Tutsak Gazeteci Aydın: Tüm haklarımız gasp edildi

Gazeteci Fatih Özgür Aydın, cezaevinde tüm haklarının gasp edildiğini açıkladı.

Kamu Emekçileri Cephesi Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü iken 2017’den beri tutuklu bulunan Fatih Özgür Aydın, kendisine dayanışma mektubu gönderen Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’ne (DFG) rehin tutulduğu Adana F Tipi Kapalı Cezaevi’nden yanıt verdi.

 Aydın, DFG’ye gönderdiği mektupta,  yargılandığı dosyalar hakkında bilgiler verdi.

HAK GASPLARINI SIRALADI

Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle yargılandığını vurgulayan Aydın, hapishanede yaşadıkları hak ihlalleri ile ilgili şunları aktardı:
"Korona salgını ile birlikte birçok hakkımız gasp edilmiş oldu. Haftada on saat uygulanması gereken, ancak 2,5 saat uygulanan sohbet hakkımız korona kısıtlamalarıyla birlikte tamamen kaldırıldı. Haftalık kapalı-açık görüşler ilk önce tamamen kaldırıldı, ardından ayda iki defa ve iki kişiyle sınırlı olarak, kapalı görüş şeklinde uygulanmakta. Hastane-mahkeme nedeniyle hapishane dışına çıkmak zorunda kaldığımız zaman, dönüşte 15 gün boyunca karantinada tutuluyoruz. Yargılandığımız dosyalarda mahkemeler, korona salgınını bahane ederek, duruşmalara SEGBİS ile katılımı dayatmakta.
Süreli yayınlara ulaşmamız, abonelik şartıyla sınırlanıyor. Süreli yayınlara abone değilsek, posta yoluyla gelen dergiler verilmiyor. Abone olsak dahi, abone olduğumuz tarihten önce çıkan sayılar, ‘o tarihte abone değildiniz’ diyerek verilmiyor. Ailelerimizin parasını ödeyerek alıp, posta yoluyla gönderdiği dergiler, ‘idare kanalıyla parası ödenip alınacak& diyerek verilmiyor. Kişi başına on kitap bulundurma sınırlaması uygulanıyor. Evrensel, Yeni Yaşam gazeteleri, Basın İlan Kurumu’nun ‘ilan yayın hakkı’ gerekçe gösterilerek verilmiyor.
Crohn (kronik bağırsak hastalığı), leğen kemiğimde sağ elimde kist ve mitral yetersizliği hastalıklarım var. Belli aralıklarla hastaneye gidip kontrollerimi (tahlil, MR, EKO-EKG, röntgen, kolonoskopi) yaptırmam gerekiyor. Ancak kontrol zamanı geçmiş olmasına rağmen, askerin ‘ağız araması’ dayatması nedeniyle hastaneye götürülmüyorum. Sadece ben değil tabi. Hapishanedeki tüm siyasi tutsaklar, bu dayatmayı kabul etmedikleri için hastaneye götürülmüyor,  tedavi hakları engelleniyor. Asker, ring aracına bindirilmeden önce yaptığı üst araması sırasında, ‘maskemizi indirmemizi, ağzımızı açıp dilimizi çıkarmamızı’ istiyor. Askerin önüne gelene kadar üç defa aramadan (elle, detektörle, x-ray’le ) geçmemize rağmen askerin bu dayatması, onur kırıcı, keyfi ve hukuk dışıdır. Bunun dışında, askerin böyle bir yetkisi yoktur. Yetki, kurum doktorundadır. Ayrıca korona salgının olduğu ve her gün 200’ün üstünde insanımızın öldüğü bir süreçte, kronik hastalıklarım olduğu bilindiği halde maskemi indirip ağzımı açmam, cinayete teşebbüstür. Kontrollerimi yaptıramadığım için de her geçen gün hastalıklarım ilerlemektedir. Bu konuda sesimizi duyurmamıza yardımcı olacağınıza inanıyorum.
27 Ekim 2021 tarihinde, Ankara’dan özel olarak gelen bir grup gardiyan tarafından, hapishanedeki tüm hücreler, arama adı altında talan edildi. Bulunduğum hücrede de tüm eşyalarımız didik didik arandı. Her yere sürdükleri pis elleriyle, yiyecek, giyeceklerimize dokundular. Elbise askılarımızı kırdılar, mektup zarflarımızı yırttılar. Kantinde satılan radyomuzu aldılar. Yürüyüş- Tavır dergilerimize el koydular. Kantinde satılan kırmızı lahana-tuz-su ile yaptığımız turşuları aldılar. Eşyalarımızı yerlere attılar. Bu talanı protesto etmek için slogan atıp kapı dövdüğümüz için bize soruşturma açıldı."