Nepal’in başkenti Katmandu’da ikincisi yapılan Dünya Kadın Konferansı beşinci gününde sürüyor.

Delegelerin genel kurul toplantısıyla devam eden konferansa 44 ulustan 90 delege katılırken, genel kurulun divanına bu sabah genç kadınlar geçti. Farklı ülkelerdeki genç kadın örgütlenmelerinin temsilcileri genç kadınların durumu ve mücadelesini değerlendirdi. Genç kadınların yönettiği oturumda Özgür Genç Kadın'dan Cansu Yumuşak bir konuşma yaptı. Suruç Katliamı'nda hayatta kalan gençlerden olan Yumuşak,mücadele etme ve direnme nedenlerini paylaştı. Yumuşak, kadınların öz savunma deneyimlerini paylaşması gerektiğini de vurguladı.

ŞENGALLİ KADINLAR

Almanya'da yaşayan 17 yaşındaki Şengalli Belkız da Şengal'deki Êzidî kadınların durumunu aktardı. DAİŞ tarafından kaçırılıp köleleştirilen çok sayıdaki kadının özgürleştirilmeyi beklediğini vurgulayan Belkız, Şengal'deki Kürt kadınının direnişine dikkati çekti.

KADINLAR BÖLGELERİNDEKİ TABLOYU AKTARDI

Konferansta söz alan diğer kadınlar da şu mesajları verdi:

"Yasmina (Bosna)

20 yıl önce Bosna'da bir savaş yaşandı. Binlerce kadına tecavüz edildi. O zaman 'bir daha asla' denilmişti. Ama hala devam ediyor. Aynı görüntüleri bugün Suriye'de görmekteyiz. Bu bilinçle hareket etmeliyiz. Bu tarz platformlar, uluslararası konferanslar ve paylaşımlar çok önemli çünkü yalnız olmadığımızı görüyoruz. Ancak mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımları da savunmalıyız. Kesinlikle gerilememeliyiz, hep ilerlemeliyiz.

Jonsi (Hindistan)

Ülkemizde nüfusun çoğunluğu kırsal bölgelerde yaşarken, giderek şehirlere göç söz konusudur. Bu durumdan çok uluslu şirketlerin sömürücü pratiklerinin payı büyük. Çiftçi olarak geçimlerini sağlayan kadınlar yoksulluk sorunu ile karşı karşıya kalıyor çünkü yüzyıllardır üzerinde yaşadıkları topraklar ellerinden alınıyor. Toprağı için canını feda eden kadınlar var. Kadınlar, yaşam alanlarının kendilerine ait olmasını istiyorlar, çok uluslu şirketlerin işgaline karşı direniyorlar.

Naciye (Afganistan)

Ülkemde 30 yılı aşkın bir süredir savaş yaşanıyor. Burada sunulan kıta raporlarında gördük ki ortak sorunlarımız çok. Ama bir de özgün gerçeklerimiz var. Afganistan'da kadınlar farklı şiddet biçimleriyle karşı karşıya. Çok eşliliği kabul etmeyen kadınların burnu kesiliyor, sevdiği ile evlenmek isteyenler taşlanıyor. Dış güçler askeri varlıklarıyla sözde bize yardım için ülkemize geldi. Ama onlarca ordu 30 bin talibanı yenemedi. Çünkü yenmek istemiyorlar. 30 yılı aşkın savaşta 1.5 milyon insan öldü. 5 milyon mültecileşti. Afgan kadınların yüzde 95'i okuma-yazma bilmiyor. Bu konferans Afgan kadınlarla dayanışmalı, sesini onlara ulaştırmalı.

Fadime Çelebi (SKM Sözcüsü - Türkiye)

Kadınlar tarih boyu sosyalizm mücadelelerinde güçlü yer aldılar. Ancak tarihsel deneyimlerde gördük ki kadınların özgün örgütlenmesi olmadan sosyalizm mücadelesi de ilerleyemiyor. Kadınlar sınıf mücadelesi yanı sıra bir cins devrimi, bir kadın devrimi de yarattı. Bunu Nepal'de, Kürdistan'da, Türkiye'de ve başka bölgelerde görüyoruz. Kadınlar 5 bin yıllık ataerkil bir sistemle karşı karşıya. Kadınlar 5 bin yıllık ezilmişlik, sömürülmüşlük, bastırılmışlık tarihi ile yüzleşerek kendi sürecini başlatmalı. Türkiye'deki kadın hareketi bunun üzerine gelişiyor. Ülkemizde İslamcı bir iktidar var, 14 yıldan beri kadının yaşam alanlarını kısıtlamaya çalışıyor. Buna karşı duran en güçlü hareket kadın hareketidir."

ULUSLARARASI ÇALIŞTAY ÖNERİSİ

Ayrıca, Avrupa Koordinatörü Monika Gaertner-Engel de bir konuşma yaptı. Rojava'daki Kongra Star adına konferansa katılan Rufınd Xelef dünkü konuşmasında bütün kadın örgütlenmelerinin kadın özgürlük ideolojisine dayanması gerektiğini vurgulamıştı. Monika Gaertner-Engel de bu değerlendirmeden yola çıkarak iki konferans arasındaki süreçte dünya kadınlarının pratiklerini teorize edeceği ve ideolojik bir açıdan tartışacağı bir uluslararası çalıştayın yapılmasını önerdi. Öneri delegeler tarafından yoğun destek gördü.