Migros depo işçileri TÜSİAD belgesini yaktı: Üreten biziz, hakkımızı alacağız!

Saatlik ücretlerine bir ekmek parası olan 4 TL zam istedikleri için içten çıkartılan DGD-Sen üyesi Migros depo işçileri, Migros'un patronu Tuncay Özilhan’ı yüksek İstişare Kurulu başkanı olduğu TÜSİAD Genel Merkezi önünde protesto etti.

Saatlik ücretlerine bir ekmek parası olan saatlik 4 TL zam istedikleri için işten çıkartılan Migros depo işçileri, Migros patronu Tuncay Özilhan’ı yüksek istişare başkanı olduğu TÜSİAD önünde protesto etti.

HDP Milletvekili Musa Piroğlu, ÇHD avukatlarının destek için hazır bulunduğu eylemde, “4 TL zam istedik 257 işçi işten atıldık”, “Biz hırsız değiliz yoksul işçileriz”, “İşçiler açken Tuncay Özilhan’a huzur yok” yazılı pankartlar taşındı.

Sık sık, “Direne direne kazanacağız”, “İşçiler açken patronlara huzur yok”, “Vur vur inlesin Migros bizi dinlesin”, “Migros işçisi köle değildir” sloganlarını atan işçiler adına ilk konuşma Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası (DGD-Sen) Genel Başkanı Neslihan Acar tarafından yapıldı.

BU ÜLKEDE İŞÇİLER, İŞ YASASININ UYGULANMASI İÇİN DİRENİYOR

Migros patronu Tuncay Özilhan ve TÜSİAD ile kavgalarının yaklaşık 10 yıl önce başladığına işaret eden Acar, “Bizler bunların yaratmaya çalıştığı cehennemin içinde debelenen depo işçileriyiz. Yıllardır depolarda iş kazalarına ve iş cinayetlerine karşı yasal haklarımız olan iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin alınmamasına karşı  mücadele ediyoruz. Bu önlemler alınması için bu ülkedeki tüm işçiler direnmek zorunda bırakılıyorlar. Yine yasal hakkımız olan sendika hakkımız kullanabilmek ve maaş ile primlerimizi alabilmek için direniyoruz. Bu ülkede işçiler her yerde iş yasasının uygulanması için direniyor ama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı bizi görmüyor. Eğer ve çalışma bakanı işçileri muhatap almazsa bilsinler ki biz buradan ayrılmayacağız” dedi.  

Bugün yaptıklarının sadece bir uyarı eylemi olduğunu vurgulayan Acar, “Eğer Çalışma Bakanı bizi muhatap almazsa ve patron Tuncay Özilhan işçilerin haklarını verip, iş başı yaptırmazsa direniş büyür. Biz bu kölelik koşullarında yaşamayı hak etmiyoruz. İnsan onuruna yakışır bir biçimde bir ücret istiyoruz, yaşamak istiyoruz başka hiçbir şey istemiyoruz” diye tepki gösterdi.

SALGIN DÖNEMİNDE VERİLEN HİÇBİR SÖZ TUTULMADI

Covid-19 salgını sürecinde de çok direndiklerini ama salgını fırsat bilen devlet ve patronlar tarafından sömürüldüklerini hatırlatan Acar, “İşten atmak yasak” demelerine rağmen Kod-29’u dayattıklarını söyledi. Acar, pandemi 5bin500 işçinin Kod-29’dan işten atıldığına dikkat çekti.

Salgın döneminde depo işçilerine verilen hiçbir sözün tutulmadığını anlatan Acar, şöyle konuştu:

“Şekerpınar Migros deposunda 120 gün direndiğimizde bas bas bağırdık. 15-16 saat çalıştığımızı ancak hiçbir salgın önlemi alınmadığını, paletlerin karşılanmadığının uyarısında bulunduk. Esenyurt’taki depo işçilerine de sözler verildi. Ağır çalışma koşullarına karşı işçiler iş bıraktı anlamadılar. Çalışma koşulları iyileştirilecekti, primlerimiz yasal güvenceye alınacaktı, bu sözler verildi. Bu dönemde Migros kârına kâr katmasına rağmen bu sözler tutulmadı. Biz yarattığımız zenginliklerden sadece saatlik bir ekmek parası olan 4 TL zam istedik. Ama işçilerin bu taleplerini karşılamak yerine 257 işçiyi kapı önüne koydular. Biz TÜSİAD’ın raporunda bahsettiği geleceği inşasını biliyoruz. Depolardan biliyoruz, yaşadığımız cehennemden biliyoruz. Onların gelecek inşası işçileri kölelik koşullarında çalıştırmaktır, açlıktan ve iş cinayetlerinden öldürmektir. Bu ülkenin para babası Özilhan bir ekmek parasını işçilere fazla gördü.”

YA KABUL EDERSİNİZ YA DİRENİRİZ!

İşçilerin teker teker söz alıp maruz kaldıkların sömürüyü anlattığı eylemde açıklama Lale Gül Kabakçı tarafından okundu. Salgın boyunca ölümüne çalıştıkları Esenyurt Migros deposunda 4 TL saat ücreti istedikleri için işten atıldıklarını hatırlatarak sözlerine başlayan Kabakçı, “Biz 1 kişi, 2 kişi değiliz; 257 işçiyiz. Neden atıldığımız sormaya geldik. Bizim, işçiler olarak bize sunulan bu sefalete artık tahammülümüz yoktur. Depolarda, marketlerde, tersanelerde, fabrikalarda üreten biziz, hem de ölümüne... Biz 4 TL saat ücretimize zam istedik. Çok mu?” diye sordu.

Patronlar lüks içinde yaşarken, işçiler olarak geçinemediklerini, faturalara bakmaya korktuklarını vurgulayan Kabakçı, “Hakkımızı gasp edenleri iyi tanıyoruz. Bunun için buradayız. Tuncay Özilhan'la kişisel bir derdimiz yok. Zammı ver, kurtul. Yoksa bütün yaşam alanlarınızı zapt edeceğiz. Üreten biziz. Hakkımız olanı biliyoruz. Alacağız. 4 TL saat ücreti zam yapılacak. İşimize geri döneceğiz. Primler güvence altına alınacak. İş güvenliğimiz ve sağlımız istismar edilmeyecek. Ya kabul edersiniz ya da sonuna kadar direnmeye hazırız” uyarısında bulundu.

Açıklamanın ardından işçiler, TÜSİAD’ın kendilerine sömürü olarak geri dönen “Geleceği inşa” belgesini yaktı. Eylem sloganlarla sona erdi.