Riyad Derar: Şam hükümeti politikasını değiştirmeli

Rusya’nın baskılarından kaynaklı Suriye’nin Türkiye ile görüştüğüne dikkat çeken Riyad Derar, “Şam hükümeti, halkıyla birlikte yeni bir ülke kurmak için politikasını değiştirmesi gerektiğini bilmeli” dedi.

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanı Riyad Derar, Türkiye-Suriye-Rusya üçlü görüşmesine ilişkin ANF’ye değerlendirmelerde bulundu.

Kendilerinin başından beri Şam hükümetiyle çözüm yolunun diyalogdan geçeceğini bilen üçüncü çizgiyi benimsediklerini ifade eden Derar, Suriye’nin Türkiye ile görüşmek yerine kendi halkıyla birlikte yeni bir ülke kurması gerektiğini ifade etti.

Rusya’nın arabuluculuğu ile Türkiye ve Şam arasında görüşmeler oldu. Demokratik Suriye Meclisi olarak bu görüşmeleri nasıl okuyorsunuz?

Ankara ve Suriye Savunma Bakanları arasında Moskova’daki görüşme öncesi de her iki ülkenin istihbarat başkanları arasında birçok görüşme yapıldı. Hepsi bu görüşmeye hazırlıktı. Bütün bunlar Erdoğan’ın Şam hükümeti ile uzlaşmaya ilişkin yaptığı açıklamalar sonucunda oldu. İki devletin Savunma Bakanı arasında gerçekleşen görüşmede her iki tarafın tehditlerine dayanan ittifakların da başlangıcı oldu. Olan şu ki, bazı talepler iletildi, bazı konular gizli kaldı ve henüz açıklanmadı.

Görüşmenin ardından İdlib ve Bab gibi işgal edilen bölgelerde gösteriler düzenlendi. Bu gösteriler, yapılan ve yapılacak olan toplantılara etki yapabilir. Göçmenlerin dönüşü ve ‘teröre’ karşı mücadele konularının tartışıldığı medyaya yansıdı. Bu tarafların her biri ‘terörün’ anlamını kendisine göre yorumluyor. Şam hükümeti, herkesin hükümete karşı tavır aldığını ve Türkiye’nin ‘terör’ iddiasıyla Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi’ni çembere almak istediğini belirtiyor.

Rusya’nın iki ülkeyi bir araya getirme çabaları öne çıkıyor. Rusya’nın poziyonu nasıl ele alınmalı?

Rusya sancılı bir dönemden geçiyor. Bu yüzden Türkiye ile Suriye’nin masada bir araya gelmesini çıkarları doğrultusunda ticaret konusu yapmış. Türkiye’nin, Rusya tarafında yer alması için bazı çıkarlar sunmak istiyor, böylece Türkiye’yi Ukrayna savaşında kendi tarafına geçmeyi amaçlıyor. Tabi bu da Türk devletinin hesabına geliyor. Asılsız gerekçelerle özellikle ülke sınırının ‘terör’ tehdidi altında olduğunu öne sürerek Kuzey ve Doğu Suriye’yi ele geçirmek istiyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye el koyması için yeşil ışık yanmayınca ve başarı elde edemeyince Şam hükümetine yönelerek Adana Mutabakatı ile çıkan boşlukları tamamlamak istedi. Her ne şekilde olursa olsun Türk devleti ile varılacak anlaşma ile Türkiye’nin Suriye topraklarına girmesi halkın çıkarlarına aykırı olacak ve bu durum Türk devleti rejim sisteminin Türk devleti yanlısı çeteler aracılığıyla bu bölgelere yerleşmesine imkân verecektir. Bu, Türk devletinin tıpkı İskenderun’daki gibi geleceği için ileriye doğru atılmış bir adım olacaktır.

Bir yıl içinde görüşmeler hep gündemdeydi. Böyle bir gündem neden ortaya çıktı ve amacı nedir?

Türkiye ve Suriye arasında görüşmelerin olması uzak bir konu değildi. Çünkü açıklamalar, istihbarat görüşmeleriyle, şimdi de Savunma Bakanları arasında sonrasında iki ülkenin Dışilişkiler Bakanı arasında görüşmelere varacak ardından Cumhurbaşkanları arasında bir görüşme olacak. Planlarına göre ve onlar için faydalı bir görüşmenin olması için üst düzeyde gerçekleştirilecek görüşmelerin Türkiye seçimleri öncesi tamamlanmasıdır. Fakat Şam hükümetinin bu görüşmelerden bir faydası yok, Rusya’nın baskılarından kaynaklı bu görüşmeleri kabul ediyor ve görüşmelerden ne sonuç çıkacağını bekler pozisyonda. Görüşmeler ne kadar uzatılırsa Rusya’nın çıkarınadır. Çünkü çıkarları ekseninde Ukrayna’ya karşı başarıyı Türkiye aracılığı ile yapmaya çalışıyor ve Türkiye’de Rusya’ya sınırlarını açıyor. Hatta Ukrayna tarafına silah aktarmak için bazı ittifakları oluyor.

