Zam raporu açıklarken bile yeni zamlar geldi

HDP Ekonomi Komisyonu, geçtiğimiz hafta bir zam raporu açıkladı. Komisyon zamları açıkladıktan birkaç saat sonra hatta takip eden günlerde de zamlar yağmaya devam etti.

Türkiye neredeyse saat başı zam haberleriyle geçiriyor günü. Akaryakıttan elektriğe, doğalgazdan temel gıda maddelerine kadar zamlar çoğu kalemde %100 seviyesini çoktan aştı. Bunu karşısında ise halkın geliri hızla eridi. HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, HDP Ekonomi Komisyonu’nun hazırladığı ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Zam Raporu’nu geçtiğimiz hafta kamuoyuna açıkladı. Raporun açıklanmasından bugüne kadar rakamlar artmaya devam etti. Öyle ki raporun açıklanmasını takip eden günlerde ‘zam’ söylentisi üzerine marketlerde ayçiçek yağı alanların görüntüsü medyaya yansıdı.

Rapor sadece 44 aydır devam eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi içerisinde uygulanan politikalar sonrası gelen zamları kapsıyor. Bazı rakamlar bu kadar kısa sürede gelen değişimi ve ekonomik çöküşün özeti gibi: 2018 Temmuz’dan bu yana elektrik  %237, doğalgaz %133 zamlandı. Ekmeğin fiyatı %159 arttı. Benzer şekilde süt %153, ayçiçeği yağı %198, yumurta %180 zamlandı.

Yine 2018 Temmuz’dan bu yana otomobile %419, köprü geçiş ücretlerine %317, LPG’ye %192, motorine %170, benzine ise %143 zam geldi. Akaryakıta gelen zamlar elbette şehirlerarası biletlere da yansıdı: Uçak bileti ücreti %291, şehirlerarası otobüs bileti ücreti ise %224 arttı.  

ÇÜNKÜ BU SİSTEM BAŞLAMADAN ÖNCE İDDİALARI VARDI

HDP Ekonomi Komisyonu bu rakamları açıklarken yeni zamlar da gelmeye devam ediyordu. Komisyon’dan Batman Milletvekili Necdet İpekyüz hem yeni gelen zamları hem de rapor çerçevesinde ekonomik tabloyu ANF’ye değerlendirdi.

İpekyüz ilk olarak neden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kıstas aldıklarını şöyle anlatıyor: “AKP Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi tanıtırken parlamenter sistemde bürokrasinin ağır olduğunu, yerel yönetimlerin güçlü olmadığını, ekonominin rayına oturması için de daha merkezi bir karar sistemi olması gerektiğine ve bununla da ekonominin düzeleceğini savundu. Bundan dolayı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini bir gerekçe olarak gösterdik yoksa AKP, 20 yıllık bir iktidarın öyküsüdür gelinen aşamada. İlk yıllarda ekonomideki başarı öyküsü yerini yıllar geçtikçe talan, yalan ve şirketlere peşkeş çekilen kaynaklara bıraktı. Biz HDP olarak her genel bütçede şunu söylüyoruz: ‘Savaşa, talana ve sermaye ayrılan bir bütçe halkın bütçesi olamaz.’

Öte yandan 44 aylık, birinci dönem diyebileceğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde şöyle bir iddialar vardı: ‘Biz ekonominin her şeyini düzelteceğiz.’ Ama daha ilk yola çıkarken tıpkı aile şirketiymiş gibi ekonominin başına damadını atadı. Daha sonrasında eski bakanlar ve şimdiki bakan Nebati geldi. Yine bu 44 ayda belli periyotlarda değişmesi gereken Merkez Bankası başkanları tam 4 defa değiştirildi. Bunların hepsi de gece yarısı kararnameleri ile yapıldı, hiçbirinde meclisin etkisi ve yetkisi olmadı. Onlara göre şu anki ortamı yaratan faiz sebep enflasyon sonuç. Biz de diyoruz ki: Onlar sebep var olan tablo da sonuçtur.”

