23 Aralık 2022 tarihinde KCK Yürütme Konseyi üyesi Emine Kara (Evîn Goyî), Kürt müzisyen Mîr Perwer ve Abdurrahman Kızıl isimli yurttaşın silahlı saldırı sonucu öldürüldüğü Paris’teki Ahmet Kaya Kültür Merkezi’ne yönelik katliamın üzerindeki sis perdesi aralanmadı. Her ne kadar William Mallet adlı tetikçi hakkında patolojik (hastalıklı) ırkçı profili çizilse de, ırkçıların genellikle Kuzey Afrikalıları ve siyahları hedef aldığı Paris’te çoğunlukla politik Kürtlerin gittiği merkeze saldırılması birçok soruyu beraberinde getirdi. Le Monde gazetesinde çıkan habere göre, saldırganın Kürtleri hedef almasının nedeni olarak öne sürdüğü, “Suriye’de yakaladıkları DAİŞ’çileri öldürmek yerine hapsettiler” gerekçesi inandırıcılıktan uzak bulunurken, bu saldırının tam da üç Kürt kadın devrimcinin katledilmesinin yıldönümüne yakın bir zamanda gerçekleştirilmesi üzerine, Kürt diasporası saldırının faili olarak Ankara’ya işaret etti.

‘BU TİP SALDIRILAR BAŞKA SAİKLERLE GİZLENİYOR’

Paris katliamı sonrası yaşanan gelişmeleri yakından takip eden kurumlardan İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ile konuştuk. Bu tip saldırıların her zaman başka bir saik adı altında gizlendiğine işaret eden Türkdoğan, burada da genellikle ya ırkçı saldırı ya da nefret saldırısı gerekçeleri ileri sürüldüğünü belirtti. Türkdoğan, saldırganın daha önce de suç işlemiş ve 12 Aralık’ta adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış biri olarak polisin takibinde olması gerekirken olmaması ve saldırının Kürtlerin yoğun olarak gittiği bir mekan olduğu için Fransız istihbaratının gözetimi altındaki Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi'ne yapılması nedeniyle, bu saldırının bu kadar basit gerekçelerle izah edilemeyeceğini vurguladı.

‘ARKA PLANIN ARAŞTIRILMASI ZORUNLU’

Türkiye'deki benzer saldırıların oluş biçimi düşünüldüğünde kesinlikle bunun arka planının araştırılmasının zorunlu olduğunu kaydeden Türkdoğan, “Saldırganı kim yönlendirdi? Ona bilgileri kim verdi? Silahı kim temin etti? Kimleri nasıl hedef gösterdiler? Bütün bu soruların sorulması ve araştırılması gerekir” dedi.

‘GERÇEKLER ORTAYA ÇIKARSA BÜTÜN ETNİK GRUPLAR DAHA İYİ KORUNUR’

10 yıl önce yine Paris’te katledilen üç devrimci Kürt kadına, Sakine Cansız, Fidan Doğan, Leyla Şaylemez’e yönelik suikast bütün boyutlarıyla aydınlatılsaydı bu katliamın yaşanmayacağını vurgulayan Türkdoğan, bu nedenle her iki saldırının bütün boyutlarıyla araştırılması gerektiğini yineledi. Olayın ciddi siyasi mesajlar içerdiğine dikkat çeken Türkdoğan, şöyle konuştu: “O halde bu meselenin siyaseten de çok ciddi olarak ele alınması gerekir. Burada kanaatim o ki Fransız siyasetçiler bu sefer ciddi bir ilgi duydular. Kürt halkına başsağlığı dilediler. Olayın araştırılmasını istediler. Ama Fransa devlet görevlilerinin de mutlaka bu olayı her yönüyle araştırması gerekir. Araştırıldığı takdirde gerçekler ortaya çıkacaktır. Gerçekler ortaya çıkarsa sadece Fransa'daki Kürtler değil, diğer bütün etnik gruplar daha iyi korunur.”

‘ÇOK DAHA DİKKATLİ OLUNMASI GEREKEN BİR DÖNEM’

Türkdoğan, Türkiye’de seçimler yaklaştıkça iktidarın her zaman bir provokasyon oluşturma zemini olarak Kürt meselesine yönelme durumu olduğunu da hatırlattı. Bu seçim öncesi de HDP’nin kapatılması gündemdeyken DBP’ye yönelik gözaltı operasyonunun gerçekleştirildiğine işaret eden Türkdoğan, “Türkiye için çok tarihi bir seçim dönemine giriliyor. Burada siyasi iktidar yine özellikle Cumhur İttifakı'yla Millet İttifakı dışında üçüncü bir güç olan Kürt siyasetini baskı altına almaya çalışıyor. Çok daha dikkatli olmanın gerektiği bir dönem” dedi.