Gerçekleşen ve devam eden görüşmeler Kuzey ve Doğu Suriye’yi ne düzeyde etkileyecek?

Bu görüşmelerin sonucu ne olursa olsun Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi için sonuçları iyi olmayacak. Çünkü bu bölgeyi ortadan kaldırmak isteyen taraflar artacak ve ABD’nin bölgedeki varlığı üzerinde bir baskı oluşturacak. Medyaya yansıyan bilgiler dışında MSD’ye yansıyan bir konu olmadı, farklı bir bilgiye sahip değiliz. Ortaya çıkan olayları değerlendirecek olursak, sonuç olarak Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi’ne yönelik bir tehlike var.

Bu görüşmeler ile Kuzey ve Doğu Suriye’yi Şam hükümetine mi teslim etmek istiyorlar. Herhangi bir bilgi aldınız mı, görüşünüz nedir?

Hem göçmenlerin geri gönderilmesi, hem çetelerin susturulması, hem de bu görüşmelere karşı sessiz kalmaları için Suriye muhalefetine sunduğu desteği geri geçme gibi tüm olayları Şam hükümetinin çıkarına çeviriyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de çatışmanın önüne geçmek ve krize çözüm olmak için uzlaşmaya ve diyaloğa her zaman açıktı ve her zaman da diyaloga açık olacaktır. Ancak bu, Şam hükümetinin bu bölgeleri kontrol edeceği anlamına gelmez, bölgedeki birçok değişiklik nedeniyle bu mümkün değildir. Şam hükümetinin gücü artık bölgeyi kontrol edebilecek düzeyde değil ve halk daha 2011 yılı öncesine dönmeyi kabul etmeyecektir. Yönetim, ilişkiler ve siyasi yönetim tüm bu konular gelecekte tartışılabilir ancak Şam hükümeti, Rusya ve Türkiye ile ittifak yapmak isterse sonuçlar da değişecektir.

Görüşmelerin ardından İdlib ve Bab gibi Türk devleti işgali altında olan bölgelerde protesto gösterileri düzenlendi. Buna rağmen de Türk devleti uzlaşma çabalarına devam eder mi veya yeni girişimleri olur mu?

Bu toplantı için yapılan protestolar, Türkiye’nin diğer görüşmelerine yansıyabilir ve bu protestolar azalana kadar bazı görüşmeleri erteleyebilir. Bu nedenle bazı görüşmelerin şu anda ertelendiği açıklamaları yapılıyor. Bir süre daha böyle sürecek ve etkisini de gösterecek. Aynı zamanda Türkiye’nin kontrolü altındaki bu alanlarda ve Türkiye’deki yeni göçmenler ile ilgili hesaplarını yenilemesine neden olacak.

MSD olarak Şam hükümeti ile ilişkiniz nedir, konuyu genişletebilir misiniz?

Demokratik Suriye Meclisi başından beri Şam hükümetine karşı silahlı yollarla durulmayacağını ve çözüm yolunun diyalogdan geçeceğini belirten üçüncü çizgiyi esas almıştır. Şam hükümeti, Suriye muhalefetini de bu şekilde kendilerine katılmaya çağırdı ki mevcut anayasadan ve Cenevre görüşmelerinden karar birliğine varılsın, ancak iki tarafın inadı nedeniyle hiçbir yere varılamadı.

Kuzey ve Doğu Suriye Bölgesi ise DAİŞ’e karşı mücadelede kendi sistemini kurup uluslararası güçlerden destek aldı, DAİŞ egemenliği altındaki bölgeleri özgürleştirdi ve her bileşenin içinde yer aldığı ademi merkeziyetçi bir sistem kurularak bir yaşam örneği haline geldi.

Şam hükümetine çağrınız nedir?

Şam hükümeti, komşu ülkelerle kendi varlığı ve halkını mağlup etme temelinde diyalog kurmasının Şam hükümetine göre olmadığını iyi bilmeli. Bu halkın hakları olduğunu ve halkıyla birlikte yeni bir ülke kurmak için hükümet politikasını değiştirmesi gerektiğini bilmeli.