilimin önemli bir etkisi var. Öcalan, Adorno’ya göre daha pozitif bir bakış açısına sahip. Yeni bir sosyalitenin var olması için yeni bir toplum ve yeni bir düşünce sistemi gereklidir. Öcalan da tam da bu yeni birey ve toplumun ortaya çıkması için mücadele ediyor."

Melinconice, katılımcıların sorularına cevap verdikten sonra konferans sona erdi.