Trakya Tutsak Aileleri'nden açıklama

HDK çalışmaları kapsamında yakınlarının hukuk dışı yöntemlerle rehin alındığını ifade eden Trakya Tutsak Aileleri, yakınlarının tahliye edilmesini talep etti.

Trakya Tutsak Aileleri, 2 Haziran tarihinde Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) çalışmaları yürüttükleri gerekçesiyle gözaltına alınan ve ardından rehin alınan 29 yakını için İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde basın açıklaması gerçekleştirdi. "İfade ve örgütlenme özgürlüğü insan hakkıdır engellenemez" pankartının açıldığı açıklamaya, tutsak yakınlarının yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. 

Trakya Tutsak Aileleri adına konuşan Şadi Özdemir, operasyon sonrası rehin alınan abisi Sadi Özdemir’in (70) yaşının ilerlemiş olduğunu ve kalp hastası olduğunu söyledi. Kendisinin doktor olduğunu ve abisinin bizzat kalp ameliyatına girdiğini söyleyen Özdemir, 4 aydır cezaevinde ağır koşullarda tutulan abisinin durumunun her geçen gün kötüleştiğini vurguladı. Özdemir, abisinin durumunu aktardıktan sonra Trakya Tutsak Aileleri olarak hazırladıkları ortak açıklamayı okudu.

 Özdemir, tutsakların Gebze, Bakırköy, Tekirdağ Kapalı F Tipi Cezaevi’nde bulunduklarını aktardı. Özdemir, “Tutuklanan arkadaşlarımızdan Saadet Fırat, Ömer Güven ve Sadi Özdemir’in kanser hastası olduklarını bilinmesine rağmen tutukladılar” dedi.

Tutsakların hem gözaltı hem de tutuklama sürecinde insanlık dışı uygulamalara maruz kaldığını belirten Özdemir, şunları söyledi:

“8 günün ardından tüm bu sağlıksız ve yetersiz koşullarda kaldıktan sonra ifadeleri alındı. Bazıları kendilerine yöneltilen soruların neye ilişkin olduğunu dahi anlamadılar. Zaten dosya genelinde gizlilik kararı olduğu için kendilerine sorulan soruların delilleri hakkında bilgilendirilmediler. Tutuklandıktan sonra cezaevine girişte çıplak aramaya maruz kaldıklarını öğrendik. Cezaevinde doktora çıkma konusunda sürekli sorunlar yaşadıklarını, istedikleri ilaçların yazılmadığı, tek kişilik araçlarla iki-üç kişi konularak doktorun yanına götürülmeye çalışıldıklarını ve doktorun karşısına kelepçeli çıktıklarını öğrendik.”

HDK’nin ve HDP’nin tamamen yasal ve meşru yapılar olduğunu dile getiren  Özdemir, “HDK-HDP örgütlenme süreci demokrasi güçleri koalisyonudur. Tutuklu yakınlarımız ve arkadaşlarımız hakkında delilsiz, gerçek dışı, hukuk dışı, iddiaların bir an önce yasal dayanakları ile açıklanması, dava dosyasının oluşturulması, adil yargılanma sürecinin başlatılması ve yakınlarımızın derhal tahliye edilmesini istiyoruz” diye konuştu.

Tutukluların dava dosyalarıyla ilgilenen avukatlardan Seher Sağlam, tutukluları sık sık ziyaret ettiğini aktardı. Tutuklulardan Sadir Özdemir’in durumuna dikkat çeken Sağlam, “Özdemir,  cezaevinde rahatsızlanmış ve ambulansla hastaneye götürülmüş. Fakat rahatsızlanma süresi ile hastaneye götürülme süresi arasında 1 saat gibi bir zaman var. Ve hastaneye doktora muayeneye kelepçeli götürülmüş. Böyle tedavi edilmiş. Cezaevinde tutkularla görüştüm, tutuklulara yenilemeyecek yiyecekler veriliyormuş, bundan kaynaklı da bu yemekleri çöpe atıp cezaevi kantininde ihtiyaçlarını karşılıyorlar” dedi.

Gözaltı ve tutuklanma sürecine kadar olan hukuki süreci anlatan avukatlardan Lezgin Özalp da, “Savcı, HDK'yi bir illegal örgüt olduğu yönünde karar vererek mahkemeye sevk etti. Savcı arkadaşlarımızın yüzüne bile bakmadı, onları dinlemeyerek mahkemeye sevk etti. Tutuklanan arkadaşlarımızın çoğu hasta tutuklulardır ve yaşları ilerlemiş tutuklulardır. Yine bu arkadaşlarımızı kaçma şüphesi, delilleri karartma, sanal medya paylaşımları ve katıldıkları basın açıklamaları gerekçe gösterilmişti. Bu arkadaşlarımız örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklandı. Her şeyden önce bu operasyon siyasi bir operasyondu” diye  belirtti.