MED-DER, tekçi Türk eğitim sistemini protesto etti

Tekçi Türk eğitim sistemini protesto eden MED-DER, "Milyonlarca Kürt çocuğu dilinden, hakikatinden, kimliğinden, kültüründen koparılacak. Kürtçeyi inkâr eden tutuma karşı ses yükseltmeye çağırıyoruz” dedi.

Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), “Anaokulundan üniversiteye kadar anadilde eğitim” şiarıyla Amed’in Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Koşuyolu Parkı’nda açıklama yaptı. Eyleme dernek yöneticileri, İnsan Hakları Derneği (İHD), Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Ekoloji Derneği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY DER), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve çok sayıda kişi katıldı.

MED-DER'nin eski Eşbaşkanı Rıfat Roni, çocukların ana dillerinde eğitim almalarının önemine değindi. Roni, devlet yetkililerinin Kürtlere ve Kürtçeye yönelik yaklaşımlarını kabul etmediklerini ve buna karşı mücadelenin önemine dikkat çekti.

Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu adına konuşan Abdusamed Ucaman ise “Tüm tarafları halkı desteklemeye, Kürt kültürüne ve diline önem vermeye çağırıyoruz. Halkımıza da dillerini ve kültürlerini asla unutmamalarını söylüyoruz” dedi.

DBP Amed İl Eşbaşkanı Hayrettin Altun, “Yaşayan Kürt sayısı kadar Kürtçe öğretmen ataması olmalı. Kürt dili eğitim dili ve resmî dil olsun. Pazarda, okulda resmî olarak işlemediği sürece asimilasyon sürüyor. Kürt dili ‘X’ diye adlandırılmamalı. Biz Kürtler yıllardır bu zulmü kabul etmedik, bu yok saymaya karşı da mücadele etmeye devam edeceğiz” diye belirtti.

'KÜRT HALKI DİLİNİ KORUYACAK'

Basın metni MED-DER Yöneticisi Dilan Güvenç tarafından okundu. Güvenç, “Bu eğitim döneminin başlangıcı Kürt çocukları için de geçerlidir. Türkiye Temel Kanunu'nun 42'nci maddesine göre devlet okullarında Türkçe dışında herhangi bir ana dilde eğitim yapılamaz. Bu aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin son yüz yılında olduğu gibi milyonlarca Kürt çocuğuna Türkçe eğitimin dayatılacağı ve Kürt çocuklarının bir kez daha anadillerinde eğitim hakkından mahrum bırakılacağı anlamına geliyor. Milyonlarca Kürt çocuğu ezilerek dilinden, hakikatinden, kimliğinden, kültüründen kopacak” dedi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar Kürt halkının inkar ve yok sayma ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Güvenç, “Kürtler kültürlerini, dillerini ve diğer milli değerlerini korumaya çalışıyorlar ve bu mücadele halen devam ediyor. Kürt halkının mücadelesinde Kürt kültürünün ve dilinin özgürlüğü mücadelenin temel nedenidir. Kürt halkının talebi ‘Kürt dili resmi dil olsun, okul öncesi dönemden üniversiteye kadar eğitim dili olsun’ talebi en meşru ve insani bir taleptir” diye belirtti.

Tüm uluslararası ve küresel anlaşma ve bildirilerde anadilde eğitim hakkının temel hak olduğuna dikkat çeken Güvenç, şunları da belirtti: "Milyonlarca Kürt çocuğu ana dilinde eğitim almak, kendi dilinde okumak, hayallerini kendi dilinde görmek, şiirini kendi dilinde okumak, romanını kendi dilinde yazmak istiyor. Bu hak tüm dünya çocuklarının olduğu gibi Kürt çocuklarının da hakkıdır. Bu, Kürt çocukları için ekmek, su, hava kadar önemli ve hayati olan meşru, temel, insani ve evrensel bir haktır. Özellikle velileri ve tüm Kürt halkını, 21. yüzyılda Kürt halkına yönelik baskı politikalarıyla yürütülen, Kürtçeyi inkâr eden, hiçe sayan bu tutuma karşı seslerini yükseltmeye çağırıyoruz. Bu ülkede anaokulundan üniversiteye kadar Kürtçe resmi ve eğitim dili olmalıdır. Kürt halkı Kürt dilini koruma mücadelesinden vazgeçmeyecektir."