Yılmaz: Kardeşim işkenceyle katledildi, ATK rüşvet istedi

Silivri 5 No’lu Cezaevi’nde hayatını kaybeden Ferhan Yılmaz’ın abisi Hikmet Yılmaz, kardeşinin iddia edildiği gibi kalp krizinden ölmediğini, işkenceyle katledildiğini ve cenazesinin götürüldüğü ATK’de 30 bin TL rüşvet istendiğini anlattı.

İşkencelerle gündeme gelen Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde 29 yaşındaki mahpus Ferhan Yılmaz, tahliyesine iki gün kala şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti.

Cezaevi idaresi ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından şüpheli ölümün kalp krizi olarak açıklanmasına tepki gösteren Ferhan Yılmaz’ın abisi Hikmet Yılmaz, kardeşinin işkenceyle katledildiğine dikkat çekti.

ANF’ye konuşan Yılmaz, Silivri Devlet Hastanesi’nin yoğun bakımına kaldırılan kardeşinin son görüntülerinin ve morgdaki son halinin bunu açıkça kanıtladığını vurgulayarak, “Her yeri kan ve darp izi içindeydi” diye tepki gösterdi.

Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından konuya ilişkin yapılan, “Gerçeğe aykırı haberler” şeklindeki açıklamaya da sitem eden abi Yılmaz, “Cenazesini yıkayan büyük abim, her yerinin mosmor olduğunu gördü. Gözleri patlamış, dudakları davul gibi şişmiş ve burnu kırılmış gibi içine pamuk doldurulmuştu. Ama buna rağmen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından verilen ölüm belgesinde ölüm şekli ‘bulaşıcı hastalık’ diye belirtilirken ölüm nedeni ise kontrolcü hekim olmadığı gerekçesiyle yazılmamış” dedi.

‘EN SON BİZİ ARAYIP YOL PARASI İSTEMİŞTİ’

Kardeşi Ferhan Yılmaz’ın ölüm haberinin tahliyesine 2 gün kala geldiğini anlatan abi Yılmaz, “Ferhan iki yıldır içerideydi. Salı günü tahliye olacaktı. Bizi aramıştı. Neşeliydi. Batman’a gelmek için yol parası yatırmamızı istemişti. Ama o para teslim edilmiş gibi gözükse de ona verilmemiş” diye konuştu.

Ferhan’ın cezaevi idaresinin iddia ettiği gibi kalp krizinden hayatını kaybetmediğine işaret eden Yılmaz, “Cezaevi idaresi tarafından arandık. Bize Ferhan’ın ağrı kesici ilaç içtiğini ve kalp krizi geçirdiğini söylediler. Kalbi durmuş. Ama Silivri Devlet Hastanesi’nin yoğun bakımında bize ulaştırılan görüntülerde yüzü mosmordu, pansuman ile sarılmış burnundan akan kan kurumuştu ve dudakları şişti. Belli ki darp edilmişti” ifadelerini kullandı.

Kardeşinin kesinlikle işkenceyle öldürüldüğünü vurgulayan Yılmaz, “Kalp krizi geçiren bir insanın burnundan kan geldiği nerede görülmüş?” diye tepki gösterdi.

‘ATK’DE İŞLEMLERİN HIZLI YAPILMASI RÜŞVET GİBİ PARA İSTEDİLER’

Yılmaz, cenazenin götürüldüğü İstanbul Adli Tıp Kurumu’nda (ATK) utanmadan kendilerinden rüşvet gibi para istendiğine dikkat çekti. Yılmaz, yaşananları şöyle anlattı: “ATK’ye gittiğimiz zaman yanımızda tanıdık bir avukat vardı. Otopsi raporu için işlemlerin hızlandırılmasını istediğimizde, ‘İçeriye bir sorayım’ dedi. Sonra içerde tanıdık olduğu bilgisini verip bu kişinin işlemleri hızlı yapabileceğini ama bunun karşılığında 30 bin TL istediğini söyledi. Bu parayı verdiğimiz takdirde raporun 4 ayda değil, 2 ayda çıkacağını belirtti. Tabii ki bu teklifi kabul etmedik. Zaten böyle bir paramız yok” diye konuştu.

‘KARDEŞİMLE BİRLİKTE İKİ CENAZE DAHA GETİRİLDİ’

ATK önünde beklerken iki cenazenin daha getirildiğini belirten Yılmaz, “Sabah gittiğimizde askerler vardı. Cezaevinden iki cenaze daha getirilmişti. Ama aileler ortada yoktu. Hatta aracın şoförü yanımıza geldi ve aldığı bir cenazenin bize ait olup olmadığını sordu. Biz de yok dedik. Yani bir tek kardeşimin cenazesi gelmedi o gün oraya, iki cenaze daha vardı. Bence haber alınmayan diğer gençlerin cenazeleri olabilir. Ama bilginin yayılmaması için saklıyor olabilirler. Sonuçta bir koğuşta şiddet varsa, hepsine uygulanmıştır” dedi.

‘BAŞKA GENÇLER ÖLMESİN!’

Silivri Cezaevi’nde kimsenin can güvenliği olmadığına işaret eden Yılmaz, 1980’lerde Diyarbakır zindanında hangi işkenceler yapılmışsa, benzerlerinin bugün Silivri’de devreye konulduğunu, koğuşta çoğu Kürt olduğu için baskı ve işkenceye uğradıklarını kaydetti.

Cezaevi hakkında çok sayıda söylentinin de dolaştığını aktaran Yılmaz, “Oraya uyuşturucu sokulduğu, cezaevi müdürünün de buna ortak olduğu yönünde ciddi iddialar var” diye konuştu.

Başka gençlerin kardeşi gibi ölmesini istemediğini vurgulayan Yılmaz, duyarlılık çağrısı yaparak, bu gidişata acilen dur demek gerektiğinin altını çizdi.

NE OLMUŞTU?

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi ve tutuklu aileler tarafından yapılan açıklamada, Silivri 5 No’lu L Tipi Cezaevi’nde 6 Nisan’da 60 gardiyanın baskısı ve işkencesi sonucunda 6 mahpustan Ferhan Yılmaz ile ismi öğrenilmeyen bir tutuklunun yaşamını yitirdiği duyuruldu.

Gardiyanlar tarafından işkencelere maruz kalan mahpuslardan Halil Kasan, ailesiyle yaptığı son telefon görüşmesinde yaşananları anlatmıştı. Ses kaydı yayınlanan telefon görüşmesinde Kasan, “Yine dayak attılar, hakaret ettiler, sakallarımızı yoldular. Yumuşak odaya atıp, botlarla kafamıza bastılar. Bize zulüm yapıyorlar. Kendimizi asmamızı istiyorlar” demişti.