Yıldırım: Tecrit Öcalan karşısında alınan yenilginin sonucudur

HDP Eş Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik politikaların, birlikte yaşam ve demokratik gelecek umutları için büyük tehlike arz ettiğini söyledi.

HDP Eş Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen tecrit politikaları ve buna karşı her gün daha da kitleselleşen eylem sürecini ANF’ye değerlendirdi.

Erdoğan-Bahçeli iktidarının tecridin sonuçlarını hesaplayamadığını ya da farkında olmadığını kaydeden Yıldırım, “Tabi biz birçok süreçte, zeminde özellikle tecride dönük açıklamalarla uyarılarımızı yaptık. Tecridin ne anlama geldiği Türkiye toplumunda anlaşılması ısrarla engelleniyor. Erdoğan ve Bahçeli iktidarı tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik geliştirilen tecridin sonuçları hesaplanamıyor, ya da farkında değiller. Şimdi özellikle 18 yıla varan İmralı rejimi, İmralı sürecindeki bütün esaret koşulları, bütün politikalar Kürt halkı tarafından nasıl değerlendirildiği bilinen bir durumken bu politikalarda ısrar ülkenin birlikte yaşam ve demokratik geleceği açısından en büyük tehlike durumunu arz ediyor. Son birkaç yıldır geliştirilen İmralı tecridi birkaç yönüyle ele almak lazım. Her yönden teslim alma politikaları İmralı direnişiyle boşa çıkarıldı. Sayın Öcalan’ın gösterdiği bu direniş karşısında halka yönelik tasfiye politikaları boşa çıkarılınca sözde çözüm politikalarıyla tasfiye dayatıldı ancak bu da Sayın Öcalan’ın derin öngörüsü ve öngörülü politikalarıyla boşa çıkarıldı” diye konuştu.

‘TECRİT SAYIN ÖCALAN KARŞISINDA ALINAN YENİLGİNİN BİR SONUCUDUR’

İmralı şahsında Kürt halkına dayatılan politikaların Öcalan’ın direnişiyle boşa çıktığını ifade eden Yıldırım, “Tecridin bu şekilde derinleştirilmesi Öcalan’ın gösterdiği direnişle alakalıdır” dedi.

Mevcut iktidar sahiplerinin Öcalan’ın bu politikası karşısında bir yenilgi yaşadıklarını ve bu yüzden öfke ile hareket ettiklerini dile getiren Yıldırım şöyle konuştu: “Ortadoğu’da gelişen 3’üncü Dünya Savaşı koşullarında hemen hemen bütün uluslararası güçler ciddi kayıplar ve başarısızlıklar yaşarken Sayın Öcalan’ın paradigması ile gelişen Rojava Devrimi ve açığa çıkan sonuç büyük bir başarı kazanmıştır. Tecrit sadece TC devleti ile alakalı, sınırlı değil ve kesinlikle uluslararası ayakları var. İmralı sürecini başlatan bu güçlerin bir komplo sürecini yaşadık. Bu açıdan İmralı rejimi ve tecridi uluslararası güçlerin şekillendirdiği bir tecrittir. 3. Dünya Savaşı koşullarında Kürtlerin özgürlük mücadelesinin kazandığı büyük başarılar ve sonuçlar doğurması mutlak bir tecride yol açması onların başarısızlığı ile alakalı bir durumdur. Şimdi bence Ortadoğu’da yaşam koşullarının esaslı yürütücü gücü bunun kesinlikle öncü liderliği pozisyonundadır Sayın Öcalan. Sayın Öcalan’ın mutlak tecritte tutulması Ortadoğu halklarına yönelik bir tehdittir. Kesinlikle şöyle belirtmek gerekiyor, kuşkusuz Kürt halkı açısından birçok kırmızı çizgi vardır ve bunların başında Sayın Öcalan’ın sağlık koşulları vardır. Bu kırmızı çizgiye yönelik bir saldırı ya da spekülasyon, tehdit kesinlikle Türkiye’yi yaşanmaz bir noktaya sürükler. Bu anlamda bu durumun son bulması, Sayın Öcalan’ın sağlık koşulları hakkında toplumun bilgi sahibi olması, Sayın Öcalan’ın özgür koşullarının yaratılması mücadelemizin esası olmaya devam edecektir.”

‘DİRENİŞ TECRİDİ KIRACAK DÜZEYE ULAŞMADI’

“Bizim kesinlikle şu çerçevede bunu belirtmemiz gerekiyor. Sayın Öcalan sadece Kürtler açısından değil Türkiye’nin bütün halkları, inançları açısından temel semboldür ve herkesin demokratik temelde bu tecridin kırılması için bir mücadele yürütmesi gerekiyor” diyen Yıldırım, HDP olarak yaptıkları görüşmelerde bunun ülkenin geleceği açısından önemli olduğunu söylediklerini ve bir planlama çıkardıklarını da sözlerine ekledi.

İllerde ve ilçelerde buna yönelik bir eylem planının başladığını da vurgulayan Yıldırım, “Ancak henüz tecridi kıracak düzeyde değil, bunun özeleştirisini yaparak halkımızın özgür geleceğini temsil eden Sayın Öcalan’ı daha güçlü sahiplenen bir mücadelenin olması gerekiyor. Halkımıza çağrımız tecridi kırmaya yönelik eylem ve etkinliklere yönelik daha güçlü katılmalarıdır” dedi.

‘CPT’NİN GÖREVİNİ YAPMAMASI ULUSLARARASI TECRİTİN BİR SONUCU’

İmralı rejimi ve orda uygulanan tüm politikaların sadece TC devleti ile ilgili olmadığını ve uluslararası boyutları olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “CPT’nin yaklaşımı ve görevini yapmamalarını şiddetle kınamak gerekiyor. CPT’nin tutumu bu tecrit politikalarının uluslararası ayağı olduğu görüşümüzü pekiştiriyor. Bu yüzden bu iki yüzlü politikaları bırakıp kendi normlarına göre hareket etmeleri yönündeki çağrımızı bir kez daha yeniliyoruz” diyerek uluslararası kamuoyunu duyarlı olmaya çağırdı.

‘TÜRKİYE TARİHİN EN BÜYÜK KRİZİNİ YAŞIYOR’

Erdoğan-Bahçeli iktidarına da dikkat çeken Yıldırım şöyle konuştu: “Tüm Türkiye’yi bekleyen bir savaş riski söz konusu. Türkiye ciddi bir darboğaza ve krize sürükleniyor. Ülkede vergiler yüzde 20 artmış, toplumsal anlamda Türkiye tarihinin en önemli çöküntüsü yaşanıyor, gayri ahlaki, gayri insani uygulamalar olağanlaşmış durumdu. Diğer boyutuyla kadınlara, çocuklara yönelik politikalar ile doğamız dahi her türlü sömürüye açık duruma geldi. Yani iktidar artık toplumu yönetemiyor, bu iktidar daha fazla sürdürülemez. Çöküntü politikalarıyla, milliyetçiliği hortlatarak, faşizmle, baskı yoluyla yönetemiyor oluşunu gösteriyor. Türkiye tarihi birçok kriz yaşadı ancak bu kadarını yaşamamıştık. Son yıllarda Sayın Öcalan’ın devreye girdiği dönemler demokratik, toplumsal anlamda iyileşmeler yaşanmıştır. Kadın, çocuk, doğa ve benzeri tüm anlamda gelişmeler yaşandı. Sayın Öcalan’ın tecrit koşullarında, izolasyon altında tutulduğu sürece bu politikalar çözümsüz kalıyor.”