Yazılı bir açıklama yapan MLKP, hapishanelerin “kan revan içinde” olduğunu belirtti.

Peş peşe gelen ölümlere dikkat çeken MLKP, “Tayyip Erdoğan şefliğindeki kontrgerilla rejimi, zindanları birer teslimiyet kampına çevirmek için faşist terörü birkaç misli arttırdı. Baskı ve işkence sınır tanımıyor. Tecrit ağırlaştırıldı” dedi.

Açıklamada, Adli Tıp Kurumu’nun “cellat” olarak çalıştırıldığı ifade edilirken, şöyle devam edildi:

“Zindanlardaki zulme daha fazla seyirci kalınamaz. Tutsaklar daha fazla yalnız bırakılamaz. Garibe Gezerlerin çığlıklarına kulak tıkama utancı taşınamaz. Faşist şeflik rejimine karşı direnen tutsakların çağrısına cevap vermek, dayanışmayı yükseltmek, tüm devrimci ve antifaşist partilerin, ilerici sendikaların, meslek birliklerinin, demokratik kitle örgütlerinin, işçilerin, kadınların, gençlerin, lgbti+ grupların, aydınların, sanatçıların, akademisyenlerin, Alevi örgütlerinin, antikapitalist Müslümanların, Kürt ve Türk halklarımızın acil görev ve sorumluluğudur. Bu görev, salt tutsaklarla dayanışma örgütlerinin ve İHD Hapishaneler Komisyonu’nun sorunu değildir ve onların sırtına yıkılamaz. Çünkü onların taşıyabileceğinden çok ağırdır. Çünkü acildir. Çünkü hayatidir. Çünkü ertelenemez durumdadır.

Tüm devrimci, antifaşist ve ilerici partileri, grupları, sendikaları, meslek birliklerini, demokratik kitle örgütlerini, sanatçıları, aydınları, zindanlardaki baskı ve işkencelere barikat örülmesi; hasta tutsakların serbest bırakılması; başta kitap, gazete, dergi edinme hakkı olmak üzere gaspedilen tüm hakların iadesi; yeni infaz uygulamasının iptali; sürgünlerin durdurulması; en ağır, en sınırsız biçimi İmralı zindanında uygulanan tecrit terörünün son bulması için, bir tek gün bile kaybetmeden bir araya gelmeye, ortak bir platform oluşturmaya ve birleşik mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”

MLKP, “eldeki tüm imkan ve araçlarla mücadeleyi yükseltmeye, bedenleri ve canları dışında savunma araçları bulunmayan devrimci ve yurtsever tutsaklar için tek yumruk, tek barikat olmaya” çağırdı.