Van’da polis ablukasına rağmen 9 Ekim protestosu: En az 40 gözaltı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik 9 Ekim 1998 komplosunun yıldönümünde polis ablukasına alınan Van’da tecride ve faşizme karşı protesto eylemi gerçekleşti.

1998 komplosunun 24’üncü yıldönümünde “Özgürlüğe Yürüyoruz” şiarıyla Van’da bir yürüyüş yapılmak istendi.

Polisin ablukaya altına aldığı kentte, halk 3 ayrı noktada bir araya geldi.

Yürüyüşün bir koluna HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tayip Temel ve milletvekili Sezai Temelli, diğer kollarına da Muazzez Orhan ve Murat Sarısaç eşlik etti.

Yürüyüş için öngörülen tüm sokaklar polisler tarafından kapatıldı.

HDP İl Örgütü binası da polis tarafından ablukaya alındı ve halkın parti binasından çıkışı engellendi.

Ablukayı yaran HDP milletvekilleri, daha sonra diğer grubun bulunduğu alana ulaştı.

EN AZ 40 GÖZALTI

Engellemelere rağmen yürüyüşün Sanat Sokağı’nda bulunan kolu, Cumhuriyet Caddesi’ne ulaştı.

Burada da ablukaya alınan HDP milletvekilleri ve halk, oturma eylemi başlattı.

“Tecride hayır” ve “Kahrolsun komplo” sloganlarının atıldığı eyleme yönelik polis saldırısında, en az 40 kişi gözaltına alındı.

Oturma eyleminde halka seslenen HDP’li Tayip Temel, “Sayın Öcalan’a yönelik gerçekleşen komployu kınamak için buradaydık ama Van sokakları adeta işgal altına alındı. Sokaklarda terör estirildi. Annelerimiz, yöneticilerimiz ve gençlerimiz gözaltına alındı. Bu açıklamayı mutlaka yapacağız. Bunun için tüm halkımızı il binamızın önüne bekliyoruz” dedi.

Bu çağrıdan sonra yüzlerce kişi HDP İl Örgütü binası önünde toplandı. Burada konuşan HDP Milletvekili Sezai Temelli, şöyle konuştu: “Bugün Van’da 9 Ekim nedeniyle bir basın açıklaması yapma amacındaydık. Kentin sokakları adeta abluka altındaydı. Bu sahne, asıl olarak bizim göstermek istediğimiz komplo ve tecrit tablosuydu. Kendisini yasanın, anayasanın üzerinde gören, seçilmiş milletvekillerinin üzerinde gören bir vali ve onun talimatlı polisleri, bugün adeta Van’da komployu nasıl bir kez daha yaşama geçirdiklerini sergiledi. Kamu hizmeti yapan bir polis teşkilatını göremedik karşımızda, bir partinin paramiliter güçlerini gördük. Bu düşmanlık ve zulüm bir kez daha Van sokaklarında kendisini gösterdi. Onlarca arkadaşımıza şiddet uygulandı, gözaltına alındı. Bu insanlar demokratik haklarını kullanmak istedikleri için gözaltına alındı. Buna tahammül edemeyen faşist zihniyet polis marifetiyle bize şiddet uyguladı.”

Temelli, mutlak tecride de dikkat çekerek “Bu topraklarda bir tecrit var. Ağırlaştırılmış tecrit ve komploya maruz kalan Sayın Öcalan nedeniyle bu coğrafya bir zulme ve savaşa mahkum edilmek istenmektedir” dedi.

Temelli sözlerini şöyle sürdürdü: “Dönemin başbakanının bile anlayamadığı bu komplo nedeniyle bu cehenneme mahkum edilmiş durumdayız. Bu komplonun neden olduğu sonuçlar geride bıraktığımız 24 yıl boyunca birlikte yaşadığımız zulümdür, kandır, şiddettir. Bu durum ceberut devlet aklıyla kurulmuş bir düzendir. Bu zulümden kurtulmak için tecridi mutlaka kırmak zorundayız. Bu sorunun çözümünü muhatabıyla bir an önce konuşmak zorundayız. Demokratik çözümün muhatabı Öcalan’dır. Öcalan’a karşı uygulanan bu tecrit, yoksulluk, şiddetten başka bir şey getiremez, getirmemiştir de. Geriye baktığınızda 24 yıl boyunca bu ülkenin yaşadıkları ortadadır. Bu ülkede yaşanan her türlü melanetin altında Kürt meselesinin çözülememiş olmasıdır. Kürt meselesini çözemediğiniz sürece bu ülkeye huzur da demokrasi de barış da gelmez.”

Temelli, “Biz, bu düzen içerisinde yaşamak istemiyoruz. Hakça, hukukça bir düzeni var etmeye çalışıyoruz. Eşit yurttaşlar olarak yaşamak istiyoruz. Bunun yolunun da İmralı’dan geçtiğini çok iyi biliyoruz. O nedenle bizim 12 Haziran’da başlattığımız Gemlik yürüyüşü ısrarlı ve kararlı bir şekilde devam ediyor. Bizi durduramayacak, engel olamayacaksınız. Tecridi de faşizmi de kıracağız” şeklinde sözlerini tamamladı.