Tutsak aileleri direnişe destek vermeye çağırdı

Amed’de tutsak ailelerinin başlattığı Adalet Nöbeti 8’inci gününde devam ediyor. Aileler, direnişe destek verilmesi için çağrıda bulundu.

Tutsak aileleri, hasta tutsak durumuna dikkat çekmek ve infazı yakılarak tahliye edilmelerinin engellenmesini protesto etmek için Amed Barosu’nda 16 Kasım’dan bu Adalet Nöbeti’nde bulunuyor.

Eylemcileri adalet nöbetinin sekizinci gününde Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği’nin (MED-DER), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Derneği (TİHV) Amed Temsilcisi Murat Aba ve yazar Hamit Dilbahar ziyaret etti.

 

MED-DER Eşbaşkanı Rıfat Roni, “10 yıldan bu yana bu yurtta cezaevlerinde kalan tutuklular insanlık dışı tutumlarla karşı karşıya. Bugün burada 355 cezaevi, 300 bine kadar çıkan tutuklu sayısı var. Bunlardan bin 604’ü hasta tutuklu, 605’i de ağır hasta. Bu hasta tutukluların cezaevinde kalmaması gerekiyor” dedi.

Roni, ailelerin taleplerinin insani olduğunun altını çizerek, “Bu taleplerin toplumun vicdanını da hareketlendireceğine inanıyorum. Dernek olarak söylüyoruz ki ailelerin ve tutukluların talepleri taleplerimizdir” ifadelerini kullandı.

 

Yazar Hamit Dilbahar, “Tutukluların temel talepleri özgür bir Kürdistan, demokratik bir Türkiye içindir” diye belirtti.

Dilbahar, “Bu sebeple edebiyatçılar, yazarlar ve Kürtlerin mücadelelerine gönül vermiş herkesi desteğe çağırıyoruz. Tüm kurumların bu direnişe ses vermesi gerekiyor. Direnişiniz direnişimizdir. Bu direniş büyüyecek ve her yere saçılacaktır” diye ekledi.

TİHV Amed Temsilcisi Murat Aba tutsakların maruz kaldığı uygulamalara dikkat çekerek, “Tutukların hastaneye gitmesi başlı başına bir sıkıntı. Protokole göre tutuklu olsalar bile muayene edildiklerinde içeride serbest olmaları, içeride polis ve ya jandarmanın olmaması gerekiyor. Ancak biz de görüyoruz ki hastalar tedavi edildiklerinde ellerinde kelepçeler dahi çıkarılmıyor. Bu tek başına bile insan hakları ihlalidir. İşkencedir” şeklinde konuştu.

“Elimizden ne geliyorsa yapacağız” diyen Aba,  “İstiyorlar ki ses çıkarmayan bir toplum olalım. Biz de sesimiz çıksın istiyoruz. Bu topluma sahip çıkmaktır. Biz de bu alanda diyoruz ki elimizden geleni yapacağız. Kimse bu zorbalıkla bir yerde kalamaz. Biz de yaşananları kaydetmek için buradayız. Geç olmadan umarım tutuklulara uygulanan hukuksuz bu tutumlar son bulur. Her daim size destek vermeye hazırız” şeklinde noktaladı.

 

Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Abdulselam Güler’in kardeşi İnci Güler ise ziyarete gelenlere şunları söyledi: “Anneleri, kardeşleri eşleri olarak ziyaretlere gidiyoruz. Ama gittiğimiz ziyaretlerde diğer tutuklularla konuşmamız bile yasak. Her hangi bir şekilde konuştuğumuzda bize görüş yasakları veriliyor. Bu yapılan zulümdür. Biz de insanız. Kendileri için af yasaları yapıyorlar. Adaletleri kendilerine olsun. Her daim telefonlarımız çalındığında acaba kötü bir haber mi gelecek cezaevinden diye korkuyoruz. Gözyaşlarımızı annelerimizden saklamaya çalışıyoruz ki daha fazla üzülmesinler. Pandemiyi bahane ettiler. Açık görüş yapmadılar. Ancak bakıyoruz ki bir sürü tutuklu korona oldu. Başımızı yastığa koyduğumuzda uyuyamıyoruz. Ziyaretleriniz bize yalnız olmadığımızı gösteriyor. Ama bir sürü tutuklu ailesi var onları da buraya davet ediyoruz.”