Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Êlih Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, yapılan halk toplantılarının ardından gerçekleştirdikleri konferanslara ilişkin ANF’ye konuştu.
HALKLA BİRLİKTE KENDİMİZİ SORGULADIK
Yeşil Sol Parti olarak seçim sürecinde mevcut düzen partilerinden farklı bir yol izlediklerini belirten Tiryaki, seçim politikalarının eleştirilmesine yönelik şunları söyledi: “Muhalefet içerisinde gerçekten kendisini bir bütün olarak sorgulamadan geçiren, eksikliklerini gözden geçiren ve bunu halkla yapan tek parti biz olduk. Önce merkezi kurullarımızın tamamı toplandı, eş başkanlarımız toplandı, kadın meclisimiz, yerel yönetim kurullarımız toplandı. Ardından yerel yönetici il ve ilçe yöneticilerimizle toplantılar gerçekleştirdik. Onların sürece dair değerlendirmelerini aldık. Daha sonra geniş katılımlı halk toplantıları gerçekleştirdik. 600’ü aşkın toplantı yaptık ve on binlerce kişi katıldı bu toplantılara. Sorun başlıklarını belirledik ve bu başlıklar etrafında çalıştaylar düzenledik. Son olarak kongrede alınmak üzere alınacak kararları tartıştığımız ilk konferanslarını gerçekleştirdik. 4 gündür de önce kadın, şimdi de karma konferanslarımızı gerçekleştiriyoruz.
Bir diğer farkımız şu oldu seçim sonucuna dair. Biliyorsunuz genel başkanlık tartışmaları, benzer tartışmalar muhalefet partileri içerisinde çok fazla. Fakat bizim eş genel başkanlarımız seçimden hemen sonra partiyi kongreye götüreceklerini, aday olmayacaklarını söylediler. Gerçekten HDP kongresi gerçekleştirildi ve eş başkanlarımız aday olmadı. Kısa bir süre içerisinde de Yeşil Sol Parti'nin kongresini gerçekleştireceğiz ve yeniden yapılanma kongresi olacak bizim açımızdan.”
HALK SÜRECİ İYİ YÖNETEMEDİĞİMİZ ELEŞTİRİSİNDE BULUNDU
Halkın eleştirilerini ve konferansa taşınan talepleri dile getiren Tiryaki, “Cumhurbaşkanı adayı çıkarmamış olmamıza yönelik eleştiriler var. Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayının koşulsuz desteklendiği yönünde eleştiriler oldu. Ayrıca ittifak siyasetini iyi yönetmediğimiz şeklinde eleştirileri vardı. Yine siyasal İslam’a karşı demokratik İslam’ı savunmadığımız, ülkedeki bütün halkların ve inançların taleplerini yaygın biçimde seçim sürecinde gündeme getirmediğimiz, geniş halk kitleleriyle, inanç gruplarıyla buluşmadığımız yönünde eleştiriler vardı. Ve bütün toplantılarda; çalıştaylardan halk toplantılarına, konferanslara kadar en çok eleştirilen konulardan bir tanesi oldu. Halk, özellikle bu ülkenin kilit sorunu olarak gördükleri tecridin çözümüne dair bir adım atmamış olmamızı, bu sorunu hala çözmemiş olmamızı ciddi bir şekilde eleştiriyor. Ve partiden bu sorunu çözmesini istiyor. Eğer bu ülkede cezaevleriyle ilgili sorun varsa bunun kaynağında tecrit var. Kürt sorunu sadece silahla çözülmek isteniyorsa, bunun kaynağında tecrit var. Ortadoğu'da hala savaş yürüyorsa, bunun kaynağı da tecrit, diyor. Bunu söyleyen halk, toplantılarda bunu gündeme getiriyor ve bunun çözülmesini istiyorlar” dedi.
TECRİDE KARŞI EYLEMLER YAPACAĞIZ
Konferansta en çok dile getirilen başlıklardan biri olan tecride dair önümüzdeki günlerde somut adımlar atılacağının altını çizen Tiryaki, şöyle devam etti: “Partimiz tecride karşı biz dizi eylem ve etkinlik düzenleyecek. Bu sorunun çözülmesini ve halklarımızın nefes almasını istiyoruz. Dolayısıyla bizim birinci gündemlerimizden birisi olmaya devam edecek. Yani bunun biçimi, bunun yeri, bunun zamanı konusunda henüz merkezi organlarda bir karar almış değiliz. Ama bütün bu konferanslar sürecinde öne çıkan başlıklardan birisi buydu. Dört günlük konferansta da buna dair somut öneriler vardı. Açlık grevlerinden süresiz oturma eylemlerine, Gemlik'e yürüyüşten uluslarası kurumların hareketi geçirilmesine kadar pek çok öneri geldi konferanslarda. Bütün bunları partinin merkezi organlarında değerlendireceğiz ve bu merkezi organlarında alacağımız karar doğrultusunda bir dizi eylem ve etkinlik gerçekleştireceğiz.”
ÜÇÜNCÜ BİR SEÇENEĞİ YARATACAĞIZ
Üçüncü yol siyasetini halka yeterince anlatamadıklarını da ifade eden Tiryaki, üçüncü yol siyasetine dair de önemli çalışmalar yapılacağını kaydetti: “Türkiye'de ve dünyada iki kutuplu bir siyaset yürüyor ve bu iki kutuplu siyasetin ne yerel düzeyde ne bölgesel düzeyde ne de küresel ölçekte sorunlara çözüm getirmediği çok açık. Biz hem ülke içerisinde hem bölge düzeyinde ve hem küresel ölçekte bir üçüncü yol stratejisi izliyoruz aslında. Fakat bizim ülkede yürüttüğümüz siyaset açısından bunu yeterince yürütemediğimiz anlaşılıyor.
En geniş anlamda kitleler, bizi en azından şu anda iki ittifaktan birisi gibi görebildi. Oysa hiçbir şekilde aramızda ne Cumhur İttifakı'yla ne Millet İttifakı'yla bir işbirliği yoktu. Biz Emek ve Özgürlük İttifakı olarak seçime girdik. Bir mücadele ittifakı olarak tanımladık. Ama sahada bunu yeterince anlatamadığımız için bu Cumhur ve Millet İttifakı arasındaki mücadelenin bir tarafında sarf tutmuşuz izlenimi doğmuş. Bu, yürüttüğümüz siyasetin eksikliğinden ve yanlışlığından kaynaklanıyor. Dolayısıyla buna yönelik eleştirileri göz önünde bulundurarak, önümüzdeki süreçte bu ittifaklara angaje olmadan, gerçekten bir mücadele ittifakı olarak Emek ve Özgürlük İttifakı'nı büyütmek ve bir üçüncü seçenek yaratma konusunda partinin ciddi çalışmalar yapacağını söyleyebilirim.”