BUGÜNÜN FİYATI 1 HAFTA SONRA DEĞİŞECEK

HDP’li İpekyüz, AKP’nin kötü giden ekonomik tabloyu her defasında başka gerekçelere ve bahanelere sığınarak açıkladığının altını çizerken şunları söylüyor: “Ekonominin kötü olmasını dış nedenlere bağlıyorlar. Elbette dış nedenlerden olabilir bugün değil, her zaman için olabilir ama iktidarların görevi bu dış nedenlerden kaynaklı riskleri azaltmaktadır. Bu dış nedenleri görebilmek ve önlem almaktır ilk görevleri. Dış nedenler varken buna seyirci kalmak yoksulluğu daha da artırıyor, orta sınıfı yok ediyor küçük bir azınlık zenginleşiyor. Sınıflar arası makas açıldıkça artık derin yoksulluk denen şey ülkenin normal yaşamı haline dönüşüyor.

Sonuç itibariyle bu tabloya her zaman bir bahane bulundu, dış güçler, FETÖ operasyonu vesaire vesaire. Kaldı ki biz bu raporu açıkladıktan saatler sonra bile yeni zamlar geldi, yine ayçiçek yağı krizi yaşandı. Raporumuzda akaryakıttan KDV ve ÖTV’nin kaldırılmasına yönelik öneriler sunduk tarımın desteklenmesi konusunda da aynı şekilde. Hiçbiri dikkate alınmadı tam tersine sadece ‘biz biliriz’ diyerek hareket ediliyor. Tüm bu çerçevede artık Türkiye hiperenflasyon diyebileceğimiz bir noktaya ilerliyor. Bugün fiyatı 1 hafta sonra değişecek.”

DEMOKRASİDEN UZAKLAŞILDIKÇA EKONOMİ ZAYIFLADI

Gelecek hafta ekonomi ve demokrasi ile ilgili başka bir rapor açıklayacaklarına değinen Necdet İperkyüz bu iki şey arasındaki bağlantıya şu örnekleri veriyor: “Önümüzdeki hafta başka bir rapor daha açıklayacağız demokrasiden uzaklaştıkça ekonominin ne kadar bozulduğuna dair. Tekçi anlayış hiçbir zaman dünyaya bir şey kazandırmadı. Türkiye'de tekçilik kimlikten inanca birçok şeye o kadar sirayet etmişti ki ekonomide de bu noktaya gelindi. Bugün Türkiye'deki bu tekçi anlayış medya ile de tek bir sese dönüştürüldü. Bu medyada reklamlar bile bir propaganda aracına dönüştürüldü. Öte yandan yurttaşlar televizyonlarda gösterilen manzaraya, pazara ve kendi yaşamlarına baktığında aslında kandırıldıklarının farkında.

Halk örgütlü ya da örgütsüz buna tepki verdiğinde önlerine birçok engel çıkarılıyor. Çoğu kez salgın öne sürülüyor, öte yandan OHAL'in kalıcılaşan uygulamaları sürdürülüyor. Örneğin Van'da, Batman'da özellikle Van'da 15 Temmuz'dan beri sürekli uzatılan bir OHAL yaşamı var. Tüm bunlara rağmen halk bir şekilde tepkisini ortaya koyuyor, özellikle bunu elektrik faturaları zamlarında gördük. Doğubeyazıt'ta, Derik'te sonrasında Muğla'da, İzmir'de birçok yere yayıldı. Bizim sokakta gözlemlediğimiz şu var insanların gelirleri eridi ve bu da insanları boğazına kadar öfke ile doldurdu. İşi olanlar bile akşam eve yemek götürmek konusunda kara kara düşünürken zaten işsizlik had safhaya gelmiş durumda. Öte yandan Türkiye zaten ekonomisini borçla çevirirken kendi vatandaşını da gırtlağına kadar borçlandırdı ve şimdi o borcun ödenmez zamanı geldi. Ama artık o borç ödenemiyor çünkü borcu borçla ödeme devri de kapandı